Yine çok sıradan bir güne daha gözlerimi açtım. Bugün resmen ölü gibiyim, okul saçmalığı yeni başladığı ve tüm sıkıcılığıyla devam ediyor. Bugün iki tane yakın dediğim arkadaşımla kavga edeli 6 gün oluyor tabi aynı şekilde eski sevgilimle ayrılalı da. Aslında bakarsanız hiçte umurumda değili.
Yataktan zorlanarak da olsa kalkmayı sonunda başara bildim, gidip elimi yüzümü yıkayıp tekrar odama geri döndüm. Kardeşim ilkokul olduğu için benden 1 saat erken gidiyordu okula, o yüzden oda boştu. Pijamalarımı çıkartıp gri ve siyah olan okul formamı üzerime geçirdikten sonra saçıma biraz şekil verip babamı uyandırmak için kapıyı tıklattım ve "Uyanıcakmısın" diye sorup kafamı araladığım kapının arasına soktum. "Ne çabuk sabah oldu" diyen babama kıkırdayıp kapısını kapattım ve mutfağa yöneldim. Annem çalıştığı için sabahları kardeşimle beraber hazırlanıp evden erken çıkıyordu, tabi babama kahvaltı hazırlamak da bana kalıyordu.
İnce uzun mutfağımıza girip dolabın karşısına geçtim ve yiyecek bir şeyler aramaya başladım ve tabi her zamanki gibi hiçbir şey bulamadım! Babama tost hazırlayıp masanın üstüne koydum, ısıttığım çayı da babamın fincanını bulduktan sonra doldurdum. Onu da masanın üzerine bıraktıktan sonra tekrar odama dönüp çantamı hazırladım. Babam hazırlanıp yemeğini bitirene kadar telefonumda kim ne paylaşmış diye bakınırken bir çocuğun fotoğrafında takılı kaldım.
Kara kaşlı, kara gözlü bir çocuktu. Hesabındaki diğer fotoğrafları ve hakkında bilgi edinmek için sayfasına girmeye çalışırken babam hazırsan çıkalım diye oda girince kapatmak zorunda kaldım.
Okula babamla gidiyordum onun iş yeri okula yakın diye. Montumu giyip atkımı taktıktan sonra çantamı, telefonumu ve anahtarımı aldıktan sonra ayakkabılarımı giyip evden çıktım ve kapıyı kilitledim. Çok sessiz bir araba yolculuğu geçirirken fazlasıyla sıkılmıştım. Aslına bakarsanız babamla konuşmayı annemle konuşmaktan daha çok seviyordum. Annemle konuşurken sanki çok kötü bir şey yapmışım, bütün herkes kötü, bütün kötülükler beni bulmuş gibi davranıyor. Ama babam kesinlikle annemin tam teri, beni dinler kötü bir şey yapmadığım sürece sürekli beni destekler.
Okulun bahçesine girdiğimde yağmur başlamıştı tabi Aralık ayında olduğumuz için bunlar normal. Okula girdikten sonra ders programımı hatırlamaya çalıştım ama tabi ki her zaman olduğu gibi hatırlayamayıp telefonumdaki ders programına bakıp sınıfa gitmek için yola kotuldum. Ders Matematikmiş en üst katta ders mi olur üstelik de sabah sabah. Okulumuz 3 katlıydı her katta da farklı farklı derslerin sınıfları vardı yani anlayacağınız öğrenciler sınıf sınıf geziyordu. Sonunda sınıfa girdiğimde daha erken olduğu için 4-5 kişi vardı. "Günaydın" diye mırıldandıktan sonra sırama çantamı koyup sınıftan dışarı çıktım. Sınıfta durmayı sevmiyordum, giriş kattaki kantine gidip çoğu boş olan masalardan cam kenarında olan masanın birine oturdum. Biraz etrafa bakındıktan sonra Nazlı, Nergis, Nurten üçlüsü yanıma gelip oturdular. Bazen birbirlerini nasıl bulduklarını merak ediyorum.
Nazlı benim gibi kıvırcık kahverengi saçları olan Wattpad kitaplarını okuyarak gününü geçiren yeri geldiğinde eğlenceli yeri geldiğinde ciddi olabilen mütevazı bir aile kızı. Nergis siyah uzun saçları olan şaka yaparken bile ciddi olan şaka olup olmadığını anlamadığımız en azından benim anlamadığım, anlamlı anlamlı sözler kurabilen çoğu zaman ciddi bir kişilik. Nurten iste kapalı bir kız anlatılacak pek bir şeyi yok aslında.
Aralarında bir şeyler konuşuyorlardı tabi bende onları dinlemiş gibi yapıp gelen gidene bakıyorum. Ders zili çalmaya başladığında "Sonra görüşürüz" deyip sınıfıma çıktım. Matematik dersini çoğu kişinin aksine seviyorum ama bazı konuları pekte uygulayabildiğim söylenemez.
Dersler birer birer geçerken son teneffüs diğer teneffüslerde de olduğu gibi Seda ile okulu turluyorduk. Seda bizim sınıfta çok saf ve en iyi anlaşabildiğim kişi upuzun beline kadar uzanan saçları var onları kıskanmıyorum desem yalan olur. Öğretmenler odasının kapısından geçip sınıfa çıkmak için merdivenlere yönelmiştik ki hayvan gibi biri bana çarptı ve ben tam dengemi kaybedip yere düşüyordum ki bana çarpan hayvan beni tutup düşmemi engelledi.
Daha kendime gelip yüzüne bile bakamamışken konuşmaya başladı "Dikkat etsene ufaklık, tutmasaydım düşüyordun" diyince sinirle kendimi düzelttim onu kendimden uzaklaştırdım aynı zamanda konuşuyordum "Tutmasaymış düşüyormuşum bide dikkatsiz ufaklık diyor. Bikere sen çarpmasaydın ben düzgünce yürüyor..." kendimi düzelttim ve tam başımı kaldırıp çocuğa bakınca cümlemi tamamlayamamıştım. Sesli bir şekilde yutkunduktan sonra kendime gelip "Yürüyordum" deyip cümlemi tamamlamıştım ama daha deminki cazgırlığımdan hiç ses seda yoktu. Bu o çocuktu sabah fotoğrafını gördüğüm çocuk. Gözleri fotoğraftakinden daha siyahtı simsiyah saçları da aynı şekilde siyahtı.
Ben hayran hayran ona bakarken "Birdahakine dikkat et ufaklık" deyip yanımdan geçti gitti. Ben mal mal arkasından bakarken Seda'nın hadi öğretmen gelecek diye beni çekiştirmesiyle kendime geldim. Sınıfa girdiğimde hala kafamda deli sorular vardı. Bu çocuk bizim okulda mıydı ya? Acaban ne zamandan beri bizim okulda? Ve en önemli soru benim bundan neden haberim yok?Adı neydi acaba? Keşke sabah baksaydım. Aman Meral sanane bikere sana ufaklık dedi sen neden hala onu düşünüyorsun diye kendime söylenirken bütün dersi onu düşünerek geçirdiğimi fark ettim.
Okuldan sonra eve döndüğümde ilk işim o çocuğu bulmak oldu. Adı Muhammed'miş nerdeyse 1 saat boyunca çocuğun bütün hesaplarına girip teker teker her şeyine bakmıştım. Çocuk efsaneydi resmen bizim okulda böyle birinin olmasını kesinlikle beklemiyordum. Bu sene 2. senemdi ve ben şu ana kadar hiç görmemem ve hiç karşılaşmamamız fazla garipti özellikle de benim gibi sınıfta durmayan biri için cidden çok garip.
Akşam yemek yedikten sonra mahalleden arkadaşım olan Merve'yle telefondan görüştük havalar erken karardığı için görüşemiyorduk. Merve kahverengi saçlı hafif kısa boylu bazen umursamazlığıyla beni sinir eden kız meslek lisesinde 12. Sınıf öğrencisi olan biri.
Olayları Merve'ye anlattığımda ilk tepkisi "Oha kızım ya nasıl beceriyorsun bunları anlamıyorum ama tabi sizin okulda erkek kaynıyor bende anlatmak isterdim bi çocukla çarpıştım diye ama bil bakalım benim onu yaşayabilmem için ne gerekiyor? Evet, doğru cevap okulda erkek olması gerekiyor. Ah azcık aklım olaydı da sizin okula geleydim bence çarpışırdım belki hayatımın aşkını bulurdum." Bunların hepsini tek nefeste söylemişti bir an nefes almadığı için ölecek sanmıştım.
"Bence konuşurken nefes almayı denemelisin. Hem o nerden hayatımın aşkı olsun ki hayvan gibi çarptı bana bi özür bile dilemedi öküz." Dedim bende biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattık bende saat geç olduğu için yatıp uyudum .
Merhaba bu ilk bölüm olduğu için fazla kısa farkındayım ama dediğim gibi ilk bölüm, ilk bölümde çoğunlukla kendini tanıtma ve asıl çocuk veya kızla tanışma olur en azından benim okuduğum hikayelerde öyleydi :)
Umarım beğenirsiniz bağrı olaylar cidden yaşanmış olaylar neyse uzatmaya gerek yok okuduğunuz için Teşekkür ederim :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Ve Hırs
RomanceBu beni hikayem. Doğrularımla, yanlışlarımla, hatalarımla, eksikliklerimle, yaptıklarımla, yapamadıklarımla kısaca her şeyiyle benim hikayem. Bu arada ben Meral 17 yaşındayım ve bu sene 11. Sınıfa başlıyorum. Bundan 8 ay öncesine kadar yolda gördüğü...