Yine bir kurguuu ve yine ben...Çok heyecanlıyım!Umarım bunu da beğenirsiniz.Satır arası yorumlarınızı ve oylamalarınızı bekliyorum,iyi okumalar!
--------------------------------------------------------------
"Aslı,masa 12'ye bakar mısın?" dediğimde Aslı gülümseyerek kafasını salladı.
"Şef,bunları ne yapalım?"
"Onları 3. kattaki odaya götürün.Yarın için organize edilen yemekte bizlere lazım olacak."
Çalışanlar yanımdan ayrıldığında üst kattaki odama çıktım.Kabanımı alıp at kuyruğu yaptığım saçlarımı açtıktan sonra tekrar aşağıya indim.
"Kaan,burası sana emanet canım.Ben çıkıyorum."
"Tamamdır birtanem.Nereye gidiyorsun?"
"Sare'yle buluşacağız.Avm'ye gideceğiz.Akşam bendesin?"
"E heralde kızım!Muhteşem yüzyıl gecesini kaçırır mıyım hiç?Aynı çocukluğumuzdaki gibi!"dediğinde gülümseyip yanağını sıktım.
"Tamamdır o zaman.Ben çıkıyorum baykaç!"
"Baykaç bebek!"diye arkamdan seslendiğinde anahtarımı çıkarıp arabayı çalıştırdım.
Bu 'baykaç' olayı çocukluğumuzdan beri yaptığımız bir alışkanlığımızdı.Telefonla konuştuktan sonra kapatacakken bile bunu söylüyorduk.Bir nevi ağız alışkanlığıydı.
Ha bu arada...Ben Saye.Saye Akpınar.20 yaşındayım,ve sanırım uzun bir yolun başındayım.İsmimin anlamını merak edecek olursanız,Farsça gölge demek.Ama aynı zamanda da sahip çıkan anlamına geliyor.
İstanbul'da ikizim Sare'yle yaşıyorum.Ailemizi çok küçükken kaybettik.Trafik kazasında.O günden bu yana teyzemiz Serap'la kalıyorduk,2 yıl öncesine kadar.Üniversiteyi kazanmamızla beraber İstanbul'a yerleşmiştik.
Kaan ise lise 1.sınıftan beri en yakın arkadaşımızdı.O da bizimle yaşıyordu.Kendi evi de vardı ama yılın 300 gününü bizim evde geçiriyordu.Kalan 65 günde de,birileriyle flörtleşmekle meşguldü.
Yine bir İstanbul trafiğiyle karşı karşıyaydım.Bir elim direksiyondayken,diğer elimle de radyodan şarkı açmaya çalışıyordum.
"Of!Daha güzel şeyler yok mu hiç ya!"dediğimde yeşil ışığın yanmasıyla ilerledim.Bir yandan da hâlâ şarkı ayarlamaya çalışıyordum.
Trafiğin açıldığını farkettiğimde radyoyu bırakıp yola odaklandım.Çalan telefonumu duyduğumda çantamdan çıkarıp bluetootha bağlandım.
"Efendim Sare?"
"Of nerdesin Saye ya!Bir saattir seni bekliyorum."
"Kızım trafik var!Zar zor ilerliyorum.Gelirim yarım saate."
"İyi tamam.Çabuk ol."
"Tamam Sare'cim.Elime alırım mikrofonu,sarkıtırım kendimi camdan dışarı.Bağırırım 'Açın yolu kardeşim beni bekliyor!' diye."dediğimde Sare kahkaha attı.
"Olur canım.Hadi baykaç!"
"Baykaç!"dediğimde telefonu kapattım.
Elim tekrar radyoya gittiğinde büyük bir korna sesiyle durdum.Kafamı korkuyla kaldırdığımda karşımda bodoslama daldığım siyah son model arabayı gördüm.
"Hiii!Eyvah!"
"Ya yuh kardeşim!Görmüyor musun karşındaki arabayı!"dediğinde adam aşağı indi.Ben de aşağı inmek zorunda kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huceste
FanfictionBiz birbirimize geldiğimizde,uğur da bizimleydi.Hep de bizimle kaldı.