'Cause I liked a boy

0.3

Arabadan ilk inen bendim çünkü hem arabada rahat ettirmemişler hem de daegu'mun o harika ötesi kokusunu içime çekme özlemiyle yanıp tutuşmuştum. Ayrıca bugün minseo teyzosum da gelmişti ve ben onu iki yıldır görememiştim. Soyeon ablanın bize seslenmesiyle ona döndük hepimiz. "Ben arabayı park edeceğim çocuklar siz içeri geçin hadi." Önden ilerleyen bendim Soobin önüme geçene kadar. "Oğlum hızlı olsana seni mi bekleyeceğiz ya." Sinir oluyordum bu çocuğa ama kuzen işte yapacak bir şey yok. "Soobin babaannem en çok beni özlemiştir ben önden geçeyim." deyip omuz atmıştım ve kapıyı tıklatıp bekliyordum ama kapının açılmasıyla aynı anda girmeye çalıştığımız için sıkışmıştık. "Oğlum yavaş olun tamam ikinizi de alacağım içeri." Babaannem neye uğradığını şaşırmıştı ama bizide ayırmayı unutmamıştı. Yeonjunun bize bakan yargılayıcı bakışlarından sonra babaannemin harika kahvaltı sofrasına oturmuştuk.

🐋🐋🐋🐋🐋🐋🐋🐋🐋🐋🐋🐋🐋🐋

Ağzı yarı dolu bir şekilde gülen kai babaanneme dönük bir şekilde konuşmaya çalışıyordu. "Yunjin teyze en çok senin yemeklerini seviyorum ya." Hepimiz alayla gülerken Soyeon abla atladı söze. "Bundan annenin haberi var mi hyukacığım." dedi yarım ağız sırıtışıyla. Hyukanın yüzü düşer gibi olsa da olayı örtmek için ortaya fikir atmıştım.
"Sizce bugün dışarı çıksak mı ya?" Bunu demem ile kai heyecanlanmış olacak ki ağzındaki her şeyi anında yutarak beni onayladığına dair sesler çıkarmıştı. "Kai dünden razıymış zaten bize sormaya gerek mi var canım." demişti kısık gözlerle hepimizi süzen Yeonjun. Soyeon abla da siz gidin ben zaten babaannemle vakit geçirecektim deyip bizi kovmaktan beter edince biz de daha fazla durmayalım bari dedik.

"Gyu sen napican bu senin cocugu?"
"Benim çocuk kim soobin?"
"Avmde ki çocuğu diyor işte."
"Benimki mi cidden?"
Evet. Beni sorgulamayın. Çünkü akıl sağlığım yerinde değil. Soobinle Yeonjun bile 'arkadaş' ayağına flörtleşirken bu kadar salak durmuyorlar. Ben o kadar bir salağım. İnsan bir kere gördüğü birine nasıl bu kadar bağlanabilir. Kalp işte ota da konuyor boka da.
"Gyu noldu lan daldın gittin."
"Nolsun olmadı bir şey." Soobin ufak bir bakış atarak noldu dercesine kafasını salladı. Ben de ortamlara alışınca her şeyimi döküyorum ortaya. Malum bunu söylemesem içimde kalacağı için anlatma kararındaydım. "Önce kafeye geçsek olur mu ya oturalım öyle anlatayım."

Herkes birbirine bakarken 'off' sesi çıkararak konuştu yeonjun bey. "Gyu oturttun bizi buraya anlatsana kanka." E bende başlayayım bari dedim. "Ya bakın şimdi bu geçen avmde ki çocuk var ya o bana çok tanıdık geldi. Yani nasıl diyeyim sanki daha önce görmüşüm gibi tanıyormuşum gibi. Çok düşündüm ama birine de benzetemedim. O takıldı kafama." Hepsi meraklı gözlerle bitirmemi beklerken konuşmaya devam ettim. "Eğer tanıyorsam nereden olduğunu da bilmiyorum ki. Keşke tanışmaya falan çalışsaydım ya."

"Olan oldu artık napalım."

"Evet yapacak bir şey yok artık."
Hemen dudaklarımı büzmüş ve kahve bardağımda kalan son kahveyi de twk seferde diklemiştim.

"Ya o değilde biz ne zaman dönücez?"

Ben Yeon'un sorduğuyla düşünürken Soobin yerinde biraz kıpırdandı.

"Ne zaman isterdin?" Bu çocuklar kesinlikle gizli gizli flörtleştiklerini sanıp bizi ayakta uyutmaya çalışıyorlardı. Cevaben sakince göz kırpan Yeonjundan sonra atıldım söze.

"yarın sanırım." bende emin değildim çünkü babaannem ısrar ederse dayanamaz bir gün de olsa fazladan kalabilirdik.

"Ben sıkıldım kalksak olur mu ya?"
Hyukaya bakıp kafamızı salladık ve hesabı ödeyip -yeonjuna pasladık- eve dönmüştük.

  🐳🐳🐳🐳🐳🐳🐳🐳🐳🐳🐳🐳🐳🐳

Oncelikle selamm! Uzun bir aradan sonra bir kac deneyimle bir seyler yazdim oldu mu bilmiyorum. Ki aslinda burayi unutmustum bildirimleri incelerken iki kisinin oy verme seysi gozume carpinca bana bi anda heves geldi biraz gotum basim ayri oynadi ama yine sıkilmazsam devami gelicek ayrica STREAM OVER THE MOON
STREAM SANCTUARY PLSS cokcok opuldunuzz
Kaciyorum
Kactimmm