"Ne haddime" dedi Ciddi bir sesle .
Hayret içinde kalmıştım. Patronum olacak adam ciddi bir tonda 'Ne haddime ' demişti. Gerçekten o kadar mı güzel giyinmiştim?
Ben bu düşüncelerimle boğulurken kapı tıklanıldı. Bana şaşkın bakan gözler kapıya doğru çevrildi.
"Gir"
Sekreter içeri girdi.
"Yağız Bey bugün çok önemli bir toplantımız var. Hatırlatma mı istemiştiniz."
"Tamam başka bir şey yoksa çıkabilirsin."
" Iıı şey Tercüman bulamadık. Dün bulduğumuz tercüman bugün yolda kaza yaptı."
Yüzümü Yağız Bey'e çevirince gözünden alevleer fışkırıyordu. bir insan 3 dakika içinde nasıl hemen bu kadar sinirleniyor olabilir hem ne olacak yani Dünya'nın sonu değil ki?
" Ne ! Nasıl olur bu ? Allah kahretsin bu toplantı çok önemli bizim için yarım saat içinde çabuk bana bir tercüman bul aksi takdirde işine son veririm."
Kendimi tutamayarak söze karıştım.
" Bu gelecek olan kişiler hangi dilde konuşuyorlar ve nereden geliyorlar ?"
Yağız Bey (Gerizekalı) bana dönerek :
" Irak'tan gelecekler kürtçe konuşuyorlar ne yapacaksın kürtçe mi öğreneceksin ? "
Bu sözünden sonra yüzüne alaylı bir gülüş takındı.
"öğrenmeme gerek yok desem ? "
" Sekreterime çok mu güveniyorsun ? Merak etme bende güveniyorum . "
Bu sefer alaylı gülüş bana aitti.
"Sekreterinize güvendiğimden değil kendime güveniyorum."
Şaşkınca bana bakarak
" Nasıl yani sen kürtçe biliyor musun ? "
" Ayıp ediyorsunuz."
Beni bir müddet süzdükten sonra
" Bu işi becerebileceğini hiç sanmıyorum ama başka çaremiz yok. "
Nurella bakışı attıktan sonra
"Ne demişler atalarımız ummadığın taş baş yarar. Toplantı saat kaçta? "
Sekreter lafa atılarak
" Saat öğleden sonra 2 yi 15 geçe "
"Tamam o zaman saat öğleden sonra 2 yi 15 geçe ben de sizinle toplantıya katılıyorum malum sizin için önemli bir toplantı."
" Başka çarem yok ama bir şeyi yüzüne gözüne bulaştırırsan var ya bu sefer hiç birşey seni elimden alamaz medyada meşhur olursun ona göre."
Hıı sen daha benim kim olduğumu bilmiyorsun.
Ben aslen kürdüm. Benim kürtçe konuştuğum zaman görsen beni.
" İyi tamam şimdi bir EMRİNİZ yoksa ben gideyim."
Gözlerimin içine bakarak
"Hiçbir yere gidemezsin (koltuğu göstererek ) şurda otur. "
"Başka emriniz ."
"Kahvemi getirmedin"
Kısık bir sesle
"Zıkkımın kökünü iç ."
"Birşey mi dedin Hayalciğim"
Onu taklit ederek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIPLA BAŞLADI
Teen FictionHERŞEY KAYBOLAN BİR TELEFON İLE BAŞLADI ... KAYBOLAN BİR TELEFON VE ARDINDA TAHMİN EDİLEMECEK KADAR DEĞİŞEN BİR HAYAT....