"Süreyya."
Adımın seslenilmesi ile birlikte odadaki patron koltuğuna yaklaştım.
"Süreyya!"
Gelen ses ile birlikte gülümsedim ve sandalyeyi kendi tarafıma döndürüp oturdum.
"SÜREYYA!"
Ses iyice yaklaştığında arkamı döndüm ve beklemeye başladım. Kapı açıldığında derin nefes sesi geldi ve ardından da kapı kapandı.
"Nereye kayboldu bu kız ya?" diyerek yanıma doğru yaklaştı. Koltuğa iyice sindim ve beklemeye başladım. Ayak sesleri tam dibime geldiğinde sırıttım ve sandalyenin dönmesini bekledim. Sandalye döndüğünde ise üstüne atlayarak 'bö' dedim.
"Neredesin sen? Her yerde seni arıyorum." Dedi ve bana baktı.
"Eğleniyorum sadece. Bir sıkıntı mı vardı?"
Derin nefes aldı ve ellerini beline koyarak bana baktı.
"Kafana göre işler yapamazsın Süreyya! Buranın kuralları var."
Koltuktan kalktım ve hızlıca onun boynuna sarıldım. Hemen o da bana sarıldı.
"Seni her zaman kurtaramam Süreyya."
"Abiler kardeşlerini her zaman korurlar. Bunu bana sen söylemiştin unuttun mu Cemal?"
Gülümsedi ve yanağımı sıkıp koltuğuna oturdu. Çekmecenin kilitli olan kısmını açtı ve oturmam için koltuğu işaret etti. Demek ki yine bir konu vardı. Koltuğa oturup ayaklarımı masaya uzattım ve ona baktım. Önüme bir dosya attığında elime alıp baktım ve kapağındaki yazıyı okudum.
"HUZUR OPERASYONU"
"Huzur operasyonu mu? O ne?"
Dediğim şey ile birlikte koltuğuna yaslandı ve bana baktı.
"Azerbaycandan İstanbula kadar uzanan bir operasyon. Bu operasyon için görevlendirildin. Özellikle seni istediler."
Kaşlarımı çatıp dosyayı elime aldım ve incelemeye başladım. İlk sayfayı açtığımda karşıma mavi gözlü ve hafif beyazımsı saçlı bir adam çıktı. Galiba ele başları bu adamdı. Hakkındaki bilgilere bakarken diğer sayfaya geçtim ve onun aksine daha genç bir adamla karşılaştım. Sadece saçlarının ucu beyazlamıştı. Bu da başlarındaki kişinin yardımcısı diye tahmin ediyordum. Özellikle bu iki adam ile ilgili bilgilere yer verilmişti. Diğerleri sadece isimleri ve kimlik bilgilerinden ibaretti.
"Operasyonun amacı ne?"
Dosyayı elimden alıp ikinci sayfasını açtı ve genç olan adamın olduğu sayfayı açtı.
"Emir Gardaşov. Azerbaycanın en önemli askerlerinden birisi. Bu adamı alıp ülkeye getirmen gerek."
"Neden?"
Derin nefes alıp bana baktı.
"Süreyya. Soru sormak yok. Kuralı biliyorsun. İş verilir biz de yaparız." Diyerek tekrar çekmeceyi açtı ve bu sefer bir zarf önüme koydu.
"Burada pasaportun ve Türkiye kimliğin var. Tabiki biletinle birlikte. En kısa zamanda yola çıkman gerek." Dediğinde başımı salladım ve zarfı elime aldım.
"Yanlarına nasıl girerim? Zayıf noktaları neler?"
"Zayıf noktalarını kendin bulman gerek. Bir süre onları gözetle. Ardından da harekete geç." Dediğinde ayağa kalktım ve ona asker selamı verdim. Gülümsedi ve elimi indirmemi işaret etti.
"Şımarıklık yapma hadi bir an önce yola çık.Gelişmelerden haberdar edersin."
Gülümsedim ve öpücük atarak odadan çıktım ardından da kendi odama gittim. Eşyalarımı toplayarak sırt çantama yerleştirdim ve masanın üstünde duran düz siyah şapkamı aldım. Şapkamı alınca aynanın önüne geçtim ve saçlarımı at kuyruğu yapıp şapkamı kafama geçirdim. Ardından da sırt çantamı takıp merkezden dışarı çıktım.
Havaalanına geldiğimde gerekli kontrollerden geçip uçağa bindim. Uçakta yerime oturduğum zaman da kulaklığımı takıp gözlerimi kapattım.
Gözlerimi açtığımda İstanbula gelmiştik.Hemen uçaktan indim ve beni bekleyen arabaya doğru gittim. Beni bekleyen arabanın önünde benim yaşlarımda biri vardı.
"Hoşgeldiniz Sümeyye hanım."
Sümeyye? Anlamaz şekilde ona baktığımda telefonu bana verdi. Baktığımda aktif bir arama olduğunu gördüm ve kulağıma götürdüm.
"Pasaportuna bakmadığını biliyorum. O yüzden ismine en yakın ismi seçtim. Adın Sümeyye Bayrak. Zengin bir ailenin tek mirasçı çocuklarısın. Trabzonlusun. 25 yaşındasın. Bu kadarlık bilgi sana şimdilik yeter." Dediğinde telefon kapandı ve telefonu geri uzattım. Ardından ofladım ve arabaya bindim. Yanımdaki çocuk kapıyı kapatınca başımı geriye yasladım ve yola baktım. Bakalım bu yeni ülkede,yeni şehirde başıma neler gelecekti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜREYYA
Action"Huzur operasyonu mu? O ne?" Dediğim şey ile birlikte koltuğuna yaslandı ve bana baktı. "Azerbaycandan İstanbula kadar uzanan bir operasyon. Bu operasyon için görevlendirildin. Özellikle seni istediler." Kaşlarımı çatıp dosyayı elime aldım ve incele...