gece
bugün okul tatildi yani hafta sonuydu gözlerimi tavana dikmiş rüzgarı düşünüyordum onu düşünmedim bi günüm bile yoktu tutkulu bi şekilde aşık olmuştum galiba diye düşünüp hızlıca yataktan kalktım refleks yapmıştım ve hızlıca hazırlanmıştım saclarım yine haddinden fazla uzamıştı kesmem gerektini düşündüm ve makası alıp düz bi şekilde kestim kendi sacım oldugu için biraz zorlanmıştım kesmekten ama yinede güzel kesmiştim mavi tişörtü ve kırmızı pantolonu birbiriyle kombinleyip sacımı tarayıp aşağa inmiştim annem beni farketi " gece kızım biz gidiyoruz İzmire 2 gün sonra geliçez sen kaan abinle dur evde" dedi bende "nereye" diye sordum
annem ise " halanın oğlunu amaliyata almışlar yeni öğrendik"
şoka girmiştim vede üzülmüştüm cünkü emrah cok iyi bi kuzendi "tm haber edin berk abimdemi gidiyor " dedim berk abim o sırada yanıma gelip yanağından makas alıp "evet fıstık" dedi sesi iyi geldine göre bu sefer sevdi biri vardı neyse gitmişlerdi bugün kasn abim evdeydi büyük ihtimal bu fırsatı değerlendirmeliydim mutfaga girdimde masanın üstünde kahfaltının hazır oldugunu görmüştüm ve gülümsemiştim "kesin kaan abim için hazırladı benim için annem cok bişey yapmaz" diyip gülümsemem yarıda kalmıştı mutfaktan cıkmıştım ve kaan abiyi farketim bişey demedim ve odaya cıkacaken " kahfaltı yaptınmı?" diye sormuştu abim ben ise "hayır afiyet olsun ben senin tadını kacırmıyım " dedim
bana baktı "sabah sabah beni sınama şu kahfaltını gel yap" dedi bende geri mutfaga gidip oturmuştum abimde gelip oturdu benim canım cok bişey istemiyordu cünkü şu evde dışlanmış gibi hisediyordum... bunu özelikle kaan abim cok hisetiriyordu ben onun kız kardeşii değilmişim gibi... ben kaan abime baktım ara oda bana bakmıştı ve o an "beni neden sevmiyorsun" diye sordum ilk defa böyle bişey sormuştum ve korkmuştum acıkcası
bana bakmaya devam etti " böyle bişeyi sorduna göre biraz malsın" dedi her kelimesinde hakaret vardı bi soru sordum ve cevabı bile hakareti gözümden istemsizce yaş geldi "evet malım ben size göre aptal ve malım ezik bi kızım" beni hiç sevmiyorsun ama bari hakaretlerinle bunu belli etme "diyebildim sadece
masadan kalkıp mutfaktan ayrıldım gözyaşlarımı tutamayıp ağlamaya başladım canım yanıyordu hemde hadinden cok hızlıca odaya cıkmıştım kulaklı taktım müzik acıp dinlemeye başladım müzik dinlemek iyi geliyordu bana mutlu oluyordumkaan
sen benim kardeşim değilsin... ve bütün herşeyin sorumlusu benim... seni abinden ayırdım ben bi. katilim sana baktımda abini görüyorum ona cok benziyorsun eğer bunu bilseydin benden nefret ederdin yada polise şikayet ederdin... vicdanım susmuyor ama ben hiçbişeyi göze alamıyorum bi kez daha hayatını yıkamam özür dilerim binlerce kez derin nefes alıp verdim yine kalbim susmuyordu ben yorulmuştum artık bu yükü taşımaktan...
ali
gözlerini ondan ayırmadan bakıyordum bana o kadar çok benziyorduki gözleri yüz hatları
ama ben onu acı Bi hayata mahkum etmek zorunda kaldım kendimden nefret ediyordum bu sefer onu bırakmiçaktım kendime söz verdim.
uyanmaya başlıyordu " beril beril uyanıyor" diye seslenmiştim
beril koşarak geldi ve rüzgarın elini tutu "oğlm..." dediben hala rüzgara bakıyordum cünkü ne diçekti bilmiyorum onu bundan sonra koriçaktım
rüzgar
gözlerim bulanık görüyordu her yerim ağrıyordu gözlerimi tam actımda bi evde oldugumu farketim kalkmaya calıştım ve zor bi şekilde kalktım cok halsizdim bi adam ve kadın bana bakıyordu bunlar kimdi??
"siz kimsiniz" diye sorabildim onlar ise birbirine bakıyordu ne diçeklerini bilememiş gibi...
sesimi yükselterek "siz kimsiniz!..." dedim
karşımda oturan adam bana bakıp " bizim kim oldugumuzu öğrenmeden önce bazı gercekleri bilmeni istiyoruz..." dedi
ben şaşkınlıkla adama bakıyordum kafam cok karışıktı
adam yeşil harelerini gözlerime dikti "Erdal senin baban değil..."
gözlerim şaşkınlıkla acılmıştı ve o cümle kafamın içinde yankılanıyordu...Erdal senin baban değil...
"ne diyorsun" diye sert cıktım
ve konuşmaya devam etti umursamadan " senin annen o kadın değil" dedi ben bu sefer şaşkınlıktan cok sinirlenmeye başlamıştım hızlıca kalkıp adama el kaldırıcaken elerimi sıkıca tutup "sakın! buna cürett etme şuan kabulenemiyorsun bunu anlıyorum ama gercekler can yakar elbet alışıçaksın" dedi bileğimi o kadar kötü acıtıyorduki cok güclü bi adamdı gözleri gözlerim gibi yeşil... bu adamın benle alakası ne?
kolumu hızlıca bıraktı " bundan sonra bu eve gel o adamın sana zarar verme ihtimali yüksek burda güvende olucaksın" dedi ve gitti ama ben dediğini yapmiçaktım... Hala halsiz ve gücsüzdüm bunu umursamadan evden cıktım arkamdaki o kadının seslenişini umursamadan "rüzgar hala hastasın gel buraya lütfen"
kafamda bin bir soruyla yürüyordum okula gitmek istemiyordum ve gitmiçektimde kücüklümden beri saklandım o yere gidiçektim