Etraf sislerle dolmaya başlayınca içini dahada büyük korkular sarmaya başlamıştı. Neden bu tanıdık yerde bir türlü aradığını bulamıyordu!
"Asi!"
Bağırarak konuşup etrafa bakınıyordu ama Asi yoktu, Allah kahretsin ki Asi yine yoktu! Kalbi yerinden çıkacak gibi hızlı atmaya başlamıştı. Asi'yi görmeye ihtiyacı vardı, onu bulmaya.
"Asi nerdesin!"
Gök gürültüsü dahada şiddetleniyordu. Çakan şimşekler her yeri masmavi yapıyordu. Ve bütün cehennemin dibi boştu. Asi yoktu, Asi hiç olmamıştı.
"Asi...Asi nerdesin?"
Artık dermanı kalmamıştı, dizlerinin üstüne yere düştüğünde ellerini saçlarına geçirmişti.
"Asii!"
"Alaz."
Birisi ona sesleniyordu, duymuyordu. Cevap veremiyordu. Kimdi ki bu?
"Alaz."
Yeniden ismini anımsamıştı. Alaz...Alazdı o sahiden.
"Alaz uyan."
Sonunda sesler somut olarak bir harekete geçmişti ve Alaz omzundan sarsılarak uyanmıştı. Yine bir rüya görmüştü anlaşılan, kabus.
"İyi misin?"
Başında gördüğü Güven doktor ile usulca başını olumlu anlamda sallamıştı ve doğrulmuştu.
Yine kocaman bir sessizlik vardı bütün evi, odayı kaplayan. Yine Alaz yemin etmiş gibi konuşmuyordu kimseyle. Yavaş adımları onu banyoya götürürken yeniden Güven'in sesini duymuştu.
"Kahvaltı hazır."
Oysaki Alazın midesine 3 yıl 7 aydır giren tek şey alkol, uyuşturucu ve ölmemek için kemirdiği bir kaç ekmekti. Gerçi Alaz bu hayatına da "yaşamak" demiyordu ama maalesef nefes aldığı için yaşıyor sayılıyordu.
Aynı sessizlikte musluğu açmıştı ve elini yüzünü güzelce yıkamıştı. Ayılmaya ihtiyacı vardı.
"Alaz."
Alaz isminden de nefret eder olmuştu son zamanlarda. Ona Asi'den başkasının seslenmesi canını sıkıyordu. Asi'den başka birinin nefes alıyor olması bile batıyordu Alaz'a, kendisi dahil.
"Daha ne kadar sürecek bu küslük?"
Güvenin ağzından dökülen kelimeler ile Alaz duraksamıştı. Aklına dolan anılar kalbindeki öfkeyi dahada çok harlamıştı. Gerçi Asi'den sonra herhangi bir duygu hissedebiliyor olması bir mucizeydi.
"Neslihan aşağıda, Yamanda. Her sabah olduğu gibi yine seni kahvaltı için bekliyorlar. Cesur ve Çağla da gelecek birazdan."
Alaz konuşmadan histerik bir şekilde gülümsemişti yalnızca.
Güven iç çekmişti yalnızca çocuğun buruk tebessümüne. Alazı anlıyordu. Sevdiğin kadından uzak kalmanın ne demek olduğunu biliyordu çünkü. Ama artık karşısındaki çocuğun halleri onun canını yakıyordu.
Alaz yemek yemiyor, konuşmuyordu. Sadece uyuyup bazen temel ihtiyaç olduğu için duşa giriyordu. Güven yalnızca arada bir ağzına ekmek attığını görüyordu. Çoğu zaman yediği içtiği her şeyi çıkarıyordu gerçi.
Zaten çelimsiz olan bedeni iyice zayıflamıştı. Bunların hepsi çok üzüyordu Güveni ama en çok, en çok Alazın kendisine sığınması yakıyordu canını. Alazın bir annesi, bir babası vardı. Düştüğünde kaldıracak bir abisi ve bir ikizi. Ama Alaz onca kişi arasından sadece kendisine sığınmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Gittiğinde." / Aslaz
Teen FictionUnutmak bir lütufken, hatırlamak büyük bir cezadır.