Derin, kızları tribünlere yerleştirip kendisi ise meslek arkadaşlarının olduğu alana geçmişti. Tribün sahaya en yakın yerde orta alandaydı. Maç başlar başlamaz Elvin ve Deniz ikilisi kesintisiz bir an olsun gözlerini ayırmadan maçı izlemeye başlamışlardı.
Maç bir türlü ilerlemiyordu, neredeyse sürekli hatalar yapıp gol yemeye sebep oluyorlardı. Zaten bir avuç dolusu olan taraftarlar da ümitleri kesmiş sessizce yenilgiyi izliyorlardı.
Deniz ve Elvin ise hala bir umut bekleyip en azından bir gol atılmasını bekliyordu. Son maç düdüğüne kadar Beşiktaş'tan gol sesi gelmemişti. 4-0 gibi bir mağlubiyetle tribünlerden ayrıldı ikili.
Derin'in onlara verdiği kartlar ile röportaj odasının bir köşesinde oturuyorlardı. Derin ise önüne gelen bütün topçuları hırsla kenara çekip konuşmak için çaba gösteriyordu. En sonunda ise Semih ve Mustafa ikilisini aynı anda yakalamıştı.
"Beşiktaş'ın umutlu tarafı, genç oyuncuları sizler, maç hakkında ne düşünüyorsunuz?"
Mustafa ve Semih birbirlerine baktı, Mustafa, Semih'e kafasını salladı ve önce onun konuşmasını istedi.
" Rakibimizin zor olduğunu biliyorduk, belki de bu yüzden bu kadar hata yaptık. Kendimizin farkında değildik. "
Ardından mikrofon en küçük olan Mustafa'ya uzatıldı.
"Semih ağabeyime katılıyorum ama bu daha başlangıç, bizi çok daha iyi günler bekliyor."
Beklenilmeyen bir şekilde röportaj uzun sürmüştü, Semih ve Mustafa mağlubiyeti unutup ufak çekişmeler ile röportajı eğlenceli bir hale getirmişti.
Kameralar kapandıktan sonra neredeyse gitmek üzere olan ikiliyi Derin durdurdu.
"Benim iki kız kardeşim var dışarıda bekliyorlar, fotoğraf çekilme ihtimaliniz var mı?"
İkili az önceki samimiyete güvenerek kafasını salladı ardından Derin'in peşinden ilerleyerek kızlara doğru ilerlediler.
Kızlar onlari görür görmez panik bir hale bürünmüşlerdi fakat ikili anlaşmış gibi Deniz Mustafa'ya, Elvin ise Semih'e hamle yapmıştı.
Kendi yaşıtları olduğundan dolayı kurulan çabuk iletişim her şeyi daha da kolaylaştırmıştı. İmzalı formalar, sarılmalar, fotoğraflar hava da uçuşuyordu. Üstüne üstlük bunlara ek olarak aynı röportajda olan şakalar olunca diğer gazeteciler bundan faydalanmak istedi.
Derin ise arkası dönük olan Beşiktaş formalı adamı görür görmez peşinden koşmaya başlayıp onları orada bıraktı.
"Pardon!"
Ona dönen adama gülümsedi ve klasik soruları sordu, ardından onay aldıktan sonra resmi röportaj için kameralar açıldı.
"Talha Bey, maalesef bu maç süre alamadınız fakat maç gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz?"
Talha ise Derin'i dikkatle izlerken sorduğu sorudan sonra sırıttı.
"Attın zehirli oku şimdi."
- - -
"Gerçekten çok teşekkür ederiz ya. Maç içinde hiç üzülmeyin, yenilsekte yensekte her zaman Beşiktaş." (😊)
Elvin'in bu sözlerine Semih gülerken, Mustafa ise etrafına bakıyordu.
"Ablanız nerede?"
"Muhtemelen röportaj için gitmiştir."
Mustafa kafasını onaylarcasına aşağı yukarı salladıktan sonra Semih'e döndü.
"Bekleyelim o zaman değil mi Semih ağabey?"
Semih'te aynı şekilde kafasını salladı.
"Ay gerçekten gerek yok, yormayalım daha fazla sizi."
"Elvin, ablanız bıraktı burda bizimle sizi başınıza bir iş gelir falan kalalım bir şey olmaz." .
Elvin ve Deniz mahçup bir şekilde kafasını eğip bir süre konuşmadan beklediler. Sessizliği bozan ise Mustafa olmuştu.
"Biz size bilet ayarlayacaktık ama numaranız yok. Sen versen numaranı olur mu?"
Mustafa, Deniz'den yanıt beklerken Deniz heyecanla gülümseyerek ona uzatılan telefona numarasını tuşlamaya başladı. İşi bittikten sonra telefonu sahibine geri uzattı.
"Çaldırdım, kaydedersin. "
Bir süre sonra onlara doğru gelen ve birbirleriyle gülüşerek konuşan Talha'yı ve Derin'i gördüler.
Derin kızlara doğru ilerledi ve ikilinin ortasına geçip kollarını kızlara attı.
"N'aptınız?"
"Bir sonraki Beşiktaş maçına da gidiyoruz ablacığım?"
Derin, Elvin'e güldü.
"Bu sefer ben olmayacağım ama, bir sonraki maç için görevlendirilmedim."
Deniz ve Elvin kafasını salladı. Zaten ablalarının Fenerbahçe'li olduğunu biliyorlardı. Onlar için bir şey değişmiyordu.
"Senide ben davet edeyim o zaman?"
Talha lafa girişmişken Mustafa ve Semih arkadan imalı bakışlar ile dalga geçiyordu. Derin ise gülümseyerek lafa dalacakken Deniz konuştu.
"Ablam Fenerbahçe'li Talha ağabey. Formamı imzalar mısın?"
Derin utançtan kıpkırmızı olmak üzereyken Talha ise çaresizce Deniz ve Elvin ikilisinin formasını imzalıyordu.
"Fenerbahçe - Beşiktaş derbisine gelir ağabey."
Talha, bu sefer Semih'e minnettar bakışlar sunuyordu. Semih bu flört işlerinden sanırım anlıyordu. Derin'e geri döndü.
"Evet, olabilir belki. Gidelim mi kızlar?"
Kızlar kafasını sallayıp arkada duran Semih ve Mustafa ikilisine el sallayıp oradan uzaklaştırdılar.
"Abla İsmail Yüksek ile evlenmeyeceksin biliyorsun değil mi?"
Derin kaşlarını çatarak Deniz'e baktı.
"O nereden çıktı Deniz?"
"Abla az önce Tayyip Talha Sanuç'u reddettin."
"Etmedim Elvin!"
"Adam numaranı isteyecekti, sen gidelim dedin."
"Ne?"