2

57 2 0
                                    


Shirts off, and your friends lift you up over their heads

Gömlekleri çıkarın ve arkadaşların seni başlarının üstüne kaldırsın

Beer sticking to the floor

Cheers chanted, cause they said

Bira yere yapışıyor, tezahüratlar yapılıyor çünkü dediler ki

There was no chance, trying to be

The greatest in the league

"Ligin en iyisi olmaya çalışmanın ihtimali yoktu"

Kulağımda çalan şarkıyla ve elimdeki güya okumak için getirdiğim kitapla onu izliyordum. Hava biraz kapalıydı ve soğuktu.Üzerinde uzun kollu dar antreman kıyafetiyle o kadar yakışıklı duruyordu ki.Takım arkadaşının ona verdiği pasla kaleye doğru şut çekti ve top direkten döndü.Gözlerini yumup yere tekme attığında Barış onu omuzlarından tutup muhtemelen ona moral vermeye çalışıyordu.

Yanımdaki kişinin omzumu dürtmesiyle kulaklığımı çıkarıp ona döndüm.

"Açelya bizimkiler aşırı tatlı değil mi şunlara bak!"

"Bizimkiler mi?Naz Keremle ben sevgili değiliz."

"Olacaksınız ama.Ben inanıyorum size."

Naz,en yakın arkadaşım.Barış Alper Yılmazla sevgiliydi.Aslında Keremle'de Naz ve Barış sayesinde tanışmıştık.Onunla tanışmadan önce de onu maçlardan tanıyordum.Ona karşı sebebini çözemediğim bir zaafım vardı.O beni görmese bile ben onu sürekli görüyordum.Üzgün olduğunda bunu farkediyordum.İnsanlara göstermemeye çalıştığını hislerini hep farkediyordum.Ama o muhtemelen adımı bile unutmuştur.Aynı ortamlarda çok bulunsak bile hiç sohbet etmeyiz.Sanırım onun için görünmez gibi birşeydim.

"Açelya ya siz olsanız ne kadar tatlı olurdu düşünsene.Çift date yapardık,çocuklarımızı beraber büyütürdük falan."

"Hayaller işte Naz."

Omuz silkerek kulaklığımı kulağıma takıp antremanı izlemeye devam ettim.

Naz ve Barış Kerem'e olan zaafımı biliyorlardı hatta bizi ayarlamaya falan çalışmışlardı.Ama ben Barış'ın gidip Kerem'e Açelya senden hoşlanıyor tarzı bir şey demesinden rahatsızlık duyacağım için bunu engellemiştim.

Kerem denediği 2.şutu da ıskalayınca sinirlenip üzerindeki renkli formayı çıkarıp yere attı ve sahadan ayrılarak içeriye yöneldi.Üzgün ve sinirli olduğunu biliyordum.Son zamanlarda herkes üzerine gitmeye başlamıştı.Yanında olmayı çok istiyordum ama olamıyordum.Belki de denemem gerekiyordur.Beni görmesini sağlamam gerekiyordur.

Anlık cesaretimde ayağa kalkıp tribünlerin çıkış yerine yöneldiğimde arkadan gelen sese cevap verdim.

"Nereye?"

"Su alacağım."

Soyunma odasına doğru gittim ve kapıyı tıklatıp içeri gireceğim sırada kendimi durdurdum.Ne söyleyecektim ki?Ne yapacaktım diye düşünürken kapının bir anda açılmasıyla yüzümü kapıya çarptım.Ağzımdan bir inilti kaçtı.

"İyi misin sen!"diye sordu.

Alnımı ve burnumu ovalayarak karşımdaki kişiye baktım.Kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı.Gözleri kızarıktı.

"Ne yapıyorsun burada?"

Evet Açelya ne yapıyorsun burada?

"Naz bilekliğini düşürmüş.Antreman öncesi Barışla beraber olduğu için burada olduğunu düşündüm de."aklıma gelen ilk yalanı söyledim.

Kaşlarını çatarak yüzüme baktı.

"Nasıl bir bileklik beraber arayalım istersen?"

Bu soruyu beklemediğim için dudaklarım hafifçe aralandı ve derin bir nefes verdim.

"Altın rengi."

"Spesifik bir özellik baya."hafifçe gülümsedi.

Evet!Kerem'i gülümsetmiştim.Onu gülümsetmenin verdiği cesaretle bir anda konuştum.

"Sen iyi misin bu arada?"

Elini saçlarını götürüp ardından boynunun arkasına indirerek cevapladı.

"Aleyna mıydı?"diye sordu.

O Aleyna'yı senin-Evet kafamda kurmamışım.Adımı bile hatırlamıyormuş.Bir tane çarpacaksın şimdi suratına.

"Açelya."

Biraz daha bakışmaya devam ettikten sonra sessizliğimizi bozan ben oldum.

"Konuşmak ister misin?"diye sorduğumda heyecandan içim içimi kemiriyordu

"Ne hakkında?"

"Olan biten her şey.Konuşmak istersen konuşabiliriz.Gözlerin kızarmış."

"Seninle olan biten her şeyi konuşacağımız kadar yakın değiliz."

Bu dediğiyle derin bir nefes verip gözlerimi kapadım.Haklıydı ki adam.

"Haklısın." Arkamı dönüp koridora doğru ilerlemeye başladım.


🐚


"İçim sıkıldı Açelya."

"Kırıcısın Musti."

Taylor Swift modumdan nasıl Müslüm'e geçtiğimi sorgularken elimdeki meyve suyunu içiyordum.

"Eee sen asıl haberleri konuş ya.Şampiyonluk alıyor muyuz bu sene?"

"Çalışıyoruz baya biliyorsun.Zor ama imkansız değil."

Mustafa Erhan Hekimoğlu.Dedemin arkadaşının oğlu ve benim yakın arkadaşım.Çocukluğumdan beridir tanıyorum onu.İkimizde Beşiktaşlıyız.Beşiktaşlısın ama Galatasaray forvetine aşıksın Açelya.

"Ben.Sigara dumanının altındaaaa!"

"Yana yana en sonundaaaa kül oldum."

Mustafa'nın sesine gülerken içeceğimden bir yudum daha aldım.

"Kerem noldu Kerem?"

"Ne olmuş Kerem'e?"

"Onu diyorum ben de ne olmuş?Var mı bi ilerleme falan."

"Yok kardeşim bizden bir halt olmaz.Bugun adımın Aleyna olup olmadığını sordu."

"En azından sormuş öyle düşün."dediğinde omzuna elimin tersiyle geçirdim.

"Acıdı!"

"Acısın."

"Açelya biraz adım at şu adama.Bak sen niyetini belli etmezsen o anlamaz."

"Mustafa 6 yaş var aramızda."

"Barışla Nazın arasında da yaş var."

"Onlarınki 4 ama bizimki 6"

"Ne farkediyor abi ha 4 ha 6."

Göz devirip derin bir nefes verdim.

"Bahane üretiyorsun çünkü duygularından korkuyorsun."

"Sus."

"Korkuyorsun abi işte!Böyle yaşanmaz ki."

Çalan telefon sesiyle cebinden telefonunu çıkardı.

"Anne Açelyadayım.Tamam anne geliyorum tamam."

"Ne oldu?"

"Gecikme bugun misafir var gel diyor."

Onunla birlikte oturduğum koltuktan kalkıp onu geçirdikten sonra masanın üzerindekileri topladım.

Korkuyorsun Açelya evet.Deli gibi korkuyorsun.Eğer Kerem'e adım attığında seni tersleyip senden iyice uzaklaşırsa diye deli gibi korkuyorsun.

Gerçi daha ne kadar uzaklaşabilir ki?Adımı bile bilmiyor.

İki BeceriksizWhere stories live. Discover now