- Seni çok özleyeceğim Sera.
-Ah, ben de Nikkie.
'Bırakma beni, gitme' temalı sarılmadan sonra buğulanan gözlerle baktılar birbirlerine. Ana sınıfından beridir ayrılmaz iki olurken, şimdi belki de sonsuza dek görüşmemeye nasıl katlanacaklardı ki? Nikkie, belki Texsas' a bir daha dönmemek üzere gidiyordu. Kalan taraf mı, giden taraf mı daha zor olur, bilmiyordu ama onu asla unutmayacağını biliyordu Sera. Normalde hep giden taraf baş rol olur, okula gider, yeni insanlarla tanışır, uzaktan sadece bir yakışıklı görünen ancak okulun belalı tipine bulaşır, belalı tip, ondan intikamını almak için ya yakasına yapışır, ya da kendine aşık ettirir. Bunları Nikkie yaşayacaktı Sera ise New York'ta ki sade yaşamına devam edecekti. ''Amma uzattınız'' seskerini duyar gibiyim. Ama onlar normal bir sırdaş değil ki...
Onlar birbirlerinin her şeyiydi. Kız olmalarına rağmen.
- Kendine iyi bak.
-Bir daha görüşemeyeceğimizi kim söylemiş? Kaderin oyunu belli olmaz.
-Haklısın kardeşim.
Birbirlerine yeniden sarıldılar.. Son defa...
^^^
Ona her şeyim diye hitâp ediyordum. Yeri herkesden farklıydı. Yerini hangi ara yeni gelen ve nefret edeceğimi düşündüğüm komşu doldurdu?
