yuva.

154 11 0
                                    

Merhaba! Taslaklarımda kalan çerezlik bir hikayeyi paylaşıyorum. Dilerim seversiniz. İyi okumalar! 🤍

*

Asi, Alaz'ın daha yerleşmeden evin en önemli eşyasıymışçasına getirdiği hoparlörden çalan şarkıya eşlik ederken, elindeki rulo fırçayı yukarı aşağı hareket ettirerek duvarı boyuyordu. Açık bir bej renginde karar kılmışlardı uzun tartışmalar, kararsızlıklar ve inceledikleri bin bir çeşit renk kartelasından sonra.

Asi her biri birbirinden farklı ama kendi içinde bir uyum yakalayan rengarenk duvarları daha çok severdi aslında. Alaz bu konuda daha düzdü onun aksine, renkli olmasına olurdu ama tüm evin tek bir renk olmasını daha çok tercih ederdi.

En nihayetinde ikisine de uymayan, ama evi ferah gösterecek, olabilecek en sade rengi seçmişlerdi. Duvarları çerçevelerle, birlikte, arkadaşlarıyla ve aileleriyle çekildikleri fotoğraflarla doldurma konusunda da anlaşmışlardı sonrasında.

Evi bulmak duvarların rengi konusunda anlaşmaktan daha kolay olmuştu mesela. İkisinin de içine sinen, iki odası, salonla bitişik mutfağı, mutfak tarafından çıkılabilen tatlı bir balkonu olan ve her ikisinin de işine rahatça gidip gelebileceği mesafedeki ''o'' evi, daha gezdikleri ikinci apartman dairesinde bulmuşlardı. Bazen şans onların da yüzüne gülüyordu.

Tamamıyla taşınmadan önce evin badanasını Alaz'la birlikte yapmak istemişti Asi. İçten içe fazlasıyla heyecanlıydı ve evlerinin her köşesine daha şimdiden kendi elleri değsin istiyordu. İkisinin de işte olmadığı bir cumartesi günü, sabah oldukça erken bir saatte evde buluşmuşlardı.

Ancak Alaz, Asi bu fikri ilk ortaya attığından beri, yani yaklaşık iki haftadır aralıksız söyleniyordu. ''Bir boyacı tutabilirlerdi, kendilerini boşuna yoracaklardı, zaten iki gün tatilleri vardı, birlikte başka şekilde vakit geçirebilirlerdi.''

Sabah onu uyandırıp buraya getirmek de Asi için oldukça zor olmuştu bu yüzden. Alaz dünyanın en huysuz insanı olabilirdi, söylenmeye ayırdığı bunca zamanı evi boyama işine ayırsaydı belki de çoktan bitirmişler, çıkardıkları harika işe bakarak keyif kahvelerini yudumluyorlardı.

Asi, konu her açıldığında Alaz'ın huysuzluğuna takılmış, hatta onu bu konuda fazlasıyla zorbalamış, bir keresinde neden bu işi kendilerinin yapmasını istediğini de anlatmıştı anlatmasına ama, eve girdikleri ilk yarım saat içinde Alaz'a daha fazla tahammül edemez hale gelmişti.

Onu boya fırçasının sapıyla kovalayarak evden çıkarmış ve kendisi de söylenerek boya yapmaya devam etmişti. Sevgilisi sinirlerini fazlasıyla bozuyordu, yalan yoktu. Alaz'ı gönderdiğinden beri, sevdiği şarkılara eşlik ederek boya yapmak biraz sakinleştirmişti Asi'yi.

O işine devam ederken, elinde iki kahveyle Alaz girmişti içeri. Asi tarafından evden kovulduktan sonra arabaya inip uyumuş, sonra da kendisini ayıltmak, sevgilisini ise bir nebze olsun yatıştırmak için yakındaki bir kahve zincirinden birer kahve ve Asi'nin sevdiği kurabiyelerden almaya karar vermişti. Asi hayatına girdiğinden beri en sevdiği şey, aslında teknik olarak Asi'den sonra en sevdiği şey, onunla böyle uğraşmaktı.

Öfkeyle iyice açılmış boncuk gözleriyle kendisine bakmasından, ağzından okkalı bir küfür savurmasından, hatta bazen kendisini boğazlamasına, kafasını duvarlara çarpmasına ramak kalmasından, sinirliyken bu kadar çekici gözükmesinden, usulca ona yaklaşıp öpmekten o kadar keyif alıyordu ki Alaz. Bu arsızlığını Asi'nin de sevdiğini biliyordu. Ama evi boyamak konusunda söylenirken biraz fazla ileri gitmişti sanırım. Asi'nin onu evden kovacak kadar sinirleneceğini hesaba katamamış, kendisini kapının önünde bulduğunda aşağı inip biraz sakinleşmesini beklerken, bu zamanı uyuyarak değerlendirmekten de kendini alamamıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: a day ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

in a hundred lifetimes | aslazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin