Quattuor

35 5 4
                                    

Uyarı
Bu bölümde kan, şiddet sahneleri ön görülecektir!!
Dikkat ile okumanız tavsiye edilir.
İyi okumalar :)

Choi Beomgyu'dan

Zil çaldı, Yeonjun'un yanına gitmedim, bir de yanına mı gidecektim? Daha sonra dövülüp, vücudumun ağrımasını çekemem.

Okuldan mı kaçsam? Ah... Bu iyi bir fikir gibi. Lakin şuan, bunu yapmaya bile halim yok. Çantamdan paramı aldım ve kantine gittim. Su alacaktım. Ki zaten bir tek onu alabilirdim. Çünkü babam, başka birşey daha aldığımı anlarsa beter ederdi beni.

Değişik bir şekilde Yeonjun veya onun ayak işlerini yapan elemanlar gelmemişti yanıma. Buna sevinmeli miydim?

Okul Çıkışı

Okul çıkışı kulaklığımı taktım ve müzik dinleyerek eve doğru yol aldım. Normalde cehenneme gitmek istemiyordum, ama kendimi kandırarak, sanki huzurlu bir yere gidiyormuşum gibi kandırırım.

Çok canım sıkkındı. Bilmiyorum nedenini. Eve gideceğim için miydi? Ah... Belki olabilir. Ama sanmıyorum.

Her neyse. Kendime yalanlar söyleyeceğim. Sonuçta bu hayatta sadece yalanlar olduğu zaman ayakta kalabiliriz.

Yüzüme bir ıslaklık geldi. Yağmur yağıyordu.

Acaba kim ağladı, kim üzüldü ya da kim üzüldü de onun yerine bulutlar ağlıyor?

Yağmurun kokusu bana huzur vermişti. Hafif bir tebessüm ettim. Daha sonra ağzımda hissettiğim kumaş parçası ile gözlerim kapanmaya başladı...

III. Kişi Anlatım

Beomgyu, Yeonjun'un karşısında elleri ve ayakları bağlanmış bir şekilde oturuyordu. Beomgyu yavaş, yavaş gözlerini açtı "N-neredeyim lan ben?!" diye bağırdı.

Yeonjun Beomgyu'ya döndü "Kes sesini." dedi sesi soğuktu. Beomgyu Yeonjun'u gördüğü an yutkundu. Bu bekleyeceği en son şey bile değildi.

Yeonjun Beomgyu'nun yanına gitti "Ne o, şaşırdın mı? Cidden, yanıma gelmediğinde peşini bırakacağımı mı sandın? Çok aptalsın Beomgyu. Çok." dedi Yeonjun

Beomgyu'nun bütün bedeni titriyordu, Yeonjun bunu fark etti ve sırıttı, elinde sakladığı bıçak ile Beomgyu'nun bileğini kesti. Beomgyu'nun gözleri dolmuştu ve çığlıklar atıyordu.

Yeonjun Beomgyu'nun bileklerini kan gölüne getirdi. Beomgyu'nun bağışlarını, çığlıklarını, ağlayışlarını duymuyordu bile. Bir sağır gibiydi, gerçi bir sağır bile anlardı, bir kör bile anlardı şuanda Beomgyu'nun acı çektiğini. Sadece kalpsizler anlamazdı.

Yeonjun bir süre Beomgyu'nun yanından ayrıldı ve masanın üzerinden yarısı kesilmiş bir limon aldı ve geri Beomgyu'nun yanına gitti.

Beomgyu bitkin gözleri ile Yeonjun'a baktı "Neden yapıyorsun bunu bana?" dedi Beomgyu. Yeonjun onu dinlemedi. Bir anda Beomgyu'nun kan gölüne dönmüş bileklerine limonu bastırdı.

Beomgyu çığlıklar atıyordu, ağlıyordu. Onu duyan onu bu okyanustan kurtaran yoktu. Oysa ki onun boğulduğu okyanuslarda, olimpik bir yüzücü bile bir saniye bile duramazdı.

~~~

(Konunun okyanus ile ilgili bir alakası yoktur.)

Bu bölümü ağlayarak yazdım. (Beomgyu'yu çok seviyorum aşkım bebeğim benim)

(Bu arada cidden yaraya limon dokundurunca çok pis yakıyor ve acıtıyor)

(Denendi)

Kendinize iyi bakın!!

Kendinize iyi bakın!!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Piç kurusu | YeongyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin