anı.

199 15 28
                                    

"Re re re!"

"Ra ra ra!"

"Galatasaray, Galatasaray!"

"Cimbombom!"

Bütün siteyi inleten tezahüratlarıyla Alin, Aras, Asi ve Eymen dörtlüsü şampiyonluk kutlamalarından dönüyorlardı. Çoktan yapmaya başladıkları beşinci yıldız tartışması eşliğinde kapının önüne geldiklerinde oturan Alaz'ı gördüler. Gülen yüzleri anında solmuş ve kaşları çatılmıştı.

"Abi?"

Alin telaşla abisinin yanına koşarken üzerindeki Fenerbahçe formasıyla merdivenlerin başına oturan Alaz başını kaldırıp yanına gelen kardeşine baktı.

"Alin?"

Sanki bir uykudan uyanmış gibiydi. Baygın bakışları kardeşini süzdüğünde etrafına bakma isteği doldurdu içini. Yanına gelir gelmez aldığı yoğun alkol kokusuyla da yüzünü buruşturmuştu Alin.

"Neredeyiz biz ya? Aaaa evimizin önündeymişiiz!"

Aras, Alaz'ın durumunu fark eder etmez yanına gitmiş ve ayağı kaldırmaya çalışmıştı.

"Ulan göt herif, on bir yıldır şampiyon olamıyorsunuz diye biraz abartmamış mısın sence de? Gidip kafayı çekmek ne?"

Güldü Alaz. Gözleri az ileride onları izleyen bir çift göze takıldı. Birisini tanıyordu. Hatta o kadar iyi tanıyordu ki, adını unutsa o gözleri unutmazdı. Ancak diğeri çok yabancıydı. Kaşları çatıldı. Uyuşuk beyinle ilk başta ikilinin alakasını anlayamasa da az sonra aklına dolan kareler ile Asi'nin yanındakinin kim olduğunu anlamıştı. Gülüşü buruk bir tebessüme dönüşürken gözlerini Asi'ni gözlerinden çekip kendisini çoktan kendi evlerine taşımaya başlayan Aras'a çevirdi.

"Biz ne şampiyonluklar kaçırdık, bu mu koyacak be abi?"

Bir kolundan Aras, diğer kolundan Alin'in tuttuğu Alaz'ı nihayet evlerine getirebilmişlerdi. Peşlerinden eve giren Asi ve Eymen'e baktı Alaz. Kardeşi çoktan ona sert bir kahve yapmak için mutfağa gitmiş, Aras da soluklanmak için başını koltuğa yaslayıp gözlerini yummuştu.

Alaz, gözlerini diktiği Eymen'e rahatsız edici bakışlarını gönderirken Aras'a vururcasına dürttüğünde yerinden zıplamıştı genç adam.

"Oğlum, yavaş lan!"

Alaz, kısık olduğundan oldukça emin olduğu ama asla kısık olmayan bir ses tonuyla Aras'ın kulağına eğilip konuştu.

"Asi Ablamın yanındaki lavuk kim?"

Aras'ın gözleri Eymen'e kayıp Alaz'a geri döndüğünde son derece ciddi bir merakla ona baktığını gördü. Yok, kesinlikle bu çocuk sarhoş olunca beyninin yarısını alkol ile dışarı atıyordu! Gözlerini devirdi.

"Sence kim olabilir, Alaz?"

Alaz kim olduğunu çok iyi biliyordu ancak o olmaması için bir mucize olmasını bekliyordu. Keza beklediği mucize olmadı. Başını önce Eymen'e sonra Aras'a çevirip başını iki yana sallayıp omuzlarını silkti. Aynı anda da dudaklarını büzmeyi ihmal etmedi.

"Bilmem, kim? Benim gözüm pek seçemedi. Sarhoş olunca gözüm bozuluyor ya benim, bilmiyor musun?"

Sabır çekti Aras. Sarhoş Alaz ile ilgilenmek zulmün de ötesinde bir şeydi. Gözlerini kapatıp birkaç saniye sakinleşmeyi bekledi. Ardından gelen düşme sesiyle mecburen açmak zorunda kaldı. Alaz, koltuktan kalmış, Asilere doğru adımlarken ayağı takılıp düşmüş olmalıydı. Dünya dönüyor muydu ne?

Tam önüne düştüğü Asi, endişeyle ona doğru eğildiğinde onun hala daha çok güzel olduğunu fark etti Alaz. Gözlerinin parlamasına engel olamamıştı. Asi hep güzeldi, Asi dünyanın en güzeliydi. Aklına düşen anıyla gözlerini yandığını hissetti Alaz.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

doksanıncı dakikaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin