Sabah alarmın iğrenç sesiyle uyandım. En sevdiğim şarkı olsa bile uykumu böldüğü için nefret ediyordum ondan.
Kalktım, dolabımın başında beş dk durduktan sonra ne giyeceğime kara verdim. Okulun ilk günleri giydigimiz kıyafetlere hocalar pek dikkat etmezdi ondan bir kot ve tshirt giydim hemen. Saçlarımı taramakla yetindim ve evden çıktım.
Okula gittiğimde tamda korktuğum gibi herkes bana dik dik bakıyordu buna kavga ettiklerimde dahildi. Sınıfımı buldum ve en arkaya geçtim, anladığım kadarıyla sınıflar değişmişti ve eski sevgilim ve onun benden sonraki ama eski olan sevgilisiyle aynı sınıftaydık.Beş dk sonra zil çaldı herkes yavaş yavaş gelmeye başladı insanlar ilk bana sonra da berk'e bakıyorlardı.
En sonunda dayanamadım ve kulaklıklarımı çıkardım ve en sevdiğim şarkıyı açtım hiç olmazsa bu onların nefretle bakan bakışlarını ve çenelerini kapardı.Birinin dürtmesiyle uyandım. Kulaklıklarım hala kulağımdaydı ve bangır bangır Green day çalıyordu. Apar topar çıkardım kulaklarımdan hoca bana kızgın bir surat ifadesiyle bakıyordu. Ve babamdan dolayı bisi demedi sonra hoca ses çıkartınca yine herkes dikkatini hocaya vermişti bende tekrar kafamı sıraya koydum ve uyumaya başladım.
Ezgi'nin sesiyle uyandım. Ezgi benim okulda en yakınımdı zaten ondan başka arkadaşımda yok o olaylar yüzünden. "Depresyona girmeyi uykusu kadar seven kankam hadi dışarı çıkalım." hep böyle derdi. Ona gore her gün depresyona giriyordum. "Tamam kanka geliyorum." dedim ama o gelmeyeceğimi bildiği için başımda bekliyordu. Gözlerimi devirerek onu takip ettim.