Bölüm 2 : Kritik An

1 2 0
                                    

.....

"Zaman döngüsünde onu bekleyen bir yol var. Gözlerini aç, tehlike yaklaşıyor. Her şey sandığından daha erken. Kurtar onu, daha yaşayacak çok macera var."

'9:45'

Bu notun bir anlamı olmalı. "Kurtar onu"
derken kimi kurtarmam gerek? Ve '9:45' neyi ifade ediyor?

'9:45' , '9:45' bu zaman sanki bir yerlerden tanıdık geliyor.
"Sınıf odası yine sessizliğe büründü. Saatler 09;45i gösteriyordu. Öğretmen telaşla çantasını alıp çıktı." Tabii ya. Araba kazası. Sınıf arkadaşımızı kurtarmam gerekiyor.

Şimdi, yapmam gerekenler: şu an ki zamanı öğrenmek; olayın nerede ve nasıl olduğunu öğrenmek; kazayı engellemek.
Ama kazanın nasıl olduğunu nasıl öğrenebilirim ki?!

Kaza saat 9,10 civarında gerçekleşmiş. Konuşmadan anladığım kadarıyla da okulun yakınlığında kaza gerçekleşmiş. Ve olay yerine giden çocuklar da üniversite çıkışından bir kaç adım ilerideki dükkanın önünde olduğunu ve olay yerinde 2 araç olduğunu söylemişlerdi. Şu an kaza gününe tam olarak 1-gün var yani yarın. Tamam. Olayın tam olarak nasıl olduğunu bilmeden kazayı nasıl durduracağımı bilmiyorum bir tek. Dükkanın önünde oldu. İki araç vardı. Dükkanın yanına gittim. Kenardan gelen yol ana Yola birleştiği kısım var. Böyle alanlar tehlikeli alanlardır. Eğer dersin başlamasından sonra olay olduysa demek ki, derse geciktiği bir zamandır. Ve bu zaman arabanın hızı en azından biraz yüksek olmuştur. Kazayı önlemek için benim diğer yoldan gelen aracı yavaşlatmam gerek. Bunun için araç geldiği yolda karşıdan karşıya geçmek en iyi yöntem ola bilir. Ama bir o kadar da zor. Ya araç yol vermezse ne olacak?!
Çok dikkat etmeliyim. Geriye kalan yarını beklemek.

Üniversitenin ilk günü saat 8:30

Tamam şimdi plana göre karşıdan karşıya geçmek ve biraz oyalanmak gerek. Araç hızlı gideceği için sadece biraz oyalanmak yeterli olacaktır. Koşarak diğer yola geldim. Fakat aracın ne zaman geleceği belli değil. En azından otobüs gibi bir araç olduğunu bilmem işime yarayacak. Saat artık 9:20. Bu saatlerde geçmesi gerek yani her an gelebilir. Sanırım uzaktan gelen otobüs o.

"Yavaşça ileriye doğru gidiyorum. Tamam, durdular. Çantam düşmüş gibi yapayım. Aldım çantayı yerden. Çok özür dilerim. Geçtim yolu. Tamam. Umarım başarmışımdır."

Olamaz, üniversiteyi unuttum. Koşarak hemen yetişsem iyi ederim. Dur bir dakika kaza yerinde araç falan yok. Bu demek oluyor ki, başardım. Tamam. Geldim. Saat 9:30 ilk ders bu saatte başlamıştı sanırım. Geciktimmi acaba?!
Her neyse içeri girdim. Öğretmen daha gelmemişti. Bu da kurtardığım sınıf arkadaşım olmalı. Görev başarılı.

.....

"Tamam arkadaşlar bu günlük bu kadar ilk dersi okumayı unutmayın. Güle güle"
Çocuklardan biri seslendi :
" Arkadaşlar üniversitede ilk günümüz biraz konuşalım,bir-birimizi daha yakından tanıyalım ne dersiniz? " Bazıları olur anlamında başını salladı. Bazıları kalamadığını söyleyerek gitti.

Biz masaların etrafında oturmuş, diğerlerinin sohbetine kulak misafiri olurken, düşüncelerim hâlâ sabah yaşadığım olayın etkisindeydi. Kazayı önlemiş olmak içimi rahatlatmıştı ama bir yandan da kafamda hâlâ birçok soru işareti vardı. Bu not nereden gelmişti? Neden ben seçilmiştim? Daha da önemlisi, başka neler olacaktı? Zaman döngüsünde onu bekleyen bir yol var derken kastedilen neydi? Yani onun bu zaman makinesi ile bir ilgisi mi var? - diye düşünüyordum.

O sırada Arda benim karşımda oturuyordu. Kazadan kurtardığım kişi oydu, ama bunun farkında bile değildi. Birden "Nasılsın? Konuşmaya başladığımızdan beri hiç konuşmadın. Bir sorun mu var?" dedi. Bir an tereddüt ettim, ona yaşananları anlatmak istiyor ama bir yandan da nasıl tepki vereceğinden emin olamıyordum. "İyiyim," dedim, hafifçe gülümseyerek. "Sadece biraz dalgınım, sorun yok. Ben dışarı çıkıp hemen geliyorum" dedim, ve bahçeye çıktım.

Sakince olanları bir kez daha aklımdan geçiriyordum. Bu an "Sıla" diye biri seslendi arkadan. Dönüp baktım. Bu Ardaydı. Yavaşça yanıma geldi ve "üniversitede ilk günün nasıl geçiyor" diye sordu arkadaşça bir gülümseme ile. Bir an ne diyeceğimi bilemedim. Sabah yaşadıklarım hâlâ zihnimde dönüp dururken, normal bir günmüş gibi davranmak zor geliyordu. Ama bunu belli etmemeye çalışarak, "Fena değil, oldukça yoğun aslında. Yeni ortam, yeni insanlar... Ama alışırım sanırım," dedim, hafifçe gülümseyerek.
Arda:  "Evet, ilk günler hep biraz karışıktır" dedi. Sonra yüzündeki ifade biraz ciddileşti. "Biraz önce sınıfta dalgındın, gerçekten iyi misin?" Sözleri beni yine düşündürdü. Ona her şeyi anlatmalı mıydım?

"Gerçekten... iyiyim," diye tekrar ettim, ama sesimdeki hafif tereddüt onu tatmin etmemişti. Gözlerini hafifçe kısmıştı, sanki daha fazlasını öğrenmek istiyormuş gibi. Birkaç saniyelik bir sessizlikten sonra, bir daha düşündüm, o an ona her şeyi anlatmak istedim. Sabah kurtardığım kazayı, notu, zaman makinesi'ni... Ama bunu yapmak şu an doğru gelir miydi?

Yine sessizlik çöktü. Ve artık daha fazla saklayamayacağımı düşündüm. Kısık bir sesle " benimle gelirmisin?" diye sordum. O da evet anlamında başını hafifçe salladı. Üniversitenin arkasına doğru ilerledik. Ve hala burada olan o gizemli zaman makinesi'nin yanına geldik. Zaman makinesini görünce sessizce hiç bir şey yapmadan yerinde hareketsiz kaldı...


Sıla

Arda

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arda

Arda

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 27 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Zamanın Kalp AtışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin