Oh, beautiful poison tree.

3 0 0
                                    

⋆⁺₊⋆ ☾ ⋆⁺₊⋆ ☁︎
––––––––––––––––⋆
Oh, beautiful poison tree.

1/2

y/n's pov:

       Şilte rahat değildi. Özellikle yer hiç değildi ama şuan ki halime şükretmeliyim, değil mi?
 
    Hiori'nin ebeveynlerinin bir umutla izin vereceğini düşünüp Hiori'de yatıya kalmak için o sikik ebeveynlerden izin almıştım. Ebeveyn unvanini bile hak etmiyorlar gerçi ama konumuz bu değil.

     Tum gunu Hiori'yle odasında gülüp eğlenerek geçirmiş, şimdiyse gece yarısı olduğu için uyumaya karar vermiştik. Ben doğal olarak yere şilte sermiş yerde yatarken, Hiori'de kendi yatağında yatıyordu. Bir kaç saat gözlerimle benim aramda geçen uyumak için verdiğim savaşın tam uykuya dalacakken gok gurultusunun sesini duymamla, daha doğrusu duymamızla, 1-0 mağlup olmuştum. Rövanş maçı istemek zorundaydım ama bir hıçkırık sesi isteğimi durdurmuştu.

     Yavaşça doğrulup yukarıya, Hiori'nin yattığı yatağa baktım ve seslere kulak kesildim. Hiori... Ağlıyordu, hıçkırıklarla, nefes nefese ağlıyordu. Geçmişe gittim, bir ara aramızda bahsi geçmişti. Hiori'nin küçükken yaşadığı, ebeveynlerinin yaşattığı, olaydan dolayı gök gürültülerinden çok korkuyordu.

–––––––––––––––––

     "Anne..?"
     "..."
     "Hey, baba."
     "..."

     Adım attıkça ayaklarının altından gıcırdayan ahşap zeminin sesi, dışarıdan gelen gök gürültüsü ve şiddetli yağmur odayı dolduruyordu. Ah, bir de küçük çocuğun hıçkırıkları. Minik elleri yastığını sıkıca kavramış, gözleri sözde deliksiz uyuyan anne ve babasına bakıyordu.

     "Yanınızda uyuyabilir miyim..?"
     "Korkuyorum. Çok... Gürültülü."
     "Sarılsak? Anne? Baba?"

     O çocuk aptal değildi. Elbetteki ve maalesef ki anne babasının onu görmezden geldiğini anlıyordu. Ne olurdu ki ortalarına yatsa, onu gök gürültüsünden korusalar? Bilmiyorlardı ki sarılma veya hiç olmazsa bir ninni yeterliydi o korkunç sesi soyutlamak için.

      "Sen hala uyumadın mı?! Yarın erkenden antrenmanın var senin! Ne yaptığını  zannediyorsun?!"
      "Gök gürültüsü mü?! Peh! Korktuğun şey bu mu?! Uykun için endişlenmelisin! Ya yarın uykulu olursan ve antrenmanına odaklanamazsan?!"

     Tekrardan odasındaydı, yatağında, dört duvar arasında, gök gürültüsüyle...  
     Cidden korkuyordu.

––––––––––––––––

     Ses çıkarmamaya dikkat ederek ayağa kalktım, titremesinden dolayı yatakda titriyordu. Yaptığım tuhaf kaçmazdı, değil mi? Sonuçta arkadaşımı sakinleştirmek umuduyla yanına yatacaktım. Yavaş hareketlerle dikkatle yanına uzandım, sırtı bana dönüktü. O kadar korkmuştu ki, varlığımı bile fark etmemişti. Kollarımı Hiori'ye dolayıp sarıldım ve kendime doğru çekip sırtını göğsüme yasladım.

     "Ssh... Buradayım, hiçbir şey yok..."

     Sarılmak yardımcı olmuyordu. Ağladığını göremesem bile hıçkırıkları yetiyordu anlamak için. Kahrolsun ebeveynleri. Nefret ediyorum onlardan.
Bir süre sessiz kaldım, aklımda bir fikir vardı ama yardımcı olacağından emin değildim. Sonuçta benim sesim gök gürültüsüne nasıl üstün çıkabilirdi?

     Ninni bilmezdim, dinlemezdim de. Fakat her sakinleşmek istediğimde dinlerdim.

     Evet, Poison Tree.

     Ezbere bildiğim o şarkının kelimelerini dudaklarımdan çıkmasına izin verdim.

     (...)
    "Oh beautiful poison tree,
      Let your power grow in me,
      Let your sorrows flow in me
      Turn me into a poison tree."
    
     Belki de üç kere tekrar tekrar söylemiştim şarkıyı. Bu sürede Hiori pozisyonunu değiştirip göğsüme yaslanırken rahatlatmak için saçlarını okşamaya başlamıştım, hala da aynı pozisyondayız. Hıçkırıkları belli belirsiz duyuluyordu. Küçük panik atağının artçıları belirgindi. Üzülüyordum, Hiori'ye, ebeveynlerine. Hiori bu şahsiyetleri hak edecek kötülük ne yaptı? Kötülük bile yapmadı. Ebeveynlerine de üzülüyordum, oksijen israfları.

      "Bırakma, lütfen."

     Hiori'nin kısık sesi ve kollarını daha sıkı sarması anında bulanmış zihnimden kurtulmama neden oldu. Sakinleşmişti. Gök gürültüsü de artık çok gürültülü değildi. Aslında dürüst olmak gerekirse
Hiori sadece arkadaş değildi. Hoşlanıyordum, ama kabullenemezdim. Hiori'nin ileride çok iyi bir kariyeri olacağına inanıyorum ve hislerimi açıklayarak bir şey yapmaktan korkuyorum. Etkilemekten. Hep bunun saçma olduğunu düşünürdüm ama değilmiş. Çünkü sevdiğiniz adam, gerçekten sevdiğiniz adama kendinizden daha çok önem veriyorsunuz. Belki de vermiyorsunuz ama ben böyleyim.

      "Bırakmayacağım. Uyandığında hala yanında olacağım."

–––––––––––––––

  
  selaaamm

gece gece poison tree dinlerken bi yandan bir seyler yazmak istedim yani oylesine yazdigim bi fic 2 bolum olcak bu 1. bolumuydu
zaten ficlerim cok tutmuyo (cunku hep yarim birakiyor yazmiyorum) o yuzden bi anlik hevesle yazdigim bir sey kısa oldu
ve muhtemelen mutsuz son yapmayi dusunuyom ama yapmayabilirim de
yine de oy verip yorum yaparsaniz cooook mutlu olurum
kendinize iyi bakin gorusuzzz
bayy😼😽

 bolumuyduzaten ficlerim cok tutmuyo (cunku hep yarim birakiyor yazmiyorum) o yuzden bi anlik hevesle yazdigim bir sey kısa olduve muhtemelen mutsuz son yapmayi dusunuyom ama yapmayabilirim deyine de oy verip yorum yaparsaniz cooook mutlu olurum k...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


           

    

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

poison tree (blue lock, hiori yo x y/n)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin