AŞKIN BÖYLESİ +18 TAMAMLANDI

🖤🖤🖤🖤🖤🖤

ANASTAZJA

Ace cebinden bir parça kumaş çıkardı. "Gözlerini bağlamak istiyorum. Sakıncası var mı?"

Elindeki siyah kumaşa bakarak başımı salladım.

"Duyamadım, Sub," diye beni tersledi.

"Evet, efendim," diye aceleyle kendimi düzelttim.

Gözlerimi kapattım ve Ace kumaşı bir göz bağı gibi sardı. Başımın arkasından sıkıca bağlayıp düğümün içine saç girmemesine dikkat etti. Sonra nazik elleriyle saçlarımı topuz yaparak sırtımı açıkta bıraktı.

Etrafımda daire çizdi. Onu sadece hissedebiliyordum, hiçbir şey göremiyordum. Çenemi tuttu, bunun en sevdiği hareketlerden biri olduğu belliydi.

"Sınırlarından bahsettiğimizde sert sevdiğini söylemiştin Anastazja," dedi boğuk bir sesle. "Ne kadar sert seviyorsun?"

Onu göremediğime neredeyse memnundum. Benim için her şeyi daha az utanç verici kılıyordu.

"Oldukça sert, efendim," diye utanarak itiraf ettim. "Boğulmak ve saçlarımın çekilmesi hoşuma gidiyor. Beni domine etmenizi istiyorum."

Sesim bir fısıltıya dönüştü ve Ace'in nefes alışverişindeki değişikliği duydum. İtirafım onu heyecanlandırmıştı.

"Mükemmel," diye mırıldandı.

"Güvenlik kelimeni istediğin zaman kullanabilirsin. Sana yaptığım hiçbir şeyin saygısızlık taşımadığını bilmeni istiyorum," diyerek beni rahatlattı. Bir yandan parmağını köprücük kemiğim boyunca gezdiriyordu.

"Aslında tam tersi, sana ne kadar saygı duyduğumu bilmiyorsun. Sana hükmetmek... sana tapmak istiyorum."

Sözleri üzerimde baştan çıkarıcı bir etki yaratıyordu ve giderek daha da hızla nefes alıp veriyordum. Benden uzaklaştığında, bedenim onun dokunuşunun özlemiyle zonklamaya başladı.

Ayakkabılarının çıkardığı sesi dinledim, nereye gittiğini ve bundan sonra ne yapacağını anlamaya çalıştım.

Yumuşak, süet şeritleri olan kırbacı kürek kemiklerimin arasına değdirdiğinde şaşkınlıkla sıçradım. Kırbacı sırtımda gezdirerek benimle alay ediyordu. Dokunuşu altında kıpırdandığım sırada kıkırdadı.

Sonra kırbacı geri çektiğinde, gelecek darbenin beklentisiyle gerildim. Ace arkamdan mırıldanarak sıcak avucunu kalçama bastırdı.

"Rahatla, Sub. Gergin olursan canın daha çok yanar, biliyorsun," diye beni uyardı.

Vücudumu gevşemeye zorladım. Ace haklıydı.

Biraz bekledikten sonra kırbacı sırtımın alt kısmına indirdi. Bir binici kırbacı kadar sert değildi ama Ace'in avuç içi kadar da yumuşak değildi.

Ace sırtımı, kalçamı, basenlerimi nazikçe kırbaçladı. Vuruşlarını hafif tutuyordu; acının, arkasından gelen endorfin patlamasından daha büyük olmamasına özen gösteriyordu. Yarın vücudumda iz kalacağından bile şüpheliydim.

Daha fazla acımasını bekledim ama belki de bu gece beni cezalandırmıyordu. Belki de beni ödüllendiriyordu. Her darbenin verdiği acı ve zevkle kendimden geçiyor, kendi dünyama çekiliyordum. Topuklarımın üzerinde sağa sola sallandım.

Darbelerin durduğunu zar zor fark ettim. Ace'in yüzüme değdirdiği sert elleri beni gerçekliğe döndürdü.

"Ana? Benimle misin?" Sesi hem memnun hem de endişeli geliyordu.

Onu göremiyordum ama sesine odaklanmıştım. "Evet, efendim," diye nefes nefese cevap vermeyi başardım.

"Sanırım keyif aldın?" diye sorduğunda sesinden eğlendiğini anlayabiliyordum.