[Lana Del Rey - pretty when you cry]
Yazım ve noktalama yanlışları var ise özür dilerim. Umarım beğenirsiniz.
***
27 Ekim 1824 :
..."Canımız çok yanacak mı?"
Diye sordu beyaz tenli sevgilisine ithafen, çaresiz çıkan sesi ile. Yanık tenli ise cevap verdi küçüğüne, konuştu kendinden emin sesiyle birlikte.
"Hayır küçüğüm, yanmayacak."
Belki yanacak biraz canımız, ama değecek sevgilim, demek istedi Teayong ancak içinde tutmakla yetindi.
"Ben, seni kaybetmek, sensiz olmak istemiyorum."
Sonra son Cümlesini kurdu yanık tenli sevgilisi Jeongguk'a karşı.
"Başka bir yaşamda tekrar buluşacağız sevgilim. Çünkü biz..."
Daha cümlesini bitirmemişti Teayong ancak çanların sesini duydu ikili, etraflarında oluşan topluluğun fısırtıları arasından yüksek bir ses duyuldu sonra.
"Saat 21.00 oldu efendim ! Tam saati !"
***
27 Ekim 2024 :
"Taehyung aşkım şu kitaba baksana. Çok merak ettim, alalım mı ?"
Jungkook'un elinde hevesle tutup bana gösterdiği kitaba baktım.
'İn another life.'
Başka bir yaşamda.
Gerçekten ilgi çekici bir kitaba benziyordu. Başımı kitaptan kaldırıp, güzel kahverengilerinde galaksiler bulduğum eşime baktım. Parmaklarımı kırmızı saçlarına daldırıp okşarken konuştum.
"Alalım tabii. Ben de merak ettim."
Gözündeki memnuniyet ve mutluluk hissi ile tavşan dişlerini çıkarıp güldü. Ben de gülüşünden öptüm onu. Birbirimizden ayrıldıktan sonra Jungkook hevesle almış olduğu kitabı alışveriş sepetine bıraktı. Ben de hemen boşta kalan elini yakalayıp sımsıkı tuttum. Ellerimiz birbirine kenetli iken biz önümüzdeki alışveriş sepeti ile kasaya doğru ilerliyorduk.
***
Arabadan inip kapıyı kapattığımda benim hemen ardımdan inen Jungkook ile arabanın bagajına doğru ilerledik. Arabanın anahtarı ile arabadan inerken açmıştım zaten bagajı. Bu yüzden poşetleri aldıktan sonra bagajı kapatıp eve doğru yürümeye başladık. Evin önüne geldiğimizde poşetleri yere, kapının önüne bırakıp cebimde evin anahtarını aramaya başladım. Aradığım anahtarı ceplerimde bulamayınca çatık kaşlarım ile Jungkook'a döndüm.
"Güzelim anahtarlar sende mi ? Ben bulamıyorum."
Cümlemi anladıktan sonra aydınlanmış olmalı ki elini, giydiği siyah jean'in sağ ön cebine koyup anahtarları çıkardıktan sonra gülerek bana uzattı.
"Bende kalmış, aklıma gelmedi."
"Sorun değil."
Onun gibi gülüp cevap verdikten sonra anahtarı elinden aldım. Anahtarı, kapının kilit haznesine koyup iki defa çevirdikten sonra açılan kapıyı elim ile ittirip tamamen açtım. Jungkook gibi yere eğilip poşetleri aldıktan sonra onunla içeri geçip kapıyı kapattım.
Beraber mutfağa gidip poşetleri tezgaha koyduktan sonra salondan buraya doğru yaklaşan havlama sesleri ile birbirimize bakıp güldük.
Mutfağın kapısına baktığımızda, minik partileri ile bize doğru koşturup havlayan Yeontan'ı gördük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İn another life | Taekook
Fanfiction"... Unuttun mu küçüğüm ? Ölüm bizim için kurtuluştan başka bir şey olmayacak."