Bismillahirrahmanirrahim..
o_Oo_Oo_Oo_Oo_Oo_Oo_Oo_Oo_O
Çalıştığım yer olan kitapçıdan çıktıktan sonra yeni tasindigimiz evin yolunu tuttum.Kitapçıda çalışmak en büyük istegimdi zaten.Kitapların içinde yaşamak başka dünyalara sürüklüyordu beni...Bir gün yemyesil ormanda yürüyen bir prenses başka bir gün de masmavi gökyüzünde ozgurluge uçan o beyaz kuş oluyordum ben....Hayatım kitaplar kadar renkli değildi.Siyah ve beyaz içinde yaşayan biriydim.Benim dünyam kitaplarimfi.Kimse dunyama el süremez dokunamaz hayallerime zarar veremezdi.Ama gerçek dünya; herkesin başarısını almak, mutlu olmamasini sağlamak ,her zaman hayatının siyah ve beyaz arasında geçmesi için verdiği zorluklar insanı şu fani dünyadan küstürüyordu.İmtihan için gelmiştik buraya.Hem de büyük bir imtihan için...Bazen insanoglu o kadar daliyordu ki su fani dünyaya ,o kadar eğleniyordu ki,acılarını unutabiliyordu Anlamiyordum böyle insanları...Canı yanarken gülmek?? Hah . Benim guldugum zaman canım yanıyordu.Yalnizlik,karanlık...Sence de caninin yanmasi için fazla değil mi bunlar??
Guldugum zaman acilarimi düşünüp gulumsememi silerdim yüzümden.Sırf yangimdaki gamzelerin gozukmemesi için ...Neden mi?Beni o kadar mutlu sanmasinlar diye Ben çok sık gülen biri değilim.Sadece sevdijlerime gulmusumdur.O da eskidendi zaten...Şimdi yanımda olan sadece tatlı kardeşim Damlam..Tek ona gülüyorum.Çünkü annem ve babam bizi yarı yoldan bırakıp su imtihan dunyasindan göç ettiler.Rabbim ecellerini trafik kazası ile aldı...Mekânları cennet olsun.....
Kafamdaki dusuncelerimi beynimin en tenha yerindeki kutuphane büyüklüğünde olan düşünce köşeme kaldırdım.Bugün biraz geç çıkmıştım isten.Şimdi Damlam endiselenmistir benim için.
Hava da kararmisti.Bozuk sokak lambasi arada bir yanıp sonerek sanki karanlığı proyesto ediyordu.Bir iki yanıp sonmeden sonra lamba kökten sonmustu.Sönen lamba ile etraf karanlığa büründü.Ve ivimi yine nedensiz bir korku kapladi.Evet karanlık bir geçmişim vardı ve ben acilarimin üzerine gitmek yerine kenara çekilip içime kapanan acilarimi kağıda dökerek ağlayan bir kızdım.Yalnızlık içinde geçen karanlık bir geçmiş ...
Sokağı geçmem için ışığa ihtiyaç vardı.Bende feracemin cebinden mor kilifli telefonumu cikarip el feneri açtım.Su karanlığa son vererek...
Sokağı hatim indirerek gecmistim.Yine de korkuyordum.Arkamdan sanki biri beni takip ediyor gibime geliyordu.
Telefonu cebime koyup sessiz ama bir o ladar da hızlı adımlarla apartmana doğru yol aldım.Merdivenleri güçlükle çıktıktan sonra kapıyı anahatarla açtım.Ama ses cikarmamam gerekiyordu.Çünkü benim canım kardeşimi uyandirmamam gerekiyor.Parmak uclariyla içeriye girdim.Odama sessizce godiyordum ki salonun isiklari birden bire açıldı.Al işte şimdi başlıyoruz.Damla ilk atağa geçerek soze başladı.
-"Niye geç kaldın abla?" Bu soruyu sorarken ellerini gogusunde sabitleyerek sağ ayagiyla ritom tutuyor sol kaşını da yukarı doğru kaldırmıştı.Acaba o kaşı nasıl kaldırmisti?Ben aynada çoğu kez denememe rağmen yapamamistim ama neyse konuya dönelim:-)
-"Damlacim kusura bakma siparisden gelen kitapları raflara dizmem uzun sürdü.Rafları da temizlemek bana kalınca geciktim işte.Hem sen yemek yedin mi bakalım?"
-"Hayır,seni bekledim.Yemedim."
-"Niye oyle yapıyorsun gülüm ?Ben sana hep demiyor muyum beni bekleme yemeğini ye diye?" Kardeşime hep "gülüm"derdim.Bu kelimeyi ben en değer verdiklerime kullanırdım.O da benim en degerlimdi.Ailemden sonra....
Annem ve babam 1 sene önce trafik kazası sonucu vefat etmislerdi.Acimiz yeniydi.Ama hiç unutmuyorduk.Bu eve 3 hafta önce tasinmistik.Ailemin vefatindan sonra halamin evinde kalıyorduk.Halam da bizi hiç sevmezdi.Eniştem için kalıyorduk.Her zaman bizi kotuleyen ,babamı kotuleyen,basarimiza engel olan,her yerde laf sokusturan bir halam vardı malesef.Açık bir insan olmasına rağmen kimseye saygısı yoktu.Ben ve benim gibileri yobaz diye görürdü.Ona ıslam dininin guzelligini anlatmıştım çoğu kez, ama her zaman burun kivirmisti.Çocukları ikiz 2 tane vardı.Umut ve Uraz. Çok tatlı ve vok zekilerdi.Her zaman soru sorarlardi.Islam dinini orada otururken onlara anltamistim.Dikkatle dinledikten sonra dediklerimi yapmaya başlamışlardı.3yaşımdaki çocuklar namaz kılıyordu yaa..Bundan daha tatlı ne olabilir ki?Halam da bana "onları kendine benzetme beyinlerini boş islerle doldurma" derdi.Ama benim yegenlerim böyle şeylerin boş şey olmadığı biliyorlardi.Hâlâ onlara da gidiyordum.Sırf yegenlerim için.Her gidişimde yeni şeyler ogretiyordum..
Böyle dalmışken Damla beni durtuyordu.-"Abla yemek hazır .Daha seni kaç kez durtecegim ama parmagim kirildi.Yemeği balkona kurdum.Orada yeriz diye "
- "Tamam gülüm geliyorum. " Odama gidip feracemi çıkardım.Salimi da cilardiltan sonra yüzümü yikamaya gittim.Çok şükür ki namazlarim kaza olmamıştı.Kitapçıda küçücük mescit vardı namazlarimi orada kilmistim.Kafama tulbent bağlayıp aşağıya indim.Aman Allahim bu ne guzel sofra böyle.Ağzım acilti su an
-"Abla ağzını kapat sinek kaçacak"
-"Seni kerata seni sana soyleyeyim sem evde kalmazsin ha" bunları söylerken ağzıma tikistirmaya baslamistim yemekleri...
-"Abla sakin ol.Sadece her gün makarna ve çorba yemekten biktim.Bundan sonra sabah kahvaltilarini sen hazirlayacaksin ha ona göre"
-"Tamam gülüm sen her akşam boyle yemekler yap.Ben hazirlarim kahvaltiyi"
Sessizce yemekleri yemeğe koyulduk ama sessizliği Damla bozmuştu.
-"Abla ben annem ile babamı çok özledim.Yarın mezarlarına gidelim mi?"
-"Gidelim gülüm bende onları çok özledim".
-"Tamam sağol abla"
Okul işini ayarlamistim.Oturduğumuz yerde iki tane lise vardı anadolu lisesi ve anadolu imamhayip lisesi.Anadolu lisesine puanimi ucu ucina yetiyordu ama imamhatip istiyorduk yine.
-"Damla okul kaydimizi imamhatibe yaptıracağız haberin olsun."
-"Zaten bende istiyorum imamhatip sorun olmaz abla,yaptit kayıtları ama okul elbiseis ne olacak?"
-"İşte onları da yarın alacagiz inşallah"
-"Tamam o zaman. Ben sofrayı toplayim.Sende çay yapsan?"
-"Olur gittim bile.:-)o_Oo_Oo_Oo_Oo_Oo_Oo_Oo_Oo_O
Cayları içtikten sonra Damla uyumaya gitmişti.Bende balkonda biraz kafa dinleyecektim.Balkomda otururken yağmur ciselemeye başlamisti.O muhteşem toprak kokusu buyuluyordu insanı.Elimdeki kahveden bir yudum aldım.Biliyorum yeni çay iedin mi diyeceksiniz ama sanırım biraz kafeine ihtiyacım vardı.Güçlü olmaya ihtiyacım vardı.Hayata karşı güçlü olmaya...
Yağmur un oluşturduğu manzara izlenmeye değerdi.Şimşek carpmasi sonuci solal aydınlandı birden.Aklıma eski bir anımı getirmişti.Çok küçükken şimşek çarpmasından korkardim.Büyük beyaz ayicigimi alarak annemle babamın yatgina goder aralarina girerek uyurdum.Kendimi omlarin yanında güvenli hissederdimSanki bana kimse bir şey yapamayacakmis gibi...
Gözümden düşen damla yasa aldirmayip yüze dusmedem sildim.Artık onları ozledigimi anladım.Ama şimdi şimşek carptigimda sadece bakmakla yetinirdim.Aslında artık korkmuyordum.Çünkü onlar bana korkusuzlugu ogretmislerdi.
Sildigim damla yaşlar tekrar akıyordu.Dinmiyordu...Zaten her zaman karanliha ve sessizliğe aglardim.Karanlık da bana derdini anlatırdı bazen....
Annemi ve babamın vefati üzerine karanlık beni sessizliğe burundurmustu.Ama icimde hâlâ bir kim vardi.Sebebi annem ve babamın iş yemeğine gitmeden önce onlara sanki olacakları sezmisim gibi "gitmeyin"diyerek aglamistim.Ama annem ile babam "sadece iş yemeği kızım geri geleceğiz merak etme" demişlerdi.Ama gelmemislerdi işte gelmemislerdi.....
~~~~~~~~~Aglamam gecmisdi ama yağmur hâlâ yağıyordu. Bazen kendimi sonbaharda yağan yağmurdan sonra ortaya çıkan gokkusagina benzetirdim.Aglardim ama sonra gulerdim (kalın yazilan yerler yazarın kendi yazdığı sözlerden biri:-):-) )
Artık alisacaktim bu duruma.Sonuçta bana emanet edilen bir gülüm vardı.Damlam...o_Oo_Oo_Oo_Oo_Oo_Oo_Oo_Oo_O
Yagmurun cama vuran sesiyle uyandım.Dışarıda hâla yağmur yağıyordu.En sevdiğim aydi Eylül.Sararmış yapraklar,toprak kokusu ve huzur...Kışıda cok severdim aslinda...
O soğuktu ,bende soguktum...
Kahvaltiyi hazırlayıp Damlami çağırdım.Beraber kahvalri yaptık.Yalnız Damla çok mutlu gorunuyordu.
-"Damlacim neden mutlusun?"
-"Abla bir rüya gördüm.Ondan çok mutluyum"
-"Hayırdır inşallah amlst bakalım"
-"Rüyamda annem ile babamı gördüm.Bana annem "sabret kızlarım ,sabrın sonu selamettir"diyordu.Sonra yüzünü goremedigim ama sesi o kadar güzel birini duydum.Yaa geldi ama yüzü görünmüyordu. Yaninda da melekler vardı.O zaman anladım ki o güzel sesli kişi Hz.Muhammed Mustafaydi.."Allah sizlerle beraberdir.La ilahe illalha Muhammedur Rasulullah."dedi sonra onunla beraber yer ,gök, kuslar bembeyaz güvercinler de Allah ın Rasulunun dediğini tekrarladilar.Abla O an icime bir titreme girdi.Gunahlarimizi affetmesi için agliyordum af diliyordum."
Damla nin anlattigi rüyanın etkisindeydimİcimi bir tirteme alnisti.Rabbim Gül Muhammedin yüzü görmemizi nasip eyle.
Allahim sana her şey için sukurler olsun.Diye geçirdim icimden Rabbim bize yol gösteriyordu.EYY KURBAN OLDUGİM RABBİM SEN NE KADAR DA YUCESİN....o_Oo_Oo_Oo_Oo_Oo_Oo_Oo_Oo_O
Selamun Aleykum arkadaşlar ilk bölümle sizlerleyim.Bölümle ilgili yorumlariniz benim için çok önemlidir.Oy veren arkadaşlar da emeğe saygıyı bilen arladaslardir;-) Hatam varsa affola
Sizleri seven yazariniz:-)
VESSELAM.........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zelal Gibi...
Teen FictionHayata karşı güler yüzlü olmaya,insanlara karşı mutlu olmaya ,zorluklara karşı göğüs germeye ,yendiği zorlukları kendilerine yol göstererek başaran 2 kız kardeş. Zelal ve Damla..... #İmtihanla başladı.Sonu belki muratlarina ererek belki de kaderleri...