Hwang Hyunjin
NerdesinFelix
Evden çıkıyorumHwang Hyunjin
Siktiğimin şifresi neydiFelix
Sarhoş musunHyunjin
Öyleyim veya değilim
Şifreyi söyleFelix
Söyleyemem
Beni bekle
10 dakikaya gelirimHyunjin
Patron sen misin ben miyim
Söyle dediysem söyleFelix
Bu talimatı bana veren sizsiniz
O yüzden kusura bakmayın
Bekleyeceksiniz.Hyunjin
Sikeyim seni |Felix Minho
Felix
Barda mısınMinho
Değilim nedenFelix
Hyunjin içmiş yine odanın şifresini istiyorMinho
Yığılır bir yere zaten siktir et
Seungmin'e söyle toplasınFelix
TamamTelefonu cebine koyduktan sonra kaskını taktı Felix. Motora bindi, etrafı kontrol ederek dikkatli bir şekilde sağ şeride girip gaza bastı genç. Deri ceketin içinde sıcaklamıştı, bugün normal günlere nazaran daha sıcaktı hava. Bunaltıcı bir nem vardı.
Yolu bittiğinde barın arka tarafına motoru park edip indi, kaskı çıkarıp başını salladı, eliyle saçlarını geriye doğru taradıktan sonra kaskı koluna takıp arka kapıdan içeri girdi.
Klasik bir müzik eşliğinde klasik temizlik yapılıyordu, genç soyunma odasına girip kaskını ve ceketini dolaba yerleştirip çıktı odadan.
Seungmin alkolleri arka raflara dizlerken diğer personeller de masaları ve yerleri temizliyordu. Felix barın önüne geçip Seungmin'e seslendi. "Pişt! Patron nerede?" Seungmin her zamanki gibi yüzündeki gülümseme ile üst katı işaret etti. Felix arkadaşına öpücük gönderip üst kata yöneldi.
Vip odaların olduğu tarafa yürüdüğünde Hyunjin'in sert parfüm kokusunu daha fazla hissediyordu. Doğru yolda olduğunu bilerek hızlandırdı adımlarını.
9. Oda Red'in önüne geldiğinde kapıya yaslanmış, bilinci kapalı bir Hyunjin karşılaşmıştı onu. Başını iki yana sallayarak adamın yanına yaklaştı. Kolundan tutarak ayağa kaldırmayı denedi, sarhoş olduğundan mıdır nedir daha fazla ağırdı.
Hyunjin'in koltuk altına girdiğinde yürümeye başladı genç. Hyunjin'in attığı adımlar sarsak adımlar olsa da yürüyebiliyordu en azından diye düşünerek biraz daha hızlandı Felix.
Hyunjin'in odasına geldiğinde açık olan kapıdan geçip adamı kapının karşısındaki koltuğa attı. Hyunjin çuval gibi koltuğa yayılırken Felix masanın üstündeki sabit hattan alt katı aradı.
"Seungmin sert bir kahve yapar mısın?"
Deyip kapattı. Cevap beklememişti çünkü Seungmin cevap veremezdi. Arkadaşı doğuştan konuşamıyordu, küçükken ya da anne karnında yaşadığı bir olaydan olsa gerek konuşma yetisini kaybetmişti. Onunda bir hikayesi vardı...
"Ahmak herif!"
Hyunjin'i süzdükten sonra alt kata indi genç. Bistroya geçip Seungmin'in yaptığı kahveyi alarak yukarı çıktı yeniden. Hyunjin'in düşüncesiz davranışlarından sonra Felix her zaman onunla ilgileniyordu. Bu onun göreviymiş gibi, istemese de kendini yaparken buluyordu.
"Hyunjin kalk!" kalın sesi odanın içinde yankılanmıştı. Başını ovan adam ise başını kaldırıp ters ters baktı gence. "Bağırma Felix" Felix onu umursamadan kahvesini önüne bıraktı, ardından kalçasını masaya yaslayıp kollarını göğsünde birleştirdi.
Kısık gözleri ile Hyunjin'i bakışlarına hapsetmişti. Hyunjin kahveyi tek seferde kafasına dikerken izlemeye devam etti, adam kahvenin acı tadından dilini damağına değdirip başını salladı. Gözleri Felix ile buluştuğunda göz devirerek arkasını dönüp koltuğa uzandı.
"Her istediğinde Red'e giremezsin Hyunjin. Sürekli darlama beni." dedi genç haklı olarak. Hyunjin ise gözlerini kapatmış onu duymazlıktan geliyordu. Şuan Felix'in, onun moralini bozmasın istemiyorudu. Kahve zaten ağzının tadını bozmuştu.
"Hyunjin-"
"Yeter Felix! Her hafta aynı konuşmayı yapıp benim canımı sıkma. Siktir git şimdi"
Hyunjin'in umursamaz tavrına karşılık dişlerini sıktı genç, çenesi kasılmıştı. Elini sertçe masaya vurdu, "Bir gün önce ölmek üzereydin sen aptal! Siktiğimin odası için ölecektin!" ses tonuna dikkat edemezken muzdarip olduğu durumu da dile getirmenin tam zamanıydı.
"Red senin için yok anladın mı! Sürekli arayıp durma beni, sorma, bilme!"
Felix konuşmaya devam ettikçe öfkesi fokurduyordu adamın, alkolün verdiği hisle de körükleniyordu. Aniden yerinden kalkıp Felix'in önünde bitti, Felix hızlı hareketiyle irkilirken yakasında tutup sarstı Hyunjin.
"Sikerim seni anladın mı! Damarıma basıp durma, bundan zevk mi alıyorsun!"
"Umrumda değilsin Hyunjin" dedi Felix sakin bir ses tonuyla. Alışmıştı Hyunjin'in gürleyip gürleyip durulmasına. Hyunjin yakasını öylesine sert tutmuştu ki parmak buğumları beyazlamıştı. Gözlerindeki öfke dolup taşıyordu, ama daha fazlasını da yapamıyordu.
Eski sevgilisine hâlâ aşık iken bağırıp çağırmaktan başka bir şey yapmak gelmiyordu elinden.
~
MÜKEMMEL BİR KURGU İLE BURADAYIM
Red, barın VIP odalarından.
Hepsinin bir hikayesi var en üzücüsü Seungmin sanırım
Bugün düşündüm dedim BDSM tarzında atayım yolda aklıma geldi böyle şeyler valla ben diyim harika
Behlül kaçoratti