Shirts off, and your friends lift you up over their heads
Gömlekleri çıkarın ve arkadaşların seni başlarının üstüne kaldırsın
Beer sticking to the floor
Cheers chanted, cause they said
Bira yere yapışıyor, tezahüratlar yapılıyor çünkü dediler ki
There was no chance, trying to be
The greatest in the league
"Ligin en iyisi olmaya çalışmanın ihtimali yoktu"
Kulağımda çalan şarkıyla ve elimdeki güya okumak için getirdiğim kitapla onu izliyordum. Hava biraz kapalıydı ve soğuktu.Üzerinde uzun kollu dar antreman kıyafetiyle o kadar yakışıklı duruyordu ki.Takım arkadaşının ona verdiği pasla kaleye doğru şut çekti ve top direkten döndü.Gözlerini yumup yere tekme attığında Barış onu omuzlarından tutup muhtemelen ona moral vermeye çalışıyordu.
Yanımdaki kişinin omzumu dürtmesiyle kulaklığımı çıkarıp ona döndüm.
"Açelya bizimkiler aşırı tatlı değil mi şunlara bak!"
"Bizimkiler mi?Naz Keremle ben sevgili değiliz."
"Olacaksınız ama.Ben inanıyorum size."
Naz,en yakın arkadaşım.Barış Alper Yılmazla sevgiliydi.Aslında Keremle'de Naz ve Barış sayesinde tanışmıştık.Onunla tanışmadan önce de onu maçlardan tanıyordum.Ona karşı sebebini çözemediğim bir zaafım vardı.O beni görmese bile ben onu sürekli görüyordum.Üzgün olduğunda bunu farkediyordum.İnsanlara göstermemeye çalıştığını hislerini hep farkediyordum.Ama o muhtemelen adımı bile unutmuştur.Aynı ortamlarda çok bulunsak bile hiç sohbet etmeyiz.Sanırım onun için görünmez gibi birşeydim.
"Açelya ya siz olsanız ne kadar tatlı olurdu düşünsene.Çift date yapardık,çocuklarımızı beraber büyütürdük falan."
"Hayaller işte Naz."
Omuz silkerek kulaklığımı kulağıma takıp antremanı izlemeye devam ettim.
Naz ve Barış Kerem'e olan zaafımı biliyorlardı hatta bizi ayarlamaya falan çalışmışlardı.Ama ben Barış'ın gidip Kerem'e Açelya senden hoşlanıyor tarzı bir şey demesinden rahatsızlık duyacağım için bunu engellemiştim.
Kerem denediği 2.şutu da ıskalayınca sinirlenip üzerindeki renkli formayı çıkarıp yere attı ve sahadan ayrılarak içeriye yöneldi.Üzgün ve sinirli olduğunu biliyordum.Son zamanlarda herkes üzerine gitmeye başlamıştı.Yanında olmayı çok istiyordum ama olamıyordum.Belki de denemem gerekiyordur.Beni görmesini sağlamam gerekiyordur.
Anlık cesaretimde ayağa kalkıp tribünlerin çıkış yerine yöneldiğimde arkadan gelen sese cevap verdim.
"Nereye?"
"Su alacağım."
Soyunma odasına doğru gittim ve kapıyı tıklatıp içeri gireceğim sırada kendimi durdurdum.Ne söyleyecektim ki?Ne yapacaktım diye düşünürken kapının bir anda açılmasıyla yüzümü kapıya çarptım.Ağzımdan bir inilti kaçtı.
"İyi misin sen!"diye sordu.
Alnımı ve burnumu ovalayarak karşımdaki kişiye baktım.Kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı.Gözleri kızarıktı.
"Ne yapıyorsun ki burada?"
Evet Açelya ne yapıyorsun ki burada?
"Naz bilekliğini düşürmüş.Antreman öncesi Barışla beraber olduğu için burada olduğunu düşündüm de."