🥀

574 56 114
                                        


Bahis ve motor yarışlarından zerre kadar anlamam o yüzden hatam varsa görmezden gelin lütfen 🙏

Yaklaşık bir buçuk saat süren araba yolculuğumuz, İstanbul'un daha önce hiç görmediğim yerlerinde bulunan bir otoparka  girmemizle son bulmuştu.

Arabadan inip etrafı inceledim. Dışarda normal binalardan daha farklı görünen bu binanın otoparkıda değişik tasarlanmıştı. Daha çok motor için küçük park yerleri yapılmış mavi ve kırmızı ışıklarla aydınlatılmıştı. arabalar içinse sade park yeri yapılmış motorların giriş yeriyle ayrılmıştı.

Barış yanıma gelip elimden tutunca etrafa bakmayı bırakıp onu takip ettim. Otoparkın içine doğru yürüdüğümüzde sonunda asansör bulunan dar bir koridora giriş yapmıştık.

"Nerdeyiz tam olarak? İstanbul'da daha önce buraları hiç görmemiştim."

Dönüp koridorun kırmızı ışığının aydınlattığı  yüzüne baktım. Gözleri saniyelik bana dönmüş sonra Altay'ın çağırdığı asansöre bindirmişti bizi.

"Burası İstanbul'un pek tekin olmayan kesimi. Ne pislik varsa burda döner, aklına gelebilecek herşey."

"Sizin burada ne işiniz var o zaman?"

Hayret dolu sesimle yanımdaki iki adama baktığımda Altay oflayarak ellerini cebine soktu.

"Eğlence için İsmail, genciz takılıyoruz işte"

"Kerem biliyor mu peki bu eğlenceni.." dönüp Barışa bakarak soruma devam ettim " yada baban?"

Altayla Barışın arasında bir bakışma döndüğünde Altay gözlerini devirdi.

"Ben sana dedim kardeşim, İsmaili bu ortama sokma diye."

Buraya gelene kadar arabada başımızın etini yemiş benim ısrarla gelmemem gerektiğini söylemişti. Şimdi sebebini daha iyi anlıyordum, onu Kereme şikayet etmemden korkmuştu.

"Merak etme Altay gidip sizi çocuk gibi şikayet edecek değilim. Ama bunları Kerem yada Barışın babası duysa o bahis biletlerini dürüp size sokar."

Sitemli sesime karşı ikisinden de ses çıkmazken az sonra asansörün kapısı açılmıştı. Geniş bir salon görüş alanıma girerken etrafta bulunan insanlara göz gezdirdim. Takım elbiseli adamlar, yarış için hazırlanmış sùrùcüler ve değişik kıyafetli birkaç kadın vardı.

"Mauro'nun yanına uğrayalım, yarış öncesi bir konuşayım onunla."

Altay salonun sağ tarafına doğru ilerlerken Barışla onu takip ettik. Yürürken aynı anda merak ettiğim için etrafı süzüyordum, bir duvar boydan boya  motor resimleri ile süslenmiş bazı kapıların yanında motorcularin yarış halindeki fotoğrafları asılmıştı.

Tam önüme dönecekken bir kapının açılıp kapanmasıyla içeriden çıkan adama baktım.

"Bu adamın burada ne işi var?"

Kaşlarım kendiliğinden çatılırken adamında beni fark etmesiyle birkaç saniye bakıştık. Beni burda gördüğüne şaşırmış olacak ki onunda kaşları çatılmış sonra ifadesini düzeltip dudağının bir kenarını yukarı kıvırmıştı.

"Gevşek herif."

Altay'ın bir odaya girmesiyle bizde onu takip ederek içeri girdik. Koltukta oturan adam bizi görünce ayağa kalkmış elini Altaya uzatmıştı.

"Hoşgeldin."

Aksanlı sesi dikkatimi çekerken Barışlada selamlaşmış elini bana uzatmıştı.

" Your name is İsmail, ben biliyor seni."

Mio dolce amore (baism)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin