Bir zamanlar gece gündüzü bekler, ateş suya boyun eğerdi. Kış yaza aşık , sonbaharsa ilkbaharla arkadaştı. Her şey Karanlığın Hükümdarı İccarus , Aydınlığın prensesi Leora'ya aşık olana kadardı. Iccarus , Leora'nın güzelliğine kapılmıştı. O , Aydınlığın prensesine o kadar kapılmıştı ki gözü başka kimseyi görmüyordu .Bunlar prenses için de geçerliydi. O da Iccarus'a kapılmıştı. Iccaarus onu o kadar güzel seviyordu ki Leora bu duygulara karşılıksız kalamamıştı. Kendilerini ölüme kendi elleriyle ittiklerinin farkında bile değildiler. Bu dünya onlar için fazla kural tanırdı.Onlarsa kuralları çoktan aşmışlardı. Gecenin ve gündüzün tanrıları bu aşka sessiz kalmıştı taaki Leora hamile kalana kadar. Onlar o gün en önemli kuralı aşmışlardı. 'Karanlık aydınlıktan doğamaz , gece gündüz bir olamaz' dı. Bunun üzerine öfkelenen tanrılar Leora ve Iccarus'un ölüm kararını vermişlerdi. Onlar için çok geçti. Onlar için artık kaçış yoktu. Onlar kuralların tutsağı olmuşlardı. Iccarus bu kararı asla kabul edemez , sevdiği kadının ölümüne katlanamazdı.O gün Iccarus Tanrıya yalvarmış , " Benim canımı al , sevgilimin canını bağışla. Sana yalvarıyorum onu bağışla.Gece şahidim olsun ki ben Karanlığın Hükümdarı Iccarus ölüme boyun eğiyor ve canımı önüne seriyorum. Yeter ki onu bağışla." diye yakarışta bulunuyordu. Tanrı Iccarus'un sesini duymuş, onun canını alıp Leora'yı bağışlamıştı ama Leora için yaşama devam etmek artık ölümden farksızdı . Sevdiği adam gözlerinin önünde gecenin kurbanı olmuş geriye ondan sadece karnında yakında doğacak olan bebeği kalmıştı. Karanlığın hükümdarı Iccarus öldükten sonra tahta kardeşi adını siyah kuştan alan Lonan geçmişti.Lonan farklıydı. O ne gece gündüzü beklesin ne de ateş suya boyun eğsin istiyordu. Onun tek isteği karanlığın hakim olduğu bir dünyaydı. Lonan bunun üzerine karanlık meclisini toplayıp bütün aile üyelerine Leora'nın bebeğinin onlar için lanet olduğunu söylemiş bu bebek yüzünden aydınlığın karanlığa üstün olacağını söyleyerekte ailenin aklını çelmişti ve bunda da başarılı olmuştu .O günden sonra karanlık aydınlığa karşı gelmiş , topraklarındaki tüm aydın halkı katletmişti. Her şey Lonan'ın kendi emelleri için uydurduğu yalanlar yüzündendi ve o başarılı da olmuştu. Leora ölüm kararı üzerine karanlık topraklardan kaçma planları yapmıştı. Annesi Hira'nın yardımı ile kaçmayı başarmıştı fakat unuttuğu bir şey vardı. O kaçmayı başardığını sanmış olabilirdi ama karanlığın elçileri peşindeydi . Leora ve Hira peşlerinde olan elçiler onları bulana kadar karanlık topraklar da bir oradan bir oraya savruluyorlardı. Leora hamile haliyle uzaklara gidemezdi .Elçiler de bunu çok iyi biliyorlardı. Leora şimdilik kaçmayı başarmış olabilirdi ama çoktan doğum başlamıştı.Leora sevdiği adamın öldüğü topraklarda bebeğini doğuramazdı.Leora ne kadar aydın topraklara varmak için dirense de çok geçti.Bu yaptığı sadece bebeğini tehlikeye atmak olurdu.O gün Leora karanlık topraklarda sevdiği adamdan olan biricik kızını doğurmuştu. Leora kızının gözlerine baktığında onun bu topraklara tekrardan barışı getireceğini biliyordu. Anne kız arasındaki bu bakışmalar uzun sürmemişti. Karanlığın elçilerinin ayak sesleri yaklaşıyordu.Onlar karanlık topraklarda kapana kısılmışlardı. Leora'nın tek bir isteği vardı o da kızının hayatta kalmasıydı. Leora işte o gün kızının kaderini orada kendi elleriyle belirlemişti. Karanlık topraklarda kızının kulağına şu sözleri fısıldamıştı: " Benim güzel kızım,Valencia.Baban kadar güçlü annen kadar güzel bir o kadar da özelsin.Sen bizim için hayatta kalacak ve sem hayatın bize sunduğu lanet değil de lütuf olduğunu onlara göstereceksin.Sen bu toprakların ilkisin.Hoşçakal benim minik kızım.Annen ve baban seni çok seviyor ve hepte sevecek." Leora o sözlerle Valencia'nın kaderini belirlemişti.Kızı bu topraklara yeniden huzuru getirecek yeniden gece gündüzü bekleyip ateşte suya boyun eğecekti.
ZÜMRÜDÜANKA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIŞ
Teen FictionBir zamanlar gece gündüzü bekler, ateş suya boyun eğerdi. Kış yaza aşık , sonbaharsa ilkbaharla arkadaştı. Her şey Karanlığın Hükümdarı İccarus , Aydınlığın prensesi Leora'ya aşık olana kadardı. Bu topraklar onları aşklarıyla sınamış ve onlara karan...