Neden buraya gelmiştik, bilmiyordum?
Rutubet kokusu etrafımı sarmıştı. Yüzlerine aşina olduğum ve eli uzun namlulu silahlarla dolu adamların kimisi önümden, kimisi yanımdan yürürken asıl amaçlarının bana yön vermek değilde çevreden gelecek olası durumlara karşı kalkan oluşturmak olduğunu biliyordum.Uzun zamandır tek görevleri buydu..
Koca adamların içinde bir kız çocuğunu andırıyordum.Yaşlarına göre de öyleydim gerçi..
Bir fırsat bulup buradan kaçmaya çalışırken başıma bu kadar adam toplayacağımı hiç düşünmemiştim.
Son kaçma girişimimin ardından ayak tabanlarım yürümeme engel olmak ister gibi sızlıyorlardı.
Üzerimde ki uzun, siyah elbisemin eteklerini yukarıya doğru kaldırıp kendimi ayakta tutmaya çalışıyordum.
Yerin altından girdiğimiz bu kocaman taş yapıda şimdi ise merdiven aracılığı ile yükseliyorduk.
Nihayetinde kocaman bir demir kapının önüne geldik. Kapı kenarındaki kabartmalar hayranlık uyandıcıyken bir yandan da nerede olduğumu çözmeye çalışıyordum.
Adını Matt olarak zihnime yazdığım adam kapıyı kuvvetlice iki kez çaldı.Çok geçmeden kapı diğer taraftan yavaşça aralandı.
Kapının açılışıyla bana buraya kadar eşlik edenlerin gözleri beni buldu. Etrafımda yarım daire oluşturmuş biçimde kapıdan içeri girmemi beklediler.
Direnmenin bir faydasının olmadığını öğreneli çok olmuştu.
Başımı dikleştirdim yüzüme gelen saçları sertçe geriye attım ve emin adımlarla geçmem için beklenen kapıdan girdim.
Geldiğimden beri bahsedilen yer buraydı.
Brezilyanın Kalbi.
Yapılan tüm kirli işlerin çıkış noktası...
Girişim beraberinde kesilen sesler ile gözüm ilk ona değdi.
Tam da karşımdaydı.
Koca masanın en başında...
Uğruna kanlar dökülen tahtın tam üzerinde...
Öldürdüğüm insanlar...
Hiçbiri için pişmanlık duymuyordum.
Yaptığım büyüler arasındaki tek pişmanlığım işte oradaydı...
Tüm bu kalabalığın içinde gözlerini gözlerime sabitleyerek oturduğu yerden doğruldu.
Ölümün bile onu bu tahttan kaldıramayacağını haykıra haykıra söylemişti bir zamanlar...
Şimdi ne çok şey değişmişti öyle...
Mavi gözleri tehlikeli parıltılarını bana gönderirken ,verdiği sözü tutmayacağını buradan çıkışın olmadığını son bir kez daha anlamıştım.
Büyük bir hata yapmıştım.
Şeytanla iş birliği yapmıştım.
Bana Brezilyan'ın Kalbinden bahsetmişti.
Yalan söylemişti.
Burası Brezilyaydı.
Kalbi ise bu taht değil, bendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mâran: Çıkış Yok
ChickLitHerşey köyde, tek odalı bir evde o zamanlar bir çok yaşıtımın hayalini bile kurmaktan çekindiği üniversite hayatına atılımım ile başlamıştı... Fakat işler hiçte istediğim gibi gitmemişti. Okumak uğruna bir çok zorluktan geçtiğim, yıllardır hayalini...