Jisung dünün verdiği yorgunluk ile müstakil evinde doğruldu.
Dünki yoğun ve yorucu çizimler onu baya yormuştu. Yorgunluğu ağrıyan elleri ve beli ile sızlanarak tuvalete geçti ve elini yüzünü yıkayıp odasına geri girdi.Dolabına biraz bakınıp bol mavi kot ve üstüne beyaz tişört ile gömleğini geçirip aşağıya indi. Cidden dün çok yorulmuştu. Ofis müdürünün istifası ile zedelenmiş olan çalışmaları düzeltmek için dün ekiple beraber yoğun bir çalışmaya girmişti. Eve saat gece 4de giren Jisung hiç birşeyi umursamadan kendini yatağa atmıştı.
Sonuç olarak rahatsız ve kendini bitkin hissediyordu.
Eline aldığı toz kahveyi makineye boşaltıp olmasını beklerken tezgahın üzerinde duran telefonundan bildirimlere baktı.
Annesi ve ofis grubu dışında bildirimi olmuyordu zaten. Saate göz ucuyla bakıp makinenin kahvenin hazır olduğunu belirten sesi çıkınca Jisung telefonu bırakıp dolaptan bir kupa aldı.
Kahveyi dökerken esnediği için tezgaha dökülen kahve ile sızlandı.
"Sabah sabah sikicem böyle işi!"
Dökülen kahveyi umursamayıp alt katın birleşik olduğu balkona yöneldi. Köpeği onu görünce mutluluğunu belli eden sesler çıkarınca Jisung hafifçe kıkırdadı.
"Bende seni çok özledim balım."
Kahvesini içmeye devam ederken gelen telefon sesi ile mutfağa yöneldi Jisung. Telefonu bu saatlerde çalmazdı normalde...
Jisung arayan kişinin Seungmin olduğunu görünce kısa bir düşünmenin ardından telefonu açtı.
"Jisung acil ofise gelmen gerekiyor!"
Jisung şaşırarak sordu ,
"Ne oldugu Seung. Acil olan ne ?"
Bitmemiş kahvesini tezgaha bırakıp yanıt bekledi
"Yeni müdür geliyormuş bugün. Ofisi temizledik ama ufak birkaç şey kaldı. Sende gel masanı topla. Özelin vardır diye dokunmak istemedim."
Jisung yeni müdür lafını duyunca şaşırmış daha sonra teşekkür ederek banyoya koşmuştu.
"Böyle günlerde zaten ucubeye benziyorum."
Kendine haksızlık ediyordu oysaki. İnce beli , güzel yüz hatları
ve saçları onu mükemmel kılıyordu. Ama o kendini hep çirkin biri olarak görüyor ve kabul ediyordu.Hızla dişlerini fırçalayıp yüzüne birkaç birşey sürdü. Taramdığı için dağınık olan saçlarını şekillendirdi ve koşarak aşağı indi.
Tabii inerken üstüne bastığı köpeğinin oyuncağı ile kıvrandı.
"Aghh."
Umursamamaya çalışarak kapının yanında askıda asılı çantasını alıp beyaz Converse'lerini giyip koşar adımlarla motoruna bindi.
Evet bu zarif kişiliğini bastıran bir motoru vardı. Siyahın en koyu tonu olan ve her görenin ara gaz isteyeceği türden bir motor.
Motorun gürültülü sesi ile evin önünden ayrılan Jisung trafiği motoru sayesinde hızlıca geçiyordu. Lakin bir araba önünde hızlıca durana kadar.
Ani hareketle freni sıkmıştı bir yandan da korkuyla gözlerini kapamıştı. Yavaşça gözlerini açan Jisung sağdan hızla gelen arabanın sürücüsüne bakarak küfretti.
"Gitti teker amına koyim gitti !"
Hızla motoru kenara çekip ayaklığı kaldırıp motordan indi. İlk işi tabiki motoruna bakmak olan Jisung dikkatlice motorunda göz gezdirdi. Hiç birşey yoktu neyseki ama kendisi baya korkmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AgaiN? |MINSUNG ✓
FanfictionMinho'nun işleri yüzünden taşındığı ev aslında Jisung'a önceden satılmıştır.