Çok soğuk bir geceydi.Tirtir titriyordum.Babam dışardaydı bizim için yani kendisi ve benim icin (malesef annem ve küçük kız kardeşim bir kazaya kurban gitmişti) bir kaç parça odun toplamak için ormanda ayılardan saklanarak koşuyordu.
Nihayet sabaha doğru eve gelebilmişti.Üstü başı yırtık bir şekildeydi.Sanırım onu rahat bırakmamışlardı ama ona saldıran bir ayı değildi. O komutan Sparol'du.O bütùn ormanı kendine ait sanan bencil bir zengindi ama bütün mal varlığı çok eski yıllardan kalan borçlardan cıkmıştı.Borç verdiği bütün insanlardan borcunu bir ay hatta bir haft içinde ödemek zorunda bırakıp sonrada ödeyemeyediklerinde de miktarın 2 katı faiz koyarak bu kadar zengin olmuştu.
Malesef içi bir çulsuzdan bile daha çirkin ve bencildi.
Babam beyaz renkli saçları ve onu tatlı gösteren küçük göbeği ve gözlüğüyle her halukarda tatlı ve şirin gözüküyordu.Ona son çay paketiyle bir bardak çay demledim babam bunu çok severdi.Küçük kulübemizde tek bir oda ve tek bir ocağımız vardı.
Babam biriyle evlenmemi o kadar çok istiyorduki anlatamam.Benim buralardaki tek talibim Komutin Sparoldu
zaten bu koca ormanda bir onun şatosu birde bizim kulubemizden başka bir yerde biride yoktu.