"ona gerçeği söylesek herşey daha farklı olur muydu Seonghwa?" yanımda duran sevgilimin sorusu ile mezarın üstünde ki toprağı oynamayı bıraktım."bilmiyorum ona söyleseydik bile hiç düşünmeden kendini öldürürdü. bunu biliyorsun."
bunu biz dışında ki herkes,bu olayı kime anlatsak aynı şeyi söylerdi.
onun cansız bedenini bulduğum gecenin üzerinden sadece 2 sene geçmişti.
zaten ondan öncesinde de bir gece önümde cansız bir beden vardı.
san'ın bedeni.
san kendini öldürdüğünde kimseyi düşünmemişti.
ne yaşadı da canına kıymıştı ikimiz de bilmiyorduk ama geride bize sadece küçük sevgilisini Wooyoung'u bırakmıştı.aslında kendi canına kıydığı için hem kızgın hem de üzgündüm. biraz da suçlu hissediyordum. onu çekip kurtaramadığım için. kızgın olmamın sebebi ise sevgilisini hiç düşünmeden kendi bedenine kıymasıydı.
tabi her şeye son vermek için bunları yapmıştı ama beraberinde geri de kalan küçük bir beden vardı.
Wooyoung San'dan önce kimsesizdi,sevgisizdi.
kimse ona hak ettiği değeri vermemişti.
San onu sevmişti, belki de ilk defa bir aşkı gözlerimle görmüştüm.
gittiğinde ben bile dayanamamıştım. Wooyoung neler çekmişti kim bilir.
ben belki en yakın arkadaşımı kaybetmiştim ama o ailesini kaybetmişti.
bu yüzden onu asla anlayamazdım.
gittiğinde söyleyemedim Wooyoung'a çünkü bir arkadaşımın daha ölmesine katlanamazdım.
o bana San'dan kalan tek şey iken ona sahip çıkmak zorundaydım.
ama yine de başaramamıştım. bu yüzden kendimden çok nefret ediyordum.
San'ın öldüğünü söylememek için küçük bir yalan uydurdum.
San ölmedi 'seni bırakıp gitti' dedim.
benim için farklı şeylerdi bunlar.
öldüğünü kabullenemezdim belki ama benden uzakta başka yerde mutlu olmasını kabullenirdim.
ama bu iki şeyinde Wooyoung için aynı şey olduğunu çok geç fark ettim.
fark ettiğim de cansız bedeni kanlar içerisinde göğsünde ki bir bıçak ile ellerimdeydi.
o an bende ölmek istedim.
ya da Wooyoung'u geri getirmek istedim.
ona doğruları söylemek istedim. 'San asla seni bırakmadı' demek istedim. ama bu da yalan olurdu.
San zaten ölmek için ilk adımı attığında Wooyoung'u bırakmıştı.
ikisi de kendi canına kıymıştı. Ama Wooyoung kendisini San için öldürmüştü. belki de en kalp kırıcı olan şey buydu.
Wooyoung'un kendine birşey yapacağını asla bilmiyordum. San'ın telefonundan engeli kaldırdığımda önüme düşen mesajlar ile öğrenmiştim.
onlarca hatta belki de yüzlerce mesaj vardı. ama attığı son mesaj ile hepsini okumak için zamanım yoktu.
o mesajda kendini öldüreceğini yazmıştı. gördüğüm an evden koşarak çıkmıştım ama yine de San'dan bana kalan tek şey olan Wooyoung'un kollarımda cansız bedeni vardı.
artık bunları düşünmenin sadece bana zarar vereceğini anladığımda düşünmeyi bıraktım ve sevgilimin de elinden tutarak ikisinin mezarının yer aldığı yerden çıktım.
onların sevgisi öldürücüydü ve belki de bunu bilen kişiler sadece bizdik.
-
öncelikle küçük bir şey açıklamak istiyorum san gerçekten ölü bir bedendi ama seonghwa bunu wooyoung'a söylemek istemediği için ona yalan söyledi ve san'ın telefonundan onu engelledi. wooyoung'un gördüğü şeyler ise sadece hayaldi. san asla yaşamıyordu.
hikayenin kesin bir sonu olmasını istediğim için bu bölümü yazdım artık rahatça ölebilirim çünkü ikisi için de gerçekten acı bir son.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bal ve turta - woosan
Short Storyakşam olduğunda masaya turta koyacağım,belki gelirsin diye. sana inat seni her gün daha da çok seveceğim,belki beni yeniden seversin diye.