24::do your thang with me now

945 150 69
                                    


-
size bugün iki adet bölüm hazırladım
diğerini de bir saat sonra atacağım
o yüzden bana teşekkür olarak yorum yapabilirsiniz dimi 😋😋😋
-

"Hani ayılmıştın? Bütün ağırlığını bana veriyorsun, Taehyung." Jungkook kollarını boynuna dolamış Taehyung'la beraber zor da olsa yürümeye çalışıyordu. Bardan çıkmış, Jungkook'un arabasına ulaşmaya çalışıyorlardı.

"Sen bana ağır mı dedin?" Taehyung kollarını Jungkook'un boynundan ayırmış ve kalan son gücüyle Jungkook'u ittirmişti. Ancak beklenenin aksine ittirmeyle sarsılan Jungkook değil, Taehyung'un kendisi olmuştu.

Taehyung sendelediğinde düşmek üzereyken Jungkook'un tutması sayesinde yere kapaklanmaktan kurtulmuş, bir kahkaha atmıştı. "Tutmasan ağzımla burnum yer değiştirecekti."

Jungkook onun bu hallerine kıkırdıyor, yerinde durmayan Taehyung'u zapt etmeye çalışıyordu. "Tae, araba diğer tarafta. Kendini bana bırakır mısın?"

"Kendimi sana bırakırsam işin sonu iyi bitmez."

Sarhoşluğun insanlığın genelinde olduğu gibi Taehyung'ta da dürüstlük etkisi yarattığı kaçınılmaz bir gerçekti.
Birbirlerini buldukları andan itibaren Taehyung tam bir sosyal kelebek olmuş ve bu zamana kadar hiç olmadığı kadar yakın davranmıştı Jungkook'a. Beraber dans etmiş, gülmüş, içmişlerdi. Jungkook, emindi ki Taehyung'un ayıkken de böyle olması için dünyaları verirdi.

"Sarhoşsun, dokunmam sana merak etme." Jungkook'un Taehyung'u arabaya daha hızlı götürmek için kucaklarken sarf ettiği cümleler eylemlerinin tam tersini yansıtsa da o kendi kafasında neyi ima ettiğini oldukça iyi biliyordu.

Taehyung'un mırıltıları arasında Jungkook zor da olsa onu arabaya sokabilmişti, arabanın etrafından dolaşırken uzun zamandır nerde olduğu belli olmayan Jimin'i aramış, Yoongi'yle olduğunu öğrendikten sonra rahatlayarak arabaya binmiş ve Taehyung'un evine doğru yola çıkmıştı.

Yarı uyur vaziyette olan Taehyung'u bakışlarıyla kontrol eden Jungkook, kenar bir büfeden bir şeyler almak üzere arabayı park etmiş, üzerindeki ceketi Taehyung'un üstüne örtüp arabadan çıkmıştı, Taehyung'un evinde ne var ne yok bilmediği için akşamdan kalma birinin sabah ihtiyacı olan her şeyi almış, ve hala bıraktığı vaziyette olan Taehyung'u gördüğü gibi gülümseyerek tekrar eve doğru yola koyulmuştu.

Sessiz yolculuğun ortasında Taehyung'un derin bir nefes alıp aniden kalkmasıyla beraber Jungkook yerinden sıçramış, bakışlarını Taehyung'a çevirmişti.

"Jimin'i bıraktık! Jimin'i orda bıraktık!" Taehyung elini arka cebine atıp telefonunu arıyor, bir yandan Jungkook'un omzuna vuruyor, bir yandan da tepiniyordu. "Nasıl unutursun arkadaşımı, salak!"

Jungkook, Taehyung'un yumruklarından kurtulmaya çalışırken zor da olsa "Taehyung benim yanım geldikten sonra Jimin'i bir daha görmedin bile!" diye bağırmış, zaten varmış oldukları evin önüne hızlı bir manevrayla arabayı park etmişti.

"Aradım ben onu, Yoongi'yleymiş, vurma artık!"

Taehyung arkadaşının yerini öğrendikten sonra havada kalan son yumruğuyla donakalmış, "Haaa, iyi o zaman." diyebilmişti.

"Geldik." Jungkook arabanın etrafında yine dolaşarak Taehyung'un kapısını açmıştı. "Yürüyebilecek misin yoksa yardım gerekiyor mu?"

Taehyung yardıma ihtiyacı olmadığını söyleyip arabadan inmiş olsa da sendeleyerek yürüyor, her adımında dengesini kaybediyordu. Jungkook onun bu halini şaşkınlıkla izlemiş, "Ne diye soruyorsam ben de..." diye söylenip, Taehyung'un koluna girmişti.

studio 6 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin