2

10 1 0
                                    

"Hadi Kerem!"

Bade, diğer herkes gibi okulda olan sınıflar arası maçları izlemeye gelmiş ve sınıf arkadaşına tezahürat yapıyordu. Bade'nin bağırmasıyla Barış'ın Keremi yere düşürmesi bir olmuştu. Maç Bade'nin ve Barış'ın sınıfı arasındaydı. Hakem faul düdüğünü çalıp Barışa sarı kart göstermişti. Fakat bu sarı kart Barış ın yersiz inkarı ile beraber kırmızı olmuştu ve Barış maçtan çıkmıştı. Barışın çıkmasıyla Bade yerinden kalkıp onun peşinden soyunma odasına gitmişti.

"Barış?"

Barış gelen sesle arkasını döndü.

"Ne var Bade!"

Bu yersiz çıkışma Bade'nin de sinirini bozmuştu.

"Bana niye patlıyorsun Barış? Ben sadece iyi misin diye bakmaya gelmiştim. Merak eden de kabahat zaten."

Bade arkasını dönüp çıkacakken Barış kolundan tutmuştu.

"Dur kusura bakma biraz sinirlerim bozuk sadece."

"Orasını anladık... Biraz daha sakin oynasan? Çok agrasifsin Barış."

"Ben buyum kızım benden başka bir şey bekleme."

Bade göz devirip tekrar konuştu.

"Kimya sınavı var yarın çalıştın mı?"

"Sence?"

Bade tekrardan göz devirdi. Barışla konuşurken bunu yapmaması imkansızdı.

"Akşam bize gel çalışalım."

Barış kafasını salladı. Bade ise arkasını dönüp soyunma odasından çıktı. Fakat o sırada iki kişilik bir erkek grubunun ona imalı şekillerde laf atmasıyla olduğu yerde durdu. Son sınıf ve sözde popüler olan kişilerdi. Bade sesini yükselterek konuştu.

"Ne diyorsunuz siz be?"

İkiside gülüşmeye başladı. Barış Bade'nin sesini duyup soyunma odasından çıktı.

"Bade ne oluyor?"

Çocuklardan biri lafa atladı.

"Aha demek Barışla beraberdin he. Barış helal sana."

Tekrardan gülüşmeye başladılar. Fakat bu gülüşleri Barış'ın üstlerine saldırmasıyla kesildi.

                                 ∆

Günümüz Bade;

Sergen ile beraber uçaktan inip beklemeye başladık. Ben Barışı bekliyordum. Sergen ise acelesi olmadığını söyleyip benimle beraber beklemeye karar vermişti. Baya iyi anlaşmıştık onunla. Yanımda üç bavul vardı ve bunları sabit tutmak cidden zordu oturcak bir yer bulup oturduk. Sergen telefonla konuşuyordu. Telefonum çalmaya başladı arayan Barıştı.

"Efendim?"

"Nerdesin?"

O sırada arkası dönük bir şekilde duran sarı kıvırcık saçlı biri gözüme battı. Galiba Barıştı.

"Galiba arkandayım."

Hemen arkasını döndü. Göz göze gelince ben ona doğru yürümeye başladım. Sergen' de bana yardım ediyordu. Barış ise kendini gülmemek için zor tutuyor gibiydi. Yanına vardığımızda konuştum.

"Hayırdır Barış? İshal olmuşsunda kendini sıçmamak için zor tutuyor gibisin. İyi misin?"

Yüzü hızla şekil degiştirirken bu sefer gülen Sengen ve bendim.

Hamsi Tava [BAY]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin