1.0

337 21 12
                                    

"Abi," dedim yedek kulübesine oturmuş bizden önceki grubun oyununun bitmesini bekleyen abimin yanına otururken.

"Kiraz nenenin torununu hatırlıyor musun? Berkan. Futbolcu olan var ya. Siz onunla bayağı iyi anlaşıyordunuz, değil mi?"

Berkan gelince abimin beni sorguya çekeceğini bildiğim için onu biraz da olsa yumuşatmaya çalışıyordum. Ama işe yaramamış olacak ki kaşlarını çatıp bana döndü.

"Ne anlaşması kızım ya? Köyde ikimizden başka ergen olmayınca mecbur birlikte oynuyorduk. Hiç de sevmem o Avrupalı pezevengi. Gol atınca bile 'Arda, Alex' diye değil 'Modric, Messi' diye bağırırdı züppe."

"Abi," dedim durumu açıklamaya çalışmaya hazırlanırken.

"İyi akşamlar."

Ben daha kendimi açıklayamadan Berkan birden yanımızda belirince abimin gazabından kaçmak için olduğum yere sindim.

"Berkan? Kardeşim, nasılsın? Ne işin var burda?"

Abimin dönekliği karşısında hayrete düşmüştüm. Bazı akrabalıklar DNA testi gerektirmezdi.

"Vay, çok uzun zaman oldu. Boy atmışsın." dedi Berkan ayağa kalkan abimle tokalaşırken.

Abimi sinir etmenin en kolay yolu ona ergenliğini hatırlatmaktı.

"Senin de kulaklar küçülmüş sanki, ameliyat mı oldun?" dedi abim alaylı bir ses tonuyla.

Berkan abimin söylediğinden rahatsız olmuş olacak ki sadece yalandan gülmekle yetindi.

"Ee, ne işin var burda?" dedi abim bir Berkan'a bir bana bakarak.

Berkan gelmeden önce açtığım konu yüzünden bu işin içinde parmağımın olduğunu anlamıştı.

"Serra çağırdı, kişi eksikmiş. Yıllar sonra bana ulaşınca da kırmak istemedim."

Abim bana dönüp kaşlarını çattı.

"Berkan nerden aklına geldi ki abicim? Alemsin valla." dedi dişlerinin arasından.

Sözleri tatlı olsa da mimikleriyle on beş kişiyi öldürebilecek gibiydi.

"Keşfette karşıma düştü hesabı, ben de öyle şansımı denedim abi." dedim sevimlilik yapıp gülümserken.

"Umut!"

Sahanın dışından birinin abimin adını seslenmesiyle birkaç dakikalığına da olsa beni gözleriyle dövmesinden kurtulmuştum.

"Benim geleceğimi neden söylemedin abine?" dedi Berkan abim gider gitmez.

"Sana da merhaba canım." dedim oturduğum yerden kalkarken.

Berkan'ın karşısına dikildiğimde aramızdaki boy farkı yüzünden dilim tutulmuştu. Omzuna bile gelmiyordum.

"Sen bayağı bayağı hiç büyümemişsin ya." dedi Berkan gülerek.

Berkan'a bakmak için kafamı kaldırdığımda saçma bir gülüşle bana bakıyordu. Ne diyeceğimi bilemeyerek gözlerimi birkaç kere kırpıştırdım.

"Şükrü kör olmuş." dedi Kenan yedek kulübesine girerken.

Duyduğum şeyle şaşkınlıktan gözlerim fal taşı gibi açılırken arkamı döndüm.

"Ne?"

"Berkan Kutlu'nun burda ne işi var lan?" dedi Kenan en az benim kadar şaşırırken.

"Sırası mı şimdi Kenan, Şükrü nasıl kör olmuş ya?" dedim Kenan'ın rahatlığına sinirlenirken.

"Gerizekalı, gözünü dolap kapağına çarpmış, tek göz iptal." dedi sonunda bana dönerken.

"Ciddi ciddi kör mü oldu?" dedim duyduğum şeye inanmayı reddederek.

"Yok oğlum ya, birkaç günlüğüne göz bandı takacakmış. Bir şeyi yok."

"E, bir kişi eksik miyiz yine?"

"Yok la, gözünü bantlayıp gelmiş."

Derin bir iç çekip ellerimi sinirle saçlarımdan geçirdim.

"Şükrü'yü abimlere kakalamamız lazım."

"İmkanı yok, rövanş maçı diye tutturmuşlar. İlla geçen maçki takımlarla oynayacakmışız."

"Neyse, en azından Berkan'ımız var." dedim Berkan'ın koluna hızlı hızlı birkaç kere vururken.

Berkan olanlar karşısında şoka girmiş olacak ki yeni yeni kendine geliyordu.

"Bugün bu maçı yapmaya ısrarcı mısınız yani?"

"Show must go on buddy, show must go on." dedim moda girip kafamı ağır ağır sallarken.

Birkaç dakika sonra hepimiz sahaya çıktığımızda Berkan'ı oldukça kendime yakın tutmaya çalışıyordum. Yaptığım her hatayı örtmesi gerekiyordu. Berkan ayağına gelen her topu kaybederken bütün umutlarım tükenmişti.

"N'apıyorsun Berkan ya, ayaksız mısın?" dedim Berkan tekrar topu kaybedince.

"Saha kaygan, ben n'apayım?"

Ayağıma gelen topu Şükrü'ye pas attığımda top ayaklarının önünden geçip gitmişti.

"Bu ne biçim takım amına koyayım ya?" dedim gitgide sinirlenirken.

"Tek gözüm kapalı, gelen topu görmüyorum ki anasını satayım."

Abimlerin takımı bize ikinci golü attığında derin bir nefes alıp ellerimi belime koydum.

"Efsane Milan kadrosu gibi takım kurmuşum anasını satayım ya; ayaksız Berkan, kör Şükrü, Kolsuz Kenan, Kaplumbağa Efe..."

"Sen çok bir işe yarıyorsun ya sanki." diye mırıldandı Berkan yanımdan geçerken.

"Ben bu takımın beyniyim, beyni. Ayrıca Barış Alper olsaydı şimdiye onuncu golü atmıştık."

Cümlem biter bitmez Berkan'ın slow-motionla bana dönmesini izledim. Delici bakışları altında ezilmemek için geri geri tempolu birkaç adım atıp arkamı döndüm. Maç devam etmeye başlayınca Berkan'ın performansındaki değişime hayret etmiştim. Ayaksız Berkan gitmiş yerine Mbappe gelmişti. İkimiz yan yana karşı kaleye doğru hücum ederken kaleye yaklaşınca topu ayağıma attı. Gelişine vurdum. Top kaleye girince sevinçten ne yapacağımı şaşırmış bir şekilde Berkan'a doğru koşup üstüne atladım. Berkan beni havada yakalamıştı. Formamın arkasından geriye çekilmemle yere düşmem bir oldu.

"Kendine gel." dedi abim beni düşürdüğü yerde bırakıp gitmeden önce.

Berkan elini uzatıp beni yerden kaldırdığında abimle göz göze geldim. Bu maç ya şimdi bitecekti ya da ben bu maçın bitimine kadar bitmiş olacaktım. Maçın devamında abimin korkusuna Berkan'la minimum temasta bulunmaya çalışsam da Berkan her atılan golle bana koşup ya omzuma vuruyordu ya da çakmam için ellerini uzatıyordu. Bütün maç abimin mimiklerini takip etmekle geçmişti. Maç bitiminde bizim takım kazanınca herkes son golü atan Berkan'ın üstüne çullanırken ben abimin beni izlediğini fark ettiğim için kenarda durmuş aptal aptal gülüyordum.

"İyi, süperlig topçusunu sakatlamadık amına koyayım. Yoksa hapı yutmuştuk." dedi Deniz abimin omzuna vururken.

Herkes terli terli halı sahadan çıkarken abim beni Berkan'la yalnız bırakmak istemediğini belli ederek elini omzuma atıp beni sahanın dışına çıkardı. Herkes vedalaşıp evlere dağılırken abim, ben ve Kenan birlikte arabaya doğru yürüyorduk. Berkan'la yıllar sonra ilk görüşmemizin abimin yanında olmuş olmasına söverek arabaya bindim.

animal agression // berkan kutluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin