1

8 1 0
                                    


Herkes öldürür sevdiğini.

Ağlamaktan mı yoksa soğuktan mı bilmiyorum ama deli gibi titriyordum.Aralık gecesi saat 3.45 hatta şuan 3.46.Üzerimde onun kazağı.Elimde sigara gökyüzünü izliyordum.Bazen bazı şeyler üzerinize fazla gelir patlama noktasına gelirsiniz ve hiç ağlanmayacak küçük bir sorunda deli gibi ağlarsınız,kontrolu kaybedersiniz.Sanırım ben o noktayı 3 yıl önce aştım.Ne komik değil mi size sözler veren,üzmeyeceğine yeminler eden o adamin bambaşka birine dönüşmesi.Sizi hayata bağlayan şeyin ölmek istemenize sebep olması.Aşk böyle birşey sanırım.

"Daha ne kadar inat edeceksin içeri geçmeme konusunda?"

O ses.Bana ne yaparsa yapsın ne kadar üzerse üzsün sevmeye devam ettiğim o adamın sesi.Kerem Aktürkoğlu'nun sesi.

"Açelya,konuş benimle artık."

Konuşmadım.Zaten biz ne zaman konuşabilmiştik ki yine konuşarak çözelim sorunlarımızı. Elimdeki sigaradan bir nefes daha aldım ve kafamı yukarı kaldırarak dışarı üfledim. Tadını bile sevmediği şeyi neden içer ki insan.Son zamanlarda yaptığım şeyleri sorgulamayı bıraktım. Böyle daha iyi.Biz hep böyle değildik aslında.Mutluyduk. Kerem beni hiç üzmezdi. Hala üzmez. Ona sorsan hiç üzmez...Derdim neydi ki benim? Merak etmeyin anlayacaksınız.

Derin bir nefes alıp konuşmak için ağzımı araladım:

"Biz hiç beceremedik Kerem."

Suratına baktım.Gözlerine,ela gözlerine.Oralarda bir yerlerde bir ışık aradım.Birşeylerin yolunda gideceğine dair bir ışık.Ne komik değil mi?İnsan yaşadığı onca şeyden sonra bile hala bir mucize bekliyor.

"Seni çok sevdim Açelya.Asla inanmadın ama seni çok sevdim."

Bir elini saçıma doğru götürdü ve yüzüme düşen tutamı arkaya attı.Alnını alnıma yasladı.Nefeslerimizin sıcaklığı karıştı birbirine.Tüylerim diken diken oldu.Gözlerimizi kapattık.

"İnan bana sen beni hiç sevmedin Kerem."



İki BeceriksizWhere stories live. Discover now