Bölüm Bir

3 2 0
                                    

Amaya Nimueris sokaktaydı, elinde sarı Sig Sauer markalı silahıyla bir sonraki hedefini arıyordu. Amaya hırsız öldüren bir kızdı, hedefleri için her gece dışarıda gezinirdi. Bugünkü hedefinin kolay olmasını istiyordu, sinirlerini bozuk olduğu ve erkek arkadaşının onu aldattığı günde çok da uğraştırıcı işler yapamazdı. Baryas; ismini bile anmak istemediği, ama öldüremediği o çocuk... Amaya bundan nefret ediyordu, çünkü Baryas onu kendi arkadaşı Mila ile aldatmıştı. Zaten Amaya, Türkiye'ye Seoul'den değişim öğrencisi olarak gelmenin iyi bir fikir olmadığını biliyordu, ama babası denemekte fayda olduğunu düşünüp onu bir şekilde getirmeyi başarmıştı. Ama o, tamamen yalnızdım. Sadece on altı yaşında olmasına rağmen şu ana kadar herhangi bir ergenin yapabileceğinden çok daha fazlasını başarmıştı. Geldiği şehir olan Aydın'daki hırsızlık oranını binde 970'den binde 900'e tek başına indirmişti. O şeytanın tanımıydı.
Saat 21.00 idi, hırsızlar bir veya iki saate kadar ortaya çıkmaya başlardı. Amaya olanları düşünmek ve kafasını dağıtmak için bir kafede oturmaya karar verdi. Hiç istemese de biraz Baryas'ı ve nerede hata yaptığı hakkında.
Sarı ve üstünde güneş işlemeleri olan silahını çantasında gizli bölüme tıktı ve yine aynı sarılıktaki cüzdanını aldı. En yakındaki kahve dükkanına girdi, bir koyu Türk kahvesi almak istediğini söyledi ve parayı ödedi. Self servis bir kafeydi, dikkatli olup siparişini kaçırmamak için tezgahın yanında durdu. Telefonuna gelen mesajın sesiyle irkildi. İki mesaj gelmişti. Biri sınıftaki sessiz kızlardan biriydi, ödevi soruyordu. Kızı "sessiz" olarak kaydetmişti, kızın kim olduğunu umursamıyorum. Matematikten iki tane PDF olduğunu ve İngilizce'den kitap okuma ödevi verildiğini yazdı. İkinci mesaja baktı. Mila sür******** gelmişti. Mesajlara görüldü atan tipten biri değildi Amaya. Mesajı okumak için açtı:
Mila:
Kanka
Bugün olan olaylardan dolayı üzgünüm
Yeminime
Ben böyle bir şey yapmadım
Kanka???
Amaya sadece umursamamaya karar verdi. Mila zamanını hak etmiyordu artık. Cevap olarak Türkçe bile yazmadı:
Amaya:
당신은 내 시간을 받을 자격이 없어요, 밀라. 그리고 당신은 또한 끔찍한 거짓말쟁이예요.*
Sinirli olduğundan dolayı Mila'nın cevap vermesini bile beklemedi. Telefonunu komple kapattı ve agresif bir şekilde kahvesini bekledi. Kahvesinin üstünde ismi değil de bir numara yazılı olduğunu görünce şaşırdı. Sinirini unuttu ve telefonunu geri açtı. Numarayı "Kahvede Biri" olarak kaydetti ve mesaj attı:
Amaya:
Merhaba?
Birkaç saniye sonra Kahvede Biri cevap verdi.
Kahvede Biri:

Merhaba Şeytan, beş dakika sonra vurulacak olmak nasıl hissettiriyor?
Amaya bir anda dondu, bu tepkiyi beklemiyordu. Etrafa bakındı, eli çantasındaydı. Her yere baktıktan sonra arkasındaki kapıya bakacaktı ki başına dayanan silahla dondu.

*Zamanımı hak etmiyorsun Mila, ayrıca berbat bir yalancısın.

Merhabalar, ben :Dilara, bu da hikayemin ilk bölümü. Umarım okurken eğleniyorsunuzdur ya da neyse işte, olabildiğine çok bölüm yüklemeye çalışacağım ama söz vermiyorum. Amaya'nın modeli:

 Amaya'nın modeli:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Baryas'ın modeli:

Baryas'ın modeli:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mila'nın modeli:

Kendinize iyi bakın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kendinize iyi bakın. Buraya sizi ne olarak çağırmamış yorum bırakın sevgili okurlar. Ve hikayede ne olmasını beklediğiniz. Öptüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 10 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Şeytanın OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin