Artık tam tamına on sekiz yaşıma girdim.Onlar gideli tam üç sene, koca bir üç sene onlarsız yıllarım.Benimde onların yanına gitme vaktim gelmişti. Ben zaten ölüydüm, ben o gün ölmüştüm 5 Kasım 2012 annemin babamın gidişinde sonra ben ölmüştüm şimdi yanlarına gidiyorum.
keskin uçlu cam parçasını bileğime batırdığım gibi yana doğru kaydırdığımda camın bırktığı iz yerlerini kırmızımsı sıvı dolduruyordu ve benim zihnimde uyuşuyordu, giderek bilincim kaybolduğunu hissetim VE HOŞCAKAL DÜNYA.
***
Başımın zonklamısıla ve konuşma sesleri duymamla uyandım, ama gözlerimi açamıyordum.Konuşan kişiler bir erkek bir de kadındı.Kadın''pek bir şeyi yok hanfendinin biraz derinlemesine kesmiş bileğini bir kaç kılcar damar zarar görmüş ama iki gün burda durmasında fayda var''dedi.
Erkek seside onaylarcasına bir ses çıkarıp'' tamam'' dedi.bir kaç ayak sesi duyuldu sonra kapının örtülme sesi demeki ben hastanedeysim beni biri bulmuş olmalı.yine beceremedim ölmeyi aptalın tekiyim ben.
Gözlerimi yavaşca açtığımda ayak ucumda oturmuş beni seyreden bir çift gözle karşılaştım.Sarı saçlı mavi gözlü neredeyse aynı yaşlarda olduğumuzu söyleye bileceğim bir çocuk duruyordu karşımda.
''Sende kimsin neden orda oturmuş bana bakıyosun?''dediğimde.dudağının bir kenarı yukarı doğru kıvrıldı.''Ben senin kocan sen benim namusumsundur.''dediğinde.''Baya şakacı bir kişiliksiniz.'' dediğimde.''Öyleyimdir.''dedi ve konuşmaya devam etti.
''sanıyorum apartman sakinlerinden biri seni bodrum katında baygın halde bulmuş,ve buraya getirmiş seni.bende buraya kan bağışı için hemde bir kaç işim için gelmiştim tesadüffen kanımızın uyuştuğunu ve sana kan vere bileceğimi söylediğimde izin verdiler ve sana kan verdim.''
''Neden şuan burdasın peki.''dedim.''Bilmiyorum seninde kendince büyük sorunların varki böyle intahar gibi kötü bir ölüm yolu seçmişsin.benimde başımda kötü şeyler geçti nedenini anlayamadığım şekilde yanında durmak istiyorum. seninle konuşup derdini öğrenmek istiyorum'' deiğinde bende gözlerimi yavaş hareketlerle devirdim alaycı bir gülümsemeyle ona bakarken''Niye sen psikologmusun benim derdimi çözeceksin.''dedim
''Hayır psikolog deilim ama iyileşene kadar yanında sana arkadaşlık etmek istiyorum.''dedi.''yo hiç gerek yok ben başımın çaresine bakarım.''dedim ama kaçış olmadığını anlamıştım itiraz istemeyen bir bakışı vardı.
Benimde zaten burada bu kadar zaman içerisinde sıkılacağımı bildiğimden kabul edercesini başımı saladığımda . kocaman sıcak kanlı şefkat dolu bir gülüş sundu bana neden bilmiyorum ama bu insanı sevmiştim.
***
Anlaşılmayan seslerle uyandığımda yeni tanıştığım çocuğun kendi kendine konuştuğunu gördüm dikkatli baktığımda uyuduğunu farketmemle şaşırdım sayıklıyordu,ne söylediği fazla analşılmasada ''Bırak onu, bırak, anne bırakma beni anne bırakma.'' dediğini anlaya bilmiştim.Fısıltıyla ''anne'' dediğinde yerinden zıplamış ve uyanmıştı.
Çok terlemişti ve suratı bir çarşaf kadar beyaz olan çocuğa baktığımda, dehşet kapılmış bir şekilde etrafına bakınıyordu.
''İyimisin yani şey şey bir şey istermisinyani s-su şurada''zar zor söylediğimde gülümseyerek kafasını saladı ve suyu bardağa koyduktan sonra bir yudum alıp bana baktı''hadi artık uyuyalım.Ben iyiyim endişe etme.''dediğinde başımı uyumak üzere yastığıma rahat edeceğim şekilde yerleştirince uykuya hazırlandım ve gözlerimi kapatım.
Ama beynimi sorular işgal etmesiyle uykum kaçmaya başlamıştı.'acaba rüyasında ne görmüştü?ne yaşamıştı bu çocuk?annesi babası neredeydi?yokmuydu yoksa,belkide ölmüşlerdi.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA BANDI
Teen FictionO evde bir dakika bile durmak istemediğimden, siyah bavulumu aldım ve yürümeye başladım dalgın uzaklara dalmış gözlerim denizi buldu.Kendime içten içe kızarak bir banka oturduğumda düşünceler beynimi istila etmişlerdi bile. “Annem, babam olsaydı, ol...