Suskunum şu sıralar.
Biraz Ekim gibiyim, biraz geçip giden Eylül.
Biraz yağan yağmur gibiyim.
Biraz ıslanan toprak.
Biraz karamsar bulut gibiyim.
Biraz solan yaprak.
Kasıma alıştırıyorum kendimi biraz.
Kabuğuma çekildim şu sıralar.
İzliyorum.
Duruyorum.
Düşünüyorum.
Gözlerimi kapayıp girip bir yorgan altına, uyuyorum.
Tüm dış seslere kapatıp, doğaya açıyorum kendimi.
Rüzgârın uğultusuna.
Yağmurun yağışına.
Göğün gürlemesine mesela.
Vazgeçmek istiyorum her şeyden.
Öylece bir başıma kalsam bir süre.
Kimse dokunmasa, sormasa nasılsın diye.
Sussam, sussam ve sussam.
Açlık olmasa, susamasam.
Sadece uzansam yere.
Bir ateş yansa yanımda yeter bence.
Ve karanlık olsa her yer.
Kimse gelmese, çalmasa kapımı evde misin diye.
Olmasam evde, bilmese evimi kimse.
Öylece dursam, dursam cam önünde.
Sıcak bir çay içsem ya da kahve.
Bir ormanın en gizli kuytusunda kalsam.
Bilmese kimse.
Susuyorum şu sıralar.
Biraz yorgunum, çokça yorgunum aslında.
Biraz geçen Eylül gibiyim, biraz Ekim bolca Kasım olasım var.
Bencil olsam bir kere.
Duymasam hiç kendimi.
Kendimle de küssem.
Sussa kafamın içindeki sesler.
Tüm evren sussa.
Biraz rüzgâr sesi kalsa bana.
Biraz denizin sesi.
Biraz yağmurun.
Biraz kuruyan yaprakların hışırtısı mesela.
Suskunum şu sıralar.
Biliyorum, yakın fırtına.
Bekliyorum.
Susuyorum.
Hazır olmasam da yaşayacaklarıma.
Bu defa bırakıyorum...-Bir Ekim gecesi-2024
"Şimdi Kasım'dasın Nehir.
Yalnız Kasım'da.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kasımpatı
PoetrySözlerin döküldüğü şiirler olunca sesten ziyade, sürükleniyor insan farklı bir evrene. Kasımpatı da isterdi dökülmesin yaprakları ama kabul etti yaşamak için daha fazlasını..