0.0

8 1 6
                                    

" Lütfen uyan anne. Seni özledim. Niye bu kadar soğuksun anne. Bekle sana battaniye getireyim."
Ayağa kalktığım anda başıma silah dayandı, babam elindeki silahı bana doğrultmuştu.
" O öldü Han Jisung, onu ben öldürdüm. Canımı sıktı ve bende nasıl canımı sıktıysa onun kafasına sıktım."
Șuan hem kızgın, hem üzgün hem de kırgındım ama kızgınlığım ağır basıyordu. Babam konușmaya devam etti.
" senin de sonun böyle olmasını istemiyorsan bana büyük bir poșet getir.HEMEN!"
Titreyerek mutfağa doğru gittim. çekmeceleri açıp kapatıyordum. Biraz uzun sürmüştü. Babam salondan bağırdı.
"Han jisung ne yapıyorsun orda! Hiç bir şeyi yapamayan ödlek bir orospusun. Hızlı ol yoksa ölürsün. Anladın mı beni!"
Sesimin titrememesini umarak kısık bir sesle evet dedim. Beni duymadığına emindim. Daha hızlı hareketlerle aramaya başladım.Sonunda buldum ama oraya dönmek istemiyordum. Oraya gidersem babamdan kacamazdım ama kaçmaya calıșsam bile beni bulurdu. Ondan tamamen kurtulmalıyım ama nasıl yapmam gerekiyordu ki. Kafamın içindeki ses bana tezgahın üstündeki bıçağı almaya itiyor ama baska bir seste hayır diyor onu öldürünce ne yapacaksın en iyi olasılık oradan kaçıp polisi aramak. Hadi ama han jisung bir karar ver hangi sesi dinleyeceksin. Tezgahtan bıçağı aldım ve elimdeki poşete sardım. Diğer elimin tersiyle gözyaşlarımı silip salona doğru sert adımlarla yürümeye basladım. Giderken de ne yapacağımı düșündüm. Onu öldürüp intihar süsü verecektim.Çok basitti.Sanki önceden yapmıșım gibi hissediyordum.Babamın yanına gittim. Hızlı bir el hareketiyle bıçağı arkama sakladım. Șuan güçlü durmalıydım. Babama hiçbir șeyin beni yıkmadığını göstermem gerekiyordu.Bu annemin ölümü bile olsa. Babama poșeti verdim. Babam benim bu kadar umursamaz olmama şaşırdı herhalde ve mutlu oldu. Psikopat adam.
"Aferin Han Jisung, sözlerimi böyle dinlemeye devam et."
Bunun son sözleri olduğunu bilse acaba başka ne söylerdi diye düşündüm. Herhalde canımı bağışla yada lütfen beni öldürme istediğin her şeyi yaparım gibi şeyler. Her zaman öyle olur zaten.Babam annemin yanına gidip poșeti açmaya başladı. Bende arkasından yaklașıp elimdeki bıçağı onun boynuna yaklastırdım.
"Bence annemi öldürmenin cezası olarak senin de ölmen lazım değil mi?"
Kızgın bir ses tonuyla sordum.Böyle bir şeyi yapacağımı düșünmemiști. Tabii ben bile kendime inanmıyordum. Sanki beni bașkası yönetiyor gibiydi ama çok takmadım. Șuanda bunu düșünemezdim.Babam hâlâ konușmamıștı. Sıkılmıștım artık. Bıçağı biraz daha bastırıp küçük bir çizik açtım. Çok az kan akıyordu.
"Han ne yaptığını sanıyorsun. Bırak o bıçağı hemen,yoksa sonuçlarına katlanırsın!"
kulağına doğru eğilip fısıldadım.
"Seni buracıkta öldürürsem ne yapabilirsin ki."
" Beni öldüremezsin Han Jisung. Ben senin babanım."
"Sende karın olan kadını ve çocuğunun annesini öldüremezdin ama öldürdün. Hem de çocuğunun gözlerinin önünde. Șimdi sana soruyorum,seni öldürürsem haksız mı olurum yoksa haklı mı?"
"Ailen kalmaz senin. En kötü yetimhanelerde kalır, arkadașım dediğin insanlar seni arkandan vurur. Bunu mu istiyorsun sen lan"
"Senin yanında kalacağıma orda kalır ve insanlardan tarafından zorbalanırım. Ayrıca babam dediğim kişi bile beni arkamdan bıçakladı. Alıșığım yani.Șimdi son sözlerini söyle. Beni öldürme gibi șeylerle nefesini yorma ama."
" Jisung bırak o bıçağı lütfen.Babana mı kıyacaksın."
"Bu kadar yeter! Sana konuşma şansı verdim ama sen salak gibi boș yapıyorsun. Senin ölümün benim ellerimde tek bir hareketimle" elimle kafamı kesiyormuș gibi yaptım.
"Ölürsün"
Psikopat gibi gülmeye basladım. Ona șuan çok işkence etmek istiyorum ama yapamam. O zaman bulurlar beni.Bıçağı çekip karșısına geçtim.Elini silahına atmaya çalıștı. Ayağımla silahı kendi tarafıma çektim.Sinirlenmiștim.Silahı elime alıp ona doğrulttum.Bir elimde silah diğer elimde ise bıçak vardı.
"Hangisi istersin baba,ölümün hangisiyle olsun istiyorsun?"
"Jisung lütfen yapma, lütfen"
"aishh suan sana çok işkence edesim var baba ama yapamıyorum."
"Han yapma. Katil olma benim yüzümden."
"Çok konușuyorsun baba. Ne yapsam acaba, sesini mi kessem."
Silahı elimden atıp bıçağı göğüsünün oralarda gezdirdim. Artık ölmesi gerekiyordu değil mi?
"Artık sesini kesmenin vakti geldi."
Bunu dedikten sonra bir an bile düșünmeden bıçağı kalbine sapladım. Babam bir șey bile söyleyemeden yere yığıldı. Artık bir ailem yoktu.
Sonra transtan çıkmıș gibi hissettim ve yere baktığımda annem ve babam yerde hareketsiz yatıyordu.Hemen annemin yanına çöktüm. Gözyașlarımı durduramıyordum. Babam annemi öldürüp kendi canına kıymıștı.Avazım çıktığı kadar bağırdım.
" YARDIM EDİN!"
Sonra komșumuz duymuș olacak ki kapıyı çalmaya bașladı. Ayağa kalkamıyordum. Bacaklarımı hissetmiyordum.Komșumuz benim gelemeyeceğimi anlamıș olacak ki paspasın altındaki anahtarla kapıyı açtı.Annemle babamı yerde kanlar içinde yattığını görünce șok oldu. Ben ikisinin arasında bağırıyordum. Nasıl beni bırakıp gidebilirlerdi ki? Bana bunu niye yaptılar? Daha 14 yașındaydım.Bunları yașamamam lazımdı ama olmuștu geri dönüș yoktu. Onlar artık yoktu.Artık ailem yoktu.
Bunları düșündüğüm için daha çok ağlamaya bașladım.Komșumuz o sırada polisi ve ambulansı aramıștı.Komușumuz beni aralarından çekmeye çalıșıyordu ama ben gitmiyordum.Gidemezdim.Onları orada bırakamazdım.Polislerin ne zaman geldiğini duymamıştım.Beni babamla annemin yanından çekmeye çalışıyorlardı ama ben gitmek istemiyordum.Onları bırakamam, onlar olmadan ben ne yaparım?
"Bırakın beni onları bırakamam. Onlar ölmedi değil mi?"
Bir tane polis annemle babamım yaşayıp yaşamadıklarına baktı. Sonra kafasını yavaşça hayır anlamında salladı. Daha ne kadar fazla ağlayabilirim bilmiyorum ama daha çok ağlamaya başladım. Sesli bir şekilde hem ağlayıp hem de annem ve babamın adlarını söylüyordum. Beni niye başıboş bıraktılar ki? Kötü bir evlat mı olmuştum acaba? Şuanda ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Sanki zaman durmuş gibiydi. Polisler beni zor da olsa dışarı çıkardılar. Annemle babamın bir poşet içerisinde götürüldüğünü gördüm.Beni ambulansa aldılar ama sonrasını hatırlamıyordum.Galiba bayılmışım.

Birkaç gün sonra beni sorguya çekmişti polisler.Gördüğüm her şeyi anlattım.Babamın anneme nasıl kıydığını sonra da kendi canına kıydığını.

Soruşturma birkaç gün daha sürmüştü.O süre içerisinde beni bir yetimhaneye koymuşlardı.Bu yetimhane filmlerdeki o kötü,çocuklara işkence edilen yetimhaneler gibiydi.Doğal olarak bende o işkence ve zorbalık gören çocuklardandım ama bir yada iki hafta sonra yetimhanenin müdürü odasında ölü bulundu.Ondan sonra en azından daha iyi bir müdür geldi.Zorbalıklara son verdi.Benimlede yakından ilgilendi ama önceki müdürden bana kalan başka şeyler de olmuştu mesela anksiyete ve panik atak gibi.Bu hastalıkları kimseye söylemedim sadece müdür bey biliyordu.En yakın arkadaşlarım bile bilmiyordu.



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 20 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

the pyschoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin