the killa | taegyu?

two

beomgyu

  İkilem nedir bilir misiniz? Hislerinize ve arzularınıza karşı çıkamamak ne demek? Peki, daha önce hislerinize karar veremediğiniz olmuş muydu ya da verdiğinizi sandığınız?

  Ben bu ikilemin arasındaydım ne Taehyun'dan vazgeçebiliyordum ne de Kai'den. Kalbim ve bedenim ikisi için deli gibi yanıp tutuşuyor ve ben ikisi arasında sıkışıp kalıyordum. Uzun zamandır böyleydi bu, yıllardır bu şekildeydi. Bazen gerçekten Taehyun şüphelenmiyor mu diye düşünüyorum ama...sanırım şüpheleniyor olsa beni yaşatmazdı. Hem ben hem de Kai ikimizi de aynı anda öldürürdü. Yine de buna değerdi. 

  Taehyun'dan boşanmayı çok denedim Kai ile devam etmek istediğimi düşündüğüm çok oldu evde tonlarca kavgalar çıkardım ama Taehyun bunların hepsinde haklı olsa dahi hep alttan aldı ve beni öylesine seviyordu ki bu körlüğü beni ona daha da bağlayan şey oldu, boşanma işini kafamdan attım. Kai'den vazgeçmedim ama bu düşünceyi kafamdan attım ve onu oyaladım. Benden gitmemesi, uzaklaşmaması için ona türlü bahaneler verip oyaladım ve böyle böyle 4 yıl geçti.

  Fakat atladığım bir şey vardı ki o da kendi oyunumun da sonunun geleceği bir gün elbet olacaktı ya Kai en sonunda patlayacaktı ya da Taehyun bir şeyleri fark edecekti, ben bunu tamamen unutmuş ve kendi yazdığım oyunda hatalar yapmıştım.

*:･ﾟ✧*:･ﾟ

  Dün akşam Taehyun ile dışarı çıkmış haftada en az bir kez gittiğimiz yere sahil kıyısına gelmiştik. Klasik gelecek biliyorum ama onun oraya yanında defteri ile gittiğinde yaşadığı huzuru ve topladığı ilhamı görseniz asla oradan gelmezdiniz. 

  Saatlerce şezlonglara uzanmış ve ben ona yaslanmış bir halde yazdıklarını bitirmesini beklemiştim. Ara ara kendisi ile uğraşıp sabote etmeye ve sıkıldığım için bitirmesini denesemde bu onun işiydi bu yüzden beni görmezden geliyordu. Yaklaşık üç saat aralıksız yazı yazmıştı ve bu süreçte ne ben, bu tabii ki yalan beni susturmak ve durdurmak imkansızdı, ne de o konuşmuştu. Başımı yasladığım bacaklarından kafamı kaldırıp yerde bulduğum deniz kabuklarından avuçlarıma almış koskoca kayalıkların üstüne çıkmıştım. Her birini bir öncekinde de uzağa fırlatıyordum. Hepsi bittiğinde kum olmuş ellerimi birbirine çırparak temizleyip telefonumu çıkarmıştım. Kai'den hala yeni bir mesaj gelmediğini gördüğümde sıkıntılı bir nefes bırakıp kendim yazmıştım.

beomgyu:

hala mı kızgınsın?

özür dilerim

ama biliyorsun sevgilim onun menajeri ve eşiyim|

ama biliyorsun sevgilim onun menajeriyim ve yanında olmam gerekiyor şuan

bu dışarı çıkma işini her zaman yapıyorduk

sen de biliyorsun hangi dönemler yoğun olduğunu 

bunu benim söylememe gerek yok

sorun etme bu yüzden

yarın erkenden yanında olacağım kızgın kalma bana

gelip gönlünü alacağım

(iletildi 19.43)

  Üstümdeki tshirtten tutulup bir anda geriye çekilmemle korkmuş ve ufak çaplı bir çığlık atmıştım. Taehyun yine her zamanki gibi beni korkutma peşindeydi. Hızlıca telefonumun ekranını kilitleyip cebime koymuştum yeniden. Ona yalandan kızgın kızgın bakarken kendi bundan zevk alırcasına güldüğünde kolundan tutup kayalıkların ucuna getirmiş ve sinsice gülümsemiştim. "Rahat durmazsan seni bu kayalıklardan atarım Taehyun." Omuzlarını silkip göz devirmiş ve beni arkasından çekip kolunun altına almış yanaklarıma bolca öpücükler bırakmıştı. Hala liseliler gibiydi, yirmi altı yaşında ama liseli gibiydi. Kafamı iki yana sallayarak gülüşüne istemsiz karşılık verirken kollarımı boynuna dolayıp yüzüne yaklaşmıştım. "Seni özledim, artık evimize dönsek mi? Yarın tüm gün yoksun ve bu gecenin tadını çıkarmak istiyorum."