Hayalleri uğruna tüm gemileri yakabilecek bir insandım ben,hırsım benim kimliğimdi.Düstüğüm her anda,yoruldugum her vakitte rehberim yine bendim.Zihnim hep hedefe odaklı,ruhum hep hayallere kilitliydi.Karşıma cıkacak her zorluğu asarım,başımda biriken her bir kara bulutu dağıtırım sanmıştım ama olmadı..
Elimde onlarca fatura ve evime gelen icra kağıdıyla salonun ortasında 'tarlası yanan köylü ' pozisyonuyla oturuyordum. Hayatım boyunca sadece üc kez gördüğüm sevgili babam ölmeden önce beni dolandırmış,miras olarak da 750 bin lira borç bırakmıştı.
Çalan telefonumla saatlerdir oturduğum yerden kalktım.Arayan Elif'ti.
"Kardeşim sen dayak mi istiyorsun?"Fena olmazdı aslında şöyle temizinden bir dayak.
"Sana da selam canım, iyiyim sen nasılsın ?"
"O telefon iletişim için var değil mi?Ha yok ben illa g*tüme sokucam diyorsan sen bilirsin."Elif ağzını bozduğuna göre dayak yiyeceğim kesindi.
"Akşam mesai vardı sabaha doğru geldim,tüm gün uyumuşum kusura bakma."Sıkintıyla nefes verigini duydum.
"Haftanın her günü mesai mi olur ?"
"Ek prim istiyorsam olur tabii"
Yaklaşık bir aydır Galatasaray 'da aşçılık yapıyordum.Dün akşam da klübe gelen özel misafirlere servis yapılması istenmisti
"Off tamam kapat on dakikaya sana geliyorum."
-
Yaklaşan otobüsle gözlerimi heyecanla açtım.Lütfen 53 numara olsun lütfen.55 sayısını görünce sesli bir nefes verdim, yürümekten başka çare kalmamıştı.Koşar adımlarla tesislere girerken bir yandan çantamı tutuyordum . Kafama gelen topla dengemi kaybetsem de düşmeden toparlamıştım fakat çantam yeri boylamıştı.
"Çok pardon gerçekten"
.O laubali sesiyle yüzümü buruşturmayı başarmıştı.Cevap vermeden esyalarimi toparlamaya başladım
"Abartiyorsun şuan bence"dedi çantamdan düşen mendili bana uzatırken.
"Daha önce iki defa daha yaptığın için olabilir mi ?"Dedim mendili elinden alırken
"Antreman yapıyoruz burda sonuçta,sahaya yaklaşmasan top sana gelmezdi."
Sinirle ofladim. sanki sahanın ortasından geçip gidiyorum.
"Neyse ne" diyerek yanından geçtim.Tonla işim vardı,onunla burda çene calacak değildim.
Adımlarım mutfağı bulduğunda Murat Şef ve Hale Abla yeni hafta için verilen diyet listesini inceliyordu.
"O yasak bu yasak ne zıkkım yedirecegiz biz bu adamlara?" demesiyle güldüm.Murat şef bizim baş aşcımızdı.Yeni hafta için neler pişirileceğini o söyler,ön tadımların hepsini o yapardı.Onun da bağlı olduğu bir diyet listesi vardı tabii.
"Günaydın şeflerim "sesimi duyar duymaz samimi gülümsemesiyle bana döndü Murat Şef.
"Günaydın Asya,hoşgeldin."
"Yeni hafta için verilen diyet listesi mi bu ?" dedim elindeki kağıdı işaret ederek.
"Evet "dedi sıkıntıyla Hale Abla"Üstlelik porsiyonları da küçültmemiz istenmiş."
"Geçen hafta da küçültmemiş miydik?"dedim şaşkınlıkla .
"Neyse arkadaşlar biran önce işe koyulmamız lazım birkaç saate servis başlayacak"dedi murat şef telaşla .
-
Çikardiğımız yemekleri tezgaha dizerken oyuncular da mola verip tesisisin kafeteryasını doldurmaya başlamıştı.
"Ooo neler yapmışsınız ya böyle ?"Yunus Akgün neşesinden bir şey kaybetmiyordu.
"Yaptık bir şeyler " dedim hafif gülerekek.
"Kıtlıktayız herhalde ?"alaylı gülümsemesiyle tezgahın diğer tarfina geçmiş bana bakıyordu çok sevgili Barış Alper Yılmaz.
"Hepsi bu kadar mı,başka bir sey yok mu?" Ya sabır ya selamet illa bozacak sinirlerimi.
"Var var zıkkımın kökü var yersen."Sessiz söylemiştim ama ikisi de duymuş olacak ki Yunus gülmeye başladı.
"Olur aslında şuan en iyi seçenek o gibi."Bekle bekle yediriceğim ben sana zıkkımı da kökünü de .
~
HERKESE MERHABALAR YENİ VE İLK KURGUMA HEPİNİZ HOSGELDİNİZ,OY VERİP YORUM YAPAMAYİ UNUTMAYİN LUTFENNN😁
YOU ARE READING
İşim Olmaz-BARIŞ ALPER YILMAZ
Teen Fiction"Ne sacmaladığının farkında mısın Elif ?" dedim sinirlenerek.O cıvıkla aynı cümle içinde bulunmak bile tüylerimi diken diken etmişti .Sekiz milyarlık dünyada beni yakıştırdığı adama bak kafayı yersin! "Niye beğenemedin mi çocugu?" "Beğenmek şöyle du...