Gelinliğimi giymiş odamda doğuyu bekliyordum. Oda damatlığını giymiş ve kapıda olmalıydı ki kapının arkasından sesler gelmeye başladı. Kapıya 3 kez vurunca içeri gelebilirim diyen Doğunun sesi ne karşılık olarak gir! dedim. İçeri girince "wow güzellik" diye benimle dalga geçti. Yüzüm onun benimle dalga geçtiğini bile bile kızarmıştı. Yanıma yavaşça yaklaşıp elimi tuttu ve "dalga geçmiyorum" dedi. "Hazırmısın güzellik dediğinde kafamı evet anlamında salladım. Ayağı kalkınca kolunu bana uzattı. Bir Kolumu ona uzatıp diğer kolumla ise gelinliğimi tutmuştum. Kapıyı açıp merdivenlerden inerken babam ve babası Aşşağıda duruyordu. Babamın gözleri dolmuştu. Ben onu böyle görmeye dayanamam ama. Doğuyla göz göze geldikten sonra merdivenleri sonuna geldiğimiz fark ettim. Herkez bizi bahçede bekliyordu. Aman allahım ben evlenecektim. Hemde sadece eskiden nefret edip şu an birazcık kanka olduğum biriyle... bahçeye çıktığımızda birden en sevdiğim şarkı nın sözleri kulağıma duyuldu doğuya baktığım da "sadece sen seviyorsun diye..." dedi. Yüzümde kocaman bir gülümseme oldu. Sanki ona sırılsıklam aşıkmışım gibi hissettim. Onun gözlerimi parladı yok artık... gözlerimi gözlerinden ayırıp dans etmeye devam ettim. Dans şarkımız bitince klasik pop şarkıları başladı. Ve sıra gelini ağlatmaya geldi. Beni halay çekenlerin ortasına otutturup bir güzel ağlattıktan sonra birde hiç bir şey olmamış gibi göbek attırttılar. Günün sonunda odamda üzerimi değiştirip yatağa yattım ve doğunun koltuktan bana nasıl baktığını izleyerek uyudum...
1hafta sonra
Sabah uyandığımda aşşağıdan müzik sesi geliyordu.aşşağı sessizce indim. Sesin olduğu yöne yani oturma odasına gidince şok şok şok doğu bana kahvaltı hazıtlamıştı. Hemde en kralından... yanına yavaşça gidip gözlerini kapattım ve "ben kimim bil bakalım" dedim. (Sanki birbirini seven 2 aşık gibiydik) doğu "bir düşüneyim bakalım"dedi. "Sen yarensin dimi" dediğinde sırtına yumruğu geçirdim. Bana kıs kıs gülüyordu. Sanki gülünecek bir şey varmış gibi...
"Kahvaltını et ve hemen hazırlan, seni bugün çok güzel bir yere götürücem" dedi, ve ekledi "aslında babam ayarlamış ama çaktırma" dedi ve sırıttı. Kahvaltımı ettikten sonra odama çıktım. Kıyafetlerim arasından en şık olan siyah taşlı büstiyerimi, altına siyah deri taytımı ve ayakkabı olaraktayaklaşık 10 cm topuk ve 5 cm platformdan oluşan yine siyah bir ayakkabı seçtim. Aşşağı indiğimde soğunun hazırlanmış bir şekilde beni beklediğini gördüm. Ona "ne bekliyoruz ben hazırım" dedim neşeli bir şekilde. "Araba hazır aşşağıda" dedi ve kolumu tuttuğu gibi arabanın yanına indirdi kapımı açıp ben arabaya bindikten sonra oda arabaya bindi ve arabayı çalıştırdı. Yolda benim en sevdiğim şarkı olan 'ukte: askerim' (medyadaki şarkı) şarkısını açtı. Yol boyunca hiç konuşmadık. Belkide yolda uyuduğum içinde olabilir. Geldiğimiz yer tam anlamıyla ormanın içinde kocaman bir ev. Yine kocaman bir bahçe, içinde hamak, salıncak falan olan bir yer. Arabadan inince ilk seftemi yapıp ayağımı burktum. İnlememi duyan doğu bana gülünce bu sefer burkmadığım ayağımdan bir tekme yedi. Beni kucağına aldı ve hamağa oturttu. " önemli bir şey varmı yani çok acıyormu?" Dedi ve ayağımı fazla acıtmamaya dikkat ederek inceledi. Telefonu eline alıp bir numara tuşladı ve buranın adresini verdi. Ne olduģunu anlamaya çalışırken "ayağında önemli bir şey olabilir diye doktor çağırdım" dedi.
Doktoru beklerken hamakta sallandık. Ayağım çatlamış. 4 hafta ayağım alçıda kalacakmış. Akşam eğlenceye gidecekmişiz fakat ayağım alçıda olduğu için film izlemeye çatının üstüne çıktık. Oradaki minderlere oturup filmi izlerken köpek uluması duydum. Hemen doğuya sarıldım tabi doğuda şaşkınlıkla bana bakıyordu. " şey Köpeklerden çok korkarımda" dedim. "Farkındayım" dedi. Ukala benimle dalga geçiyor aklı sıra...