²

5 3 0
                                    

Selamm~ yeni bir bölümle karşınızdayım umarım beğenirsiniz.(Konuyu götünüze sokacam)

___

Jungwon gördüklerine inanamamıştı, sanki anlık olarak beyni durmuş gibiydi. Ne haraket edebiliyor nede konuşa biliyordu, tek yaptığı şey az önce gördüğü herşeyin gerçek olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Dolan gözlerine hakim olmaya çalıştı, bir an önce kendisini bir yere atmak istiyordu, buradan uzaklaşmak istiyordu. Adımlarını merdivenlere doğru yöneltti düzgün dahi inemiyordu kalbinde ki acı çok büyüktü. Aklı çok karışmıştı, sunghoon ile Jay'in arasında ne vardı? Sevgililer miydi? Ne zamandan beri? Sunghoon, Jay ile sevgili olmasına rağmen kendisine yardım mı etmişti?

Kafasının içindeki sesler susmuyordu, aklından binbir türlü düşünce geçiyordu ve jungwon o sesleri susturamıyordu. Yurttan çıktıktan sonra nereye gideceğini bilemedi sadece buradan uzaklaşmak istiyordu adımlarını rastgele atıyordu, bulduğu bir sokağa girdi ve gidebileceği kadar uzağa gitmek istiyordu. Ara sokaklara girip etrafa bakmadan yürüyordu, aslında yürüyor denilemezdi çünkü adımları ne koşar gibi nede yürür gibiydi, koşmuyordu ama hızlıydı.

Baya tenha olan bir sokağa girdi, etrafına baktığında kimse yoktu ama kenarıda duvarda olan çifti görünce tek olmadığını anladı. Çiftin yiyişmesini bölmeden uzaklaşmaya çalıştı, ama zapt edemediği göz yaşları ve ağzından istemsizce çıkan hıçkırıklar sayesinde çift onu fark etmişti. Jungwon ciddi derecede kötü gözüküyordu, çifttte bunu fark etmişti.

"Afedersiniz ama iyimisiniz? Hiç iyi gözükmüyorsunuz." Jungwon elini iyiyim şeklinde sallasada çift buna inanmamıştı, ki jungwon bu yalana kendi bile inanmıyordu.
Jungwon onların yanından hızlıca uzaklaşmış ve bilmediği ara sokağa girmişti, açıkçası sokaklar baya tenha ve ıssızdı, burda insanın başına herşey gelebilirdi, ve kimsenin ruhu duymazdı.

Jungwon ayaklarında güç kalmadığını hissederek bulduğu bir sokağa girdi ve sokağı aydınlatan tek sokak lambasının altına kendini attı. Elini kalbine koyup orayı sıvazlayarak ağlamaya devam etti, kalbine hançer saplanmış gibi hissediyordu. Gözlerinden oluk oluk akan yaşlara asla karşı gelemiyordu, suratı sırılsıklam olmuştu ama bu pekte umrunda değildi.

Hayatının hatasını yapmış gibi hissediyordu, jay'i sevmekle hayatının en büyük hatasını yapmıştı. Ne diye sevgilisi olan birini seversin ki? Saçmalık. Diye düşündü, niye ben değilde o diye düşündü, neyi eksikti neyi yoktu, yakışıklı mı değildi? Neden ordaki kişi kendisi olmamıştı. Uzunca bir süre ağlamaya devam etti, yurda geri dönmek istemiyordu hatta Jay'in ve sunghoon'un suratını görmek istemiyordu.

Jungwon'u sokakta gören biri onun kriz geçirir gibi olan ağlamasını görse eminim sorgusuz sualsiz direk sarılırdı. Tanrıya yalvardı jungwon, al canımı diye ama biliyordu ki, Jay'in kendisini sevme istediği gibi buda gerçekleşmeyecekti.

Jungwon ne kadar süredir orada olduğunu bilmiyordu, ama emindi ki kesin olarak iki saati geçmişti uzunca bir süre ağlamıştı, gözlerinde yaş kalmamıştı, artık nereye gidecekse onuda bilmiyordu ama bir yere gitmek için kendisini toparlamaya çalıştı, kenarıda ne zaman fırlattığını bilmediği telefonunu gördü eline aldı ve kaç saattir burda olduğunu öğrenmek adına telefonu açtı, o sırada gözünden ani olarak gelen ıslaklıkla ne olduğunu anlamadı, ama telefonun ekranına düşen kırmızı renkli sıvıyı görünce anlamıştı.

Bulanık gören gözleriyle telefonun saatine bakmıştı, evet yanılmıyordu tam olarak dört saattir ağlıyordu. Saat gecenin ikisiydi, uzun zamandır buradaydı ve hep ağlamıştı. Gözünden kan gelmesinin nedeni de artık anlaşılmıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Wines / JaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin