part 1 " Asi vazgeçmiş hayatan"

258 20 14
                                    

 

  Selam herkese
Bu hikaye bir süre önce yazmaya başladım taslaklarda bu gün görünce yayınlamaya karar verdim
Bu hikaye aslında bir okurumun isteği üzerine yazıldı  @SofiaOooomsn
Sadece bir kısmı var henüz devamı yazılacak
Not: bu hikaye 3 veya 4 part olacak yanlızca. Kısa bir hikaye

İyi okumalar

Özeti 32. Bölüm de eğer Rüya ve Çağla uçuruma gittmeselerdi nasıl olurdudan yola çıkıldı.

*****

Alaz, telefonun inatçı zil sesiyle irkilip uyandı. Gözlerini aralayınca nerede olduğunu hatırlamaya çalıştı; son günlerde olduğu gibi yine arkadaşının mekânındaki odada yatıyordu. Geceler boyu içip, sabaha karşı Emre tarafından buraya taşınmak artık bir rutin haline gelmişti.

Başının içinde yankılanan düşünceler durmak bilmiyordu. Rüya, Çağla’ya rağmen polise gidip tüm gerçeği anlatmış, Serhan’ın yürüyemediği bahanesinin yalan olduğu ortaya çıkınca hapse gönderilmişti. Şebnem’in kaçış planı ise sahil güvenliğine yakalanmasıyla suya düşmüş, o da cezasını çekmek üzere hapse atılmıştı.

Alaz, bütün bu karmaşanın içinde kendini kaybetmişti. Çağla ve Ece’nin evdeki krizleri, annesinin bitmek bilmeyen suçlamaları derken nefes alamaz hale gelmişti. Güven Aydın’ın sürekli etrafında dolanması ise işleri iyice zorlaştırmıştı. Kaçmak için bir fırsat ararken, kendini Asi’nin kapısında bulmuştu. Onunla konuşmak istemişti ama Asi’nin sert tavrıyla karşılaşmış, duygularını açmaya fırsat bile bulamadan kapı yüzüne kapanmıştı.

O sabah Asi'yi odasında gördüğünde her şey altüst olmuştu. Bir an ona zarar vereceğini düşünmüş ama Asi’nin ani öpücüğü tüm düşüncelerini altüst etmişti. Ece'nin aramasıyla odadan çıkmış, döndüğünde ise Asi’nin mektubu bildiğini anlamıştı. Her şeyin daha da kötüleşeceğini biliyordu. Ardından Rüya, annesinden aldığı ses kayıt cihazıyla polise gitmişti ve olaylar kontrolden çıkmıştı.

Telefonun ısrarla çalmasıyla kendine geldi. Yorgun bir sesle cevap verdi:

“Alo, ne var Çağla?”

Çağla'nın sesi boğuk ve titrek geliyordu: "Alaz, çok kötü bir şey oldu! Asi, Asi bileğini kesmiş, ambulansla hastaneye götürüyorlar!"

Alaz duyduklarına inanamadı. "Ne diyorsun sen? Delirdin mi? Bu saçma bir şaka mı?"

“Hayır, şaka değil!” dedi Çağla hıçkırarak. “Asi, bileğini kesti. Yaman ve Cesur günlerdir onu arıyorlardı. Fiko onu bir sokak arasında bulmuş, elinde cam şişe, diğer eli kan içinde… öylece yatıyormuş, Alaz. Ölü gibiymiş.”

Alaz'ın içi boşaldı. Kulakları uğuldamaya başladı, sanki dünya yavaşça etrafında dönüyordu. “Bileğini mi kesmiş? Asi mi? Hayır, bu olamaz. O yapmaz…” diye mırıldandı. Dizlerinin üzerine çöktü, elleriyle başını tutarak, sarsıla sarsıla ağlamaya başladı.

Ne kadar süre o şekilde kaldığını bilmiyordu, ama bir noktada kalktı ve mekândan hızla çıktı. Arabasına bindi ve hastaneye doğru sürdü. Ayakkabısız olduğunu bile fark etmemişti. Hastaneye vardığında, nefes nefese acil servise daldı. Gözü sedyeleri taradı ama Asi’yi bulamadı. Panikle cebine elini attı ama telefonunu almayı unutmuştu aynı montunu ve ayakabılarını unutuğu gibi

Acil servisinin ortasında öylece durmuştu. Gelen geçen doktorlar, hastalar, hemşireler ona tuhaf tuhaf bakıyor, yanından sessizce geçip gidiyordu. Orta yaşlı bir hemşire, Alaz'ı tanıdı ve ona yaklaştı.

"Alaz Bey, ne oldu? Ne bu haliniz?" diye sordu.

Alaz, boş yataklara hipnoz olmuş gibi bakarken, yandan gelen sesle irkildi ve kadına döndü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 22 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

başka bir ihtimalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin