2 gün önce tek bölümlük diyip yeni bölüm yazdım 🤠. Neyse bu sondur herhalde. İlk bölümden bağımsız olduğu bilgisinide vereyim keyifli okumalar.
Adalarına doğru giden teknenin arkasında en köşeye oturmuş ay ışığının aydınlattığı denizi izliyordu Asi. Bugün oynadıkları ödül oyunununda beş kere oyuna çıkmış ve dördünü kazanmıştı fakat 10-9 kaybetmişlerdi. O kadar yorgundu ki uykusuzluktan gözleri kapanıyor, başı ağrıdan çatlıyordu resmen. Gözlerini kapatıp gidene kadar uyuklamak istedi fakat hemen yanın oturan Alazın takımı azarlayan sesleri buna izin vermiyordu. Bıkkınlıkla iç çekip içinden Alaza bir tur sövdükten sonra konuşmaya başladı.
"Alaz neyse ne tamam artık. Zaten herkes yorgunluktan ölüyor sabah konuşalım bunları."
Ödül çikolatalı pasta eşliğinde film izlemekti. Kaybettiklerine Aside üzülüyordu çünkü bugün onun doğum günüydü ve doğum gününde Alazın mırıltılarını duymaktansa en sevdiği tatlı eşliğinde takım arkadaşlarıyla film izlenmeyi tercih ederdi ama o bile bu kadar abartmıyorken Alaza ne oluyordu ki ? Adam tatlı sevmiyordu bile. Kazandıkları zaman ya tatlısının yarısını asiye veriyor yada hiç yemiyordu. Aside araları pek iyi olmamasına rağmen tatlıya hayır diyemediği için kabul ediyordu.
Asinin anlattıklarından Alazın dikkatini çeken tek şey herkesin yorgunluktan öldüğünü söylediği kısımdı. Çünkü asi dışında kimsenin yorgunluktan öldüğü falan yoktu. Hem kızı doğum gününde 5 kere oyuna çıkarmış hemde takıma 2 sayı getirmeyi bile becerememişlerdi. Bu sefer daha da sinirlendi Alaz. Ama asinin başını daha fazla ağrıtmamak için konuşmasına sabah devam etmeye karar verdi. Nihayet adalarına vardıklarında bütün takım arkadaşlarıyla birlikte direkt uykuya geçmişlerdi. Yaklaşık 45 dakika sonra duyduğu sesle yeni daldığı uykusundan uyandı.
"Asi kız kalk hadi"
"Ne yapıyorsun ya?"
"Gel benimle"
"Ne?"
"Gel diyorum hadi çabuk ol"
Asi uykusunda uyandırılmanın verdiği sinirle oflayıp ayakkabılarını giydikten sonra Alazı takip etmeye başladı.
"Ya nereye gidiyoruz biz zaten karanlık hiçbir şey göremiyorum düşücem şimdi."
"Tut elimi istersen,az kaldı."
Asi normalde geri çevireceği teklifi hem üstünde uyku mahmurluğu olmasından hem de etraf zifiri karanlık olduğu için gerçekten düşmekten korktuğundan kabul etti. Yaklaşık 5 dakika sonra kamptan iyice uzaklaşmışlardı.
"Geldik. Bekle burda gözünü kapat hemen geliyorum."
"Ya hasta mısın sen ? Niye geldik buraya ?"
"Bir kereliğine dediğimi yap Asi kız. Gözünü kapat geliyorum."
15-20 saniye sonra alazın sesini duydu.
"Açabilirsin"
"bu ne ?"
"Doğum günü pastan asi kız, idare ediceksin artık."
Asi gördüğü şeyle kahkahalarını içinde tutamayarak gülmeye başladı. Alaz kocaman bir yaprağın üstüne çamurdan bir pasta yapmış, üstüne de HBD asi kız yazmıştı.
"Yavaş uyandıracaksın herkesi."
Asi kahkahalarını sürdürürken onu izleyen Alaz o sırada ay ışığının altında yüzünü tam göremese bile kızın gülüşlerini seçebiliyordu.
"Çok güzelsin."
"Bir şey mi dedin ?"
"Evet.Çok güzelsin."
Asi beklemediği bu iltifat karşısında o an aklına gelen ilk şeyi söyledi.
"Teşekkür ederim."
"Doğum günün kutlu olsun. Üfle mumları hadi."
Asi gülmeye devam ederken alazın mum niyetine koyduğu yapraklara üfledi.
"Teşekkür ederim çok mutlu ettin beni. Gece gece uğraşmışsın."
Asi gözlerinin hafifçe dolduğunu fark ettiği anda alazın yüzünü karanlıktan dolayı tam göremediğine dua etti. Alaz ise Asiden ilk defa güzel bir şey duymanın verdiği şaşkınlıkla kekeledi.
"B-Ben mi mutlu mu ettim seni ?"
"Evet, sen."
Asi kızını güldürmüştü. Üstüne üstlük asi ona onu mutlu ettiğini söylemişti. İçini inanılmaz bir tatmin duygusu kapladığını hissetti.
"Bu kadar uğraşmışsın o zaman bir öpücüğü hak ettin sanırım"
"Ne?"
Zaten yavaşlamış olan beyninin Asinin bu söylediğinden sonra durduğunu hissetti. Zira Asiyi ilk gördüğünden beri yapmak istediği tek şey buydu. Fakat hem kızla olan çalkantılı ilişkisi hem de her yerde kamera olması nedeniyle doğru anı bir türlü yakalayamamıştı. Düşünceleri Asiden gelen kıkırtılarla bölündü.
"N'oldu bir daldın sanki ? Şaka yapıyoruz herhalde. Pasta için tekrar teşekkürler ama yatmamız gerek yarın oyun var."
"Yatmamız gerek evet"
"Efendim?"
"Takip et beni yine düşme dedim"
Alaz önden kampa doğru yürümeye başlamıştı fakat bir kaç adım sonra asiden gelen sesle durdu.
"Alaz"
"Efend-"
Arkasını döndüğü an kızın yumuşacık dudaklarını sertçe kendi dudaklarına bastırmasıyla cümlesini tamamlayamamıştı bile. İlk başta şaşkınlıktan gözleri açılırken kızın öpüşleri sertleşince o da gözlerini kapatıp sol elini asinin beline koyduktan sonra sertçe kendine çekti. Bu hareketi Asinin inlemesine neden olurken Alaz onu kendine bastırmaya devam ediyordu. Dakikalarca öpüştükten sonra asi bir anda öpüşlerini durdurdu.
"N'oldu neden durdun ?"
"Durmamız gerek biri tuvalete kalkarsa falan"
"Durmak istiyor musun peki ?"
"Hayır."
Alaz tam kızın dudaklarına hamle yapacağı sırada Asi kedini geri çekti.
"Durmak istemiyorum evet ama yarın oyun var. Kaybedersek azarlama yine."
Alaz kızın bunu söylerkenki tatlılığına dayanamayıp tebessüm etti.
"Pastaymış filmmiş umrumda değil biliyorsun dimi. Sen mutlu ol istemiştim sadece."
Asi'nin üstünde hala yaşadıkları şeyin şaşkınlığı vardı. Burada olduklarından beri tartışmadan duramadığı adam onun için doğum gününü kutlamış,öpmüş,bir de gözünün içine baka baka onun mutlu olmasını istediğini söylemişti. O kadar yoğun şeyler hissediyorduki kelimelere dökemedi o an. Sadece Alazın dudaklarına yumuşak bir öpücük daha kondurabildi. Sonrasında alınlarını birbirlerine yasladılar.
"Mutlu oldum zaten."
"Dönelim hadi çok yoruldun bugün."
"Dönelim"
Alaz bu kez sormadan kızın elini tutup. Barakaya doğru yol aldı.
Aslında öpüştürmeyecektim ama sonra dedim ki arabayı ben sürüyorum?
Hatta biraz daha ilerlettim ama sildim sonra. Acun abimize şok yaşatmayalım.
YOU ARE READING
Survivor -Aslaz-
Randomİlk tanıştıkları andan başlamıyor. Öyle tw de görüp düşününce komik olur diye yazdım. Karışk kesitler halinde bir şeyler işte.