sa beyler
konuya nasıl giriliyodu aqqqqq
--------
taehyung:
papanağa sormuşlar gitmek mi zor kalmak mı papağanda demiş ki gitmek mi zor kalmak mıjungkook:
iyi demiştaehyung:
evt
gelmiyon mujungkook:
geliyorum
yemek aldımtaehyung:
hmmmmmmm
almasaydın ben başka şeyler de yerdimjungkook:
yeriz yinetaehyung:
hayır sana yasak
ben yicemjungkook:
sen yesende bana ödül oluyortaehyung:
kes
konuşmajungkook:
kapıyı açtaehyung:
of öyle diyince çok seksi oldunjungkook:
hep öyleyim----------
(taetty's)
"Ya Jungkook!" yemek yerken elleri rahat durmadığı için en sonunda bağırmıştım.
Bir yandan pizzasını yiyor bir yandan da bacağımı okşayıp duruyordu."Özledim seni," diyerek çenemden tuttu ve ona bakmamı sağladı. "içeri mi geçsek? burası sıcak oldu." Bacağının üstüne attığım bacağımı okşayıp, sıkıp duruyordu.
"Bence, özlediğin şey ben değilim." dediğimde elindeki pizzayı masaya bırakıp bir kaşını sorgularcasına kaldırarak bana döndü.
"Neymiş?" dediğinde derin bir nefes verip gergince konuştum,
"Beni özlemedin, vücudumu özledin."
Birden gözleri büyüdü ve bunu söylediğim için çok sinirlenmiş olmalı ki, boynundaki damarı belirginleşti."Ne demek o? İçeri geçip en sevdiğin animasyonu izleyelim diyecektim. Cidden böyle mi düşünüyorsun?" Gözlerinden ayırmadığım gözlerimi masaya doğru çevirince yüzüme doğru eğildi. "Doydun mu?" diyerek az önce masaya bıraktığım pizzayı bana uzattı. Ben duydum demek istercesine kafamı salladığımda pizzayı tekrar masaya koyup birden kalkıp beni kucağına aldı ve oturma odasına doğru ilerledi.
Tek bir kelime söylemeden beni koltuğa bırakıp televizyon kumandasını alıp yanıma oturdu. Netflixten bitirmediğimiz animasyon filmini açıp bana döndü.
"İzlemek istiyor musun? İstemiyorsan uyuyabiliriz." Şu an o kadar sakin ve masumdu ki, gözlerim dolmuştu. Cidden hissederek söylediğim şeyi söylediğime pişman olmuştum.
"İzleyelim." dediğimde, filmi başlatıp uzandı ve koltuğa doğru uzattığım bacaklarıma kafasını koydu. Hiçbir şey demeden filmi izlemeye başladığında ellerimi saçlarına atıp okşamaya başladım. Gözlerini kapattığını görebiliyordum.
Aradan geçen onbeş dakikanın ardından içimdeki huzursuzluğa katlanamayarak suratını kendime çevirip eğildim ve dudaklarına şimdiye kadarki en yumuşak öpücüğü kondurdum. Öpüp çekildiğimde parlayan büyük gözleriyle bana baktı ve ensemden tutup kendine çekti, bu sefer öpücüğümüz sert değildi ama yumuşakta değildi.