sıcak bir los angeles öğleniydi, barış alper öğle arasına çıkmış ayaklarının değdiği sıcak kumun tadını çıkartıyordu. keyfi yerindeydi, burayı seviyordu. bu yaz hiç bitmesin istiyordu, emindi ki bir gün gerçekten buraya temelli yerleşip hayallerini gerçekleştirecekti. soğuğu sevmezdi, mutsuz yüzleri, düzenli tertipli ciddi şeyleri de sevmezdi. yani bu şehir tam ona göreydi.üniversiteye başladığından beri work and travel programıyla buraları ziyaret etmek istiyordu. sonunda son sınıfa geçeceği yaz ailesinin de yardımıyla parasını denkleştirmiş ve işte buradaydı. work and travel işleriyle ilgilenen şirket onun da istekleri doğrultusunda barışa bir kaç iş sunmuş barış ise can kurtaranlığı seçmişti. iyi yüzüyordu ve plajı, denizi seviyordu. insanları gözlemliyor ve onların sanki dünya dışındanmış gibi gözüken neşeleri onu memnun ediyordu.
buraya geleli henüz bir hafta olmuştu ve alışmıştı bile, sanki bu şehre aitmiş gibi hissediyordu. saçlarını tekrardan açtırmış, teni çok hafifçe bronzlaşmıştı. kendine bronz olmayı hiç yakıştırmadığı için çoğu zaman tonlarca güneş kremi sürse de yaptığı iş yüzünden hafif de olsa buna engel olamamıştı.
mütevazı davranmak istese de iyi göründüğünün farkındaydı. gün içinde o kadar kişi ya şakayla karışık ya da ciddi ciddi snapchat hesabını, instagram hesabını ya da dahası telefon numarasını istiyordu ki artık saymayı bırakmıştı.
barış için hiçbir zaman konu flört etmeye geldiğinde cinsiyet önemli olmamıştı. bunu anlaması geç sürse de nihayetinde anlayıp kendini kabul etmişti. o sadece geçirdiği iyi vakte odaklanıyordu ve tabii karşısındaki kişiyle ne kadar eğlendiğine, ona neler hissettirdiğine önem veriyordu.
işine dönmek üzereyken uzaktan ona seslenen bedene doğru döndü. metehan sırtında çantasıyla gülerek yanına geliyordu.
buraya ikisi gelmişti, zaten senelerce parayı da birlikte biriktirmişlerdi. ikisinin ortak hayaliydi.
"erken çıkmışsın işten."
metehan onu başıyla onaylayıp gülümsemesini iyice büyütmüştü. bir şeyler olduğu belliydi.
"çok tatlı bir kızla tanıştım alper, konuşurken nasıl geçti zaman anlamadım."
barış alper arkadaşının mutluluğuyla mutlu olmuş gülerek ensesini sıkmıştı hafifçe.
metehan barışın elinden kurtulup konuşmaya devam etti, "daha da iyisi akşam beni arkadaşının evindeki partiye davet etti, çok kalabalık olacakmış."
barış ne diyeceğini anlamıştı, "sen de bizi davet ediyorsun."
metehan kafasını hızlıca sallamış, utandığını belli etmemeye çalışıyordu.
"emirhan bey müsaitse gideriz üçümüz." barış alayla metehana göz kırpmış emirhanın adını vurgulamıştı.
emirhan buraya çok önceden gelmiş bir arkadaşıydı. üniversiteyi okumamış sırf buraya gelmek için buradan biriyle tanışmış, bir iki yıl kelimenin tam anlamıyla süründükten sonra sonunda buradaki hayatını kısmen düzene sokmuştu.
metehan ve barış da şirketin sağladığı kalabalık öğrenci evi yerine onunla kalıyorlardı ve bu durumdan gayet memnunlardı.
metehan suyundan bir yudum alıp yine barışa döndü, "aradım ve hallettim bile kaliteli ot içilecekse gelirmiş."
barış metehanın dediğiyle kahkaha atmıştı. hâlâ burda bazı şeylerin yasal oluşunu aşamıyordu gerçi.
ayaküstü biraz daha laflamışlar sonrasında metehan hazırlanmak istediği için barışın yanından ayrılmıştı. barış da bir kaç saat sonra mesaisinin bitmesiyle evlerinin yolunu tutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
so high
Fanfictionsemih kılıçsoy x barış alper yılmaz kizlar hayal urunu falan. gercek degil yani. egleniyoz sadece. kiz nesesi.