Paket

28 4 16
                                    

Günlerden çarşambaydı ve 5. dersteydik ders bedendi. Futbol oynuyorduk. Luhan ve Kyungsoo oynamak istememiş, sahanın kenarında ki banklarda oturuyorlardı. Benide kaleci  yapmışlardı. Karşı takımda Tao gibi bir messi olduğu için gol atıp duruyordu bana. Futbolda iyi olduğum söylenemezdi ama eğer konu arkadaşlarımsa her türlü oyuna varımdır.

"Lay kornere doğru koşsana"

"orası neresi!?"

"Lay malmısın amk bayrağın olduğu yer"

"Bayrağı mı alıcam Junmyeon??"

"hayır aptal orta açacaksın"

"Sahanın ortasını mı yarıcam"

"Sabır sabır"

Ve Tao Layi kolayca çalımlayıp bir gol daha attı bana.

"8-0"

"Ulan hayatımda gördüğüm en kolay maçtı. Çerezdiniz resmen." Evet şimdi bunu Tao 10 yıl dalgasını yapacaktı. Hazır ol Baekhyun.

"Kapatabilirmiyiz bu konuyu artık."

Junmyeon başını telefondan kaldırıp bize doğru döndü "Gençler benim acil kırtasiyeye gitmem lazım. Siz takılın alın bir şeyler ben biraz geç gelebilirim." Kyungsoo telefonunu cebinden çıkardı

"Benimde edebiyat ödevini çıktı almam lazım."

Kyungsoo ve Junmyeon aramızdan ayrılırken bizde büfeye doğru ilerliyoduk daha sonra Taonun telefonu çalmaya başladı."

"Efendim anne.. Ne yinemi!? ah küçük velet tamam alırım ben onu birazdan geliyorum."

"Ne oldu?"Kaşlarımı çatarak sordum

"Seungwan yine kavga etmiş. Onu eve getirmem lazım. Bende kactım yarın görüşürüz!" Tao'nun küçük kız kardeşi vardı. Daha ilkokul olmasına rağmen kavga ediyordu. Taonun tabiriyle 'yerden fırlamaydı'

Geriye 3 kişi kalmıştık. Luhan, Lay ve ben.

Yemekleri yiyip sınıfa doğru ilerliyoduk. Luhan merdivenlerden çıkarken sıkıntıyla ofladı

"Lan bu derste beden derse girmesek mi."

Lay şaşkınlıkla sordu "Saçmalama oğlum hoca yok yazar."

"Derse girmeyip ne yapıcaz peki Luhan?" Bende Lay gibi şaşkınlıkla sordum.

O sırada çoktan sınıfa vardık. Luhan hızlı adımlarla çantasına ilerleyip bir paket aldı. Bir dakika PAKET Mİ!???

"Gelin benimle."

Merak ve şok içinde Luhanı takip ediyordum. Layde benim kadar şaşırmıştı. Daha sonra en üst kattaki lavaboya varınca Luhan kapıyı kapattı ve lavaboda sadece biz vardık.

"Luhan ne zamandan beri içiyorsun şu zıkkımı?"

"Hatırlamıyorum bir kaç ay oldu heralde."

Sinirden ellerimi saçlarıma attım "Luhan aramada yakalarsa okuldan atılırsın farkındamısın!?"

"Ya shist panik yapma istermisin bi dal"

paketi bana uzattığında ittim ve tiksindirici bir bakış attım pakete. Ardından Luhan paketi Laye uzattı.

"Bilemedim ki şimdi."

"Benim için iç kanka ya hadi"

"İkinizde içmeseniz!?"

Lay paketten bi adet sigara aldığında, Luhanda cebinden çakmak çıkardı ardından tuvaletin en dibine doğru ilerlediler.

"Bakın şimdi içmeseniz mi bi öğretmen falan gelicek."

Luhan sigarayı içine çekerken konuştu"Ya Baekhyun amma korkaksın he."

"Of kesin bişey gelicek başımıza." Söylenmeye devam ediyordum ama dinleyen kim

"Kanka nolcak amına koyim ya." Olamaz Lay çoktan kaptırmış kendini

Onlardan uzaklaşıp aynaya doğru ilerledim "Neyse çabuk çekin başımıza bela almadan gidelim." Cebimdeki lipbalmı ararken cebimde olmadığını fark ettim. Ama cebime koyduğuma emindim. Düşmüş olabilirmiydi?

Tuvaletten çıkıp kapıyı kapadığımda merdivenlere doğru ilerledim. İlerken yerleri arıyordum aynı zamanda. Daha sonra merdivenleri araken merdiven kollarının köşesinde duran lipbalmımı gördüm

"Heh ordasın!"

Tam elimi uzatıp alacağım sırada lipbalm yuvarlanıp 2 kat yere merdiven boşluğuna düştü.

"Siktir."

Etrafı kolaçan edip ağır adımlarla aşşağı kata doğru ilerlemeye başladım. O lipbalm çok pahalıydı. Kesinlikle onu ordan almam gerekiyordu. Nihayet merdiven boşluğuna geldiğim sırada telefonumun fenerini açıp lipbalmı aramaya başladım. Merdivenin altında yuvarlanmış bana bakıyordu.

"Nereye kaçıyosun? Hayır neden?" Lipbalmı cebime koyup Luhanların olduğu en üst kattaki tuvalete doğru ilerlemeye başladım. Tuvaletin önündeki kalabalığı görünce kalbim sıkışmaya başladı.

"Sıçtık."

Hızlı adımlarla tuvaletin önüne geldim. Kalabalığın arasından sıyrılıp aralı olan kapıya bakerken Öğretmenin Laye tokat attı. Elimi ağzıma götürüp hızlıca koridora koştum. O sırada Tuvaletten öğretmen ve öğretmenin arkasından yüzleri kıp kırmızı olmuş Luhan ve Layi gördüm. Hızlıca Müdürün odasına doğru gittiler. Müdürün kapısı sertçe kapandığında bende kapının önünde durdum. Sırtımı yere yaslayıp ağlamaya başladım. Hepsi benim hatamdı.

           Park Chanyeol   

Sıramda telefonda gezinirken Jonginin sınıfa bağırarak girmesiyle başımı kaldırdım.

"Gençler arama olucakmış çabuk saklayın eşyaları!"

Sehun başını sıradan kaldırıp Jongine doğru döndü "Ne araması n'oluyor?

"9'lardan birileri sigara içmiş. Alarm çalmış disiplindeler şuan."

Sehun kaşlarını çatarak sordu "Kimmiş okulda içen salaklar?"

"Bilmiyorun göremedim feci kalabalık varmış ben kapının önündeydim sadece."

Ağzımdan kısık bir küfür çıktı. Ayağa kalkıp Sehuna döndüm "Paketleri grafik odasındaki dolaba koyun. Geliyorum."

Sınıftan çıkıp alt kata -müdürün odasının olduğu kata- doğru ilerledim. Bakış açıma giren kişi ile fikirlerimden ayrıldım.

             flashback

"Bakın onlar adına özür dilerim sizden. Böyle yapmamalıydık. Saygısızlık ettik kusura bakmayın."

Bu o çocuktu. Müdürün odasının kapısında duvara doğru eğilmiş küçük bir çoucuk gibi aglıyordu. Neden ağlıyordu? Yoksa içenlerin içinde oda mı vardı? Öyleyse bile neden içerde değildi? Ya da neden ben bunları düşünüyordum?

Odanın kapısı açıldığında içeriden çıkanlar Junmyeonun grubundaki çocuklardı. Baekhyun onları görünce ayağa kalktı ve daha çok ağlmaya başladı sarışın olan onu sakinleştirmeye çalışıyodu 'Hiç birşey olmadı ağlamayı kes artık'  diyordu. o ise 'Hepsi benim yuzumden merdivenlerden inmemeliydim' diyerek kendini suçluyordu. Diğer kumral çocuk ise 'aptal senin bi suçun yok suçlama kendini' diyerek onu susturmaya çalışıyordu

Sebebini bilmiyorum ama bu görüntüyü izlemeyi hiç sevmemiştim. Hiç sevmemiştim hatta.

    -

Merhabaa ow yazdıgim en uzun bolum bu olmali sanirim. Diger bolumu texting yapmayi dusunuyorumm umarim begenirsinizz

Keyifli okumalar!💖

Far |ChanBaek|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin