Herkes buraya kitaba başladığı tarihi atabilir mi?Keyifli okumalar.
KELEBEĞİN ÖMRÜ KISALIYOR
Son ödev“Herkes kendi
suskunluğun’da boğulacaktı”Kelebek kozasından çıkmıştı. Herkes kelebeği tırtıl olarak tanıdığı için kelebeği kimse tanıyamamıştı.
Beni uyandıran şey gördüğüm kâbusdu. Gözümü hızla açıp derin derin nefesler aldım resmen kan ter içinde kalmıştım. Derin bir yutkunma eşliğinde yataktan çıkıp prize takılı olan cep telefonumu aldım ve saate baktım saat 06:27’ydi ilk defa gördüğüm kâbus işime yaramıştı yüzümde yer edilen minik gülümseme ile banyoya gidip okuluma hazırlanmaya başladım. Banyoda işim bittikten sonra mutfağa gidip kendime bol proteinli yulaf kasesi hazırlamıştım. Görünüşüm benim için önemli bir unsurdu.
Yemeği yiyip mutfaktaki bulaşıkları makineye koyup tekrar odama çıktım ve giyinmeye başladım. Üstüme bir beyaz crop altıma ise siyah bir kumaş pantolon giydim sağ çaprazımda kalan boy aynama doğru dönüp kendime baktım üstüme bir blazer çeket giyecektim hemen solumda kalan dolabıma doğru gidip kapağını açtım aralarından siyah blazer çeketi gityip makyaj masasına doğru gittim. Masaya vardığımı rimel, allık, ve olmazsa olmaz bordo rujumu sürdüm saçıma bir şey yapmayacaktım sadece tarayıp çıkacaktım öyle de yapmıştım saçımı tarayıp masamın üstündeki araba anahtarını alıp evden çıktım.
Üniversiteye vardığımı arabamı boş olan bir yere park edip sınıfıma doğru yürüdüm. Sınıfa geldiğimi yarısının geldiğini görmüştüm hemen önlerden bir yere oturdum ve hocayı beklemeye başladım. Gazatecilik bölümü okuyordum. Bu mesleği seviyordum.
~
Okula’da ilk 3 dersimi görmüştüm ve son dersime girecektim aradan biraz zaman geçtikten sonra otuzlu yaşlarında olan İpek hoca gelmişti hoca bize yayın sırasında neyi yapıp neyi yapmayacağımızı anlattıktan sonra ödev vermişti ödev ise; her hangi bir işlenen cinayeti kağıt üstüne aktarıp sunum yapacaktık. Ben bu ödevi çok sevmiştim. Beni düşüncelerimden ayıran ses ders bitti sesiydi
Hoca mikrofon ile konuştuğu için sesi fazlasıyla çok çıkıyordu üniversite de olmamıza rağmen hâlâ bazı insanlar hocayı dinlememekte ısrar yapıyorlardı bir kaç kişi ve bu benim oldukça sinirimi bozuyordu.
Okuldan çıkıp evime doğru yürümeye başladım yürürken overtink yapmak benim için fevkalade bir şeydi yanında ise kulaklık ile müzik dinlemek...
Eve vardığımı işlerimi halledip bir bardak acı türk kahvesi yaptıktan sonra masanın başına oturdum ve düşünmeye başladım.
Herkesin eski zamanda ki katilerin işlediği suçları yazacaktı büyük ihtimalle. Ama ben herkes değildim.
Yeni işlenen ve işlenmeye devam eden cinayetler vâr oluyordu bu aralar ve bu cinayeti yazacaktım.
Barlas Öz Demir. Ödevimin konusuydu. Önümdeki bilgisayarı hızla açıp Barlas Öz Demiri araştırmaya başladım. 1 Ocak 2001 doğumludur bu bilginin altında yazan şeyi okuduktan sonra duraksadım. Kendi babasını farklı yöntemler ile işkence ederek öldürmüştü ve bundan dolayı aranıyordu hatta düzelteyim bundan değil haddi hesabı olmayan yüzlerce işlenen cinayetlerden aranıyordu. Bunları hemen önümdeki A4 kağıdına yazıp araştırmaya devam ettim cinayet işlenmeden bir gün önce saat tam 00:00 olduğumu öldüreceği kişinin telefonuna “Kelebeğin ömrü kısalıyor” yazıyormuş bir çeşit onu öldüreceğine dair haber veriyordu. En çok insanlarının kanına uyuşturucu enjekte ederek ve çeşitli işkenceler ederek öldürüyormuş onların attığı her acı dolu feryattan, bağırışlardan, yalvarışlardan döktükleri göz yaşlarından zevk alıyormuş. En son aşaması ise insanları dark yerine koyup bıçak fırlatıyormuş. Diğer katiller ’den ayıran özelliği ise her yerde taktığı siyah eldivenleri idi.