"İç şunu." diye bağıran Jeongguk'la yerinden sıçradı Taehyung. Eve geleli bir saat olmuştu, acıyan kafası yüzünden uzanmaktan başka bir şey yapamıyordu. Aynı zamanda üzerindeki şaşkınlığını atamamıştı hâlâ. Sonuç olarak açılan kapı ile umutluydu, Jeongguk'a her ne yaptıysa konuşacaklarını ve kendini affettireceğini düşünüyordu. Jeongguk ona kafayı çakana kadar.
Bilmiyordu ancak Jeongguk da onun kadar şaşkın, fazlasıyla da endişeliydi. Birkaç gün boyunca Hoseok'un dedikleri aklından çıkmamış, her saniye ne kadar enayi ve aptal olduğunu düşünmüştü. Taehyung'a olan sevgisinin Yoongi dahil herkes farkındaydı, ona karşı her zaman ayrıcalık tanıyordu ancak Taehyung bunu umursuyor gibi durmuyordu çoğu zaman. İçip içip Jeongguk'u sik gibi hissettirmesi, sonrasında birkaç çiçek demeti ve güzel sözlerle konuyu kendince kapatması verilecek güzel örneklerdendi. Çok yormuştu bu durum Jeongguk'u ve düşünceleri davranışlarına yansımıştı birkaç saniyede. Kafayı Taehyung'a çakmış, çocuğu hastanelik etmişti. E hak etmiş miydi, elbette.
"Sana kavga etmeyi öğretmekle iyi mi yaptım, bilmiyorum."
Jeongguk'un uzattığı kaşıktaki çorbayı yuttuktan sonra beyaz tenli çocukla bakıştı uzun uzun. Gözlerini öpmek istiyordu, içine sokmak istiyordu bu bebeği. Ancak endişeleri vardı Taehyung'un. Jeongguk onu hyungu gibi görüyordu, Yoongi bu durumu öğrenirse araları bozulurdu, Taehyung'un ailesi onu desteklemezdi gibi gibi.
"Kapa çeneni ve şu siktiğimin çorbasını bitir."
"Çok ateşlisin."
"Bir kafa daha yemek istemezsin herhalde."
"Sustum."
Aralarındaki minik diyalog Taehyung'u güldürürken sessizce inledi, dudağı acımıştı. Resmen yara almadığı bir yer yoktu ve buna çok gülüyordu. Otuz yaşında koskoca adam, yirmilerinin başındaki bir gençten kafa yemesiyle ağzı yüzü dağıldı! Ona göre oldukça komik bir olaydı. Ancak Jeongguk'un morali hâlâ bozuktu.
hoseker:
taehyung gavatı iyi mi
ölmedi değil mi
eğer öldüyse emoji koyman yeterli
ben onu gömecek iyi bir yer biliyorumTek tek gelen mesaj sesleriyle yanı başındaki telefona uzandı, Taehyung. Jeongguk elinden telefonu almaya çalışırken Hoseok'tan gelen mesajları okumuş ve dehşete düşmüştü. Belli k Hoseok, onu pek sevmiyordu.
"Kafa atma fikri Hoseok'tan çıktı dersen şaşırmam."
"Güzel, şaşırma o halde."
"Siktir, bu çocuk Taehyung'u öldür derse öldürmezsin umarım."
"Karşı tarafın duygularını önemsemeyi öğrenirsen hayatta kalma şansın yükselir." diyerek ayaklandı Jeongguk. Tepsiyi mutfağa koydu, Hoseok'a cevap verdi ve Taehyung'a veda etmek için oturma odasına gitti. Fakat Taehyung orada yoktu.
"Taehyung, neredesin?"
atlantis,:
suçumun ne olduğunu söyle
söylersen gelirimjeongguk(siz):
gelme o zaman
gidiyorum benatlantis,:
jeongguk
hey
hayır
gitme
sikeyim yaTelefonu cebine koyduktan sonra kapıyı açarak ayakkabılarını giyinmeye yeltendi, Jeongguk. Arkasından gelen Taehyung'dan habersiz bağcıklarını bağlarken esmer adam, kafasını beyaz tenli oğlanın sırtına yasladı.
"Yavru kuş,"
"Taehyung çekil-"
"Huh, sorun ne, Jeongguk? Bana sorunu söyle ve sana yeterince zaman vereyim. Neden böylesin bana karşı? Hâlâ aklında o kadınlar varsa-"
Sinirle ayağa kalktı ve Taehyung'un gözlerine kenetledi gözlerini. Dakikalarca öyle kaldı. Konuşursa ağlayacaktı, bakışlarıyla anlatmaya çalışıyordu ancak Taehyung anlıyor gibi durmuyordu. Bu durum Jeongguk'un sinirlerini iyice gerirken söylenmeye başladı.
"Sen, aish, cidden her seferinde böyle yapıyorsun. Sana olan hislerimin farkındasın değil mi? Farkındasın ve beni parmağında oynatmak hoşuna gidiyor. Her seferinde kızlarla flört edeyim, sonrasında Jeongguk'a birkaç çiçek alarak kendimi affettireyim, böyle diyorsun değil mi? Tanrı'm, bıktım bundan Taehyung. Senden bıktım. Hislerimden bıktım."
Söyledikleri Taehyung'un öylesine ağrına gitmişti ki. Jeongguk'un hislerinin farkındaydı ancak pek emin olamamıştı hiçbir zaman. Fakat ağrına giden bu değildi. Jeongguk'u bu kadar kırdığının farkında olmamak ağrına gitmiş, kendini koca bir aptal gibi hissettirmişti.
"Bitirelim Taehyung. Ne yüzüme, ne arkamdan, bitsin artık. İstemiyorum görüşmek. Hoşça kal."
Kapı kapandı, Jeongguk gitti.
Taehyung bir başına, olduğu yere çöktüğünde Jeongguk da bir kaldırım taşında oturmuş ağlıyordu.
(≧▽≦)
biraz klişe ve kötü oldu glb silicem bu bölümü
umarım sevmişsinizdir ya,
beğenemedim ben pek.
bebeklerimi de çok üzdm kötü bi anne gibi hissediyorum👎🏼(sanki 2 bölüme barıştırmicakmışım gibi)
her neyse..öptüm sizii
👋🏼👋🏼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yoongi's bro - taekook
Fanfictionaşk, insanın derdi de olur, özgürlük bileti de. [toxic ilişki, mini fic]