16

101 18 19
                                    

Jungkook ona dönük bedene döndü. Gözleri kapalıydı sarışının ama biliyordu uyumadığını. Derin bir nefes aldı yaşça küçük olan. "Saçma şeyler yapıyoruz Jimin ama bana doğruyu yapıyormuşum gibi geliyor. Sen bende bir şeyleri değiştirdin. Kendimi anlayamıyorum. Ama yanında olucağımı söylerken samimiydim. Yanında olacağım ve ölmene izin vermeyeceğim. Yolunda güveneceğin dayanak olacağım ve belki de daha fazlası.."

Daha fazla konuşmadı. Diğer bedende cevaplamadı. Jungkook gözlerini kapattı ve Jimin sadece gülümsedi o görmeden. Bu sözlerden sonra ikisi de kısa da olsa uykuya dalabilmişlerdi.

~♡~

Kısacık bir uyku ne kadar kötü olabilirse o kadar kötü olmuştu. Ömründe kaybettiği tüm Taehyung'lar suçlarcasına ona gelip boğazına çökmüş, hakaret etmişlerdi. Onları kurtarması için yalvarmış ve Jimin'den neftet ettiklerini haykırmışlardı.

Titreyerek uyandı uykusundan. Gözlerini korkarak açtı. Tepesinde kaşları çatık bir Jungkook bulunuyordu. Heran harekete geçmeye hazır duruyordu. Jimin sersemce baktı ona. Jungkook ayaklandı "kabus mu gördün?"

Jimin ise başını sallamakla yetindi. Daha da konuşma olmadı. Ne gece olanları konuştular ne de başka bir şeyi. İkili hazırlanmaya odaklanmışlardı. Handan ayrıldıklarında Jimin Jungkook'u takip etmeye başladı. Birlikte Jungkook'un atını bağladığı yere gittiler.

Jungkook atına gülümseyerek yaklaşıp derisini okşadı. Jimin'e dönerken sonunda bir konuşma da başlamıştı. "Atları sever misin?"

Jimin ata boş bir bakış attı. "Pek değil." Jungkook'un suratı düştü. Atına dönüp baktı. "Tabii vampir hızın yüzünden hiç ihtiyacın olmamıştır."

Jimin bunun üstüne kıkırdadı. "Hayır, sebebi bu değil."

Jungkook ona soran gözlerle bakınca devam etti. "Eskiden atlar sadece hızlı oldukları için kullanılan ve bu kadar aptal olan varlıklar değillerdi. Farklı türleri vardı; sentorlar, pegasuslar, unicornlar ve kırmalar."

Jungkook merakla dinliyordu. "Sentorlar yarı at yarı insan olan bir tür. Üst bedenleri insan alt bedenleri at gibi görünür. Normal bir attan daha vüyük cüsseleri olurdu. Ayrıca yarı yarıya insan olduklarından zekaya da sahiplerdi. Bu nedenle at ırklarını hep onlar kontrol etti. Ama bu tür sadece erkek cinseyitinden oluştuğundan ve kırmaları yaşamadığından nesillerini devam ettiremeden yok oldular. "

Jungkook "ya unicornlar?" diye sordu. Atları sevdiğinden bu konu çok ilgisini çekmişti. "Tamamen at görünümlülerdi. Ama en büyük cüsseli atlar da onlardı. Kafalarında uzun ve gittikçe sivrileşen bir boynuz olurdu. Düşman gördüklerine o boynuzlarla saldırırlardı ve kolay kolayda yenilmezlerdi. Bu yüzden bu tür genellikle insan ırkında prens ve prenseslere koruma olarak verilirdi. Zaten bilirsin atlar hangi türü olursa olsun sahiplerine aşırı bağlıdırlar. Bu yüzden oldukça kullanışlı oluyorlardı. Ama bu atlarda zamanla bazı sorunlarla yüzleştiler. Bunların da en büyüğü boynuzlarının ölümsüzlük kapısını açtığı düşüncediydi. İnanışa göre bir unicornun boynuzu alınıp yine unicornun kanı ile birlikte kaynatılır ve sonrasında içilirse ölümsüzlük elde edilirdi. Bu nedenle bir dönem aşırı avlanıldılar. Sonrasında kendilerini diğer türlerden soyutlayıp gizli yaşamaya başladılar. Bu da zamanla boynuzlarının işlevsizleşmesine, güçlerinin kaybolmasına ve ömürlerinin kısalmasına neden oldu. Bir dönemden sonra da boynuzları tamamen yok oldu, boyutları küçüldü ve şimdi bildiğiniz normal atlara dönüştüler."

Jungkook şaşkınlıkla kendi atına baktı. Önündeki samanları çipneyen at eskiden oldukça haşmetli bir tür müydü yani? Jimin'e döndü geri "ya pegasuslar?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İPTİLA • VminkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin