Gözlerimi açtım ve hızla yatakta doğruldum. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Saç diplerim ve pijamalarım su içinde kalmıştı. Bu kabusa alıştığımı düşünüyordum ama sürekli gördüğüm kabusum etkisini artırmıştı sanki. Her görüşümde daha fazla korkarak uyanıyordum. Alevleri, dumanların arasında nefes alamayışımı daha çok hissediyordum.
Kendime gelebilmek için bir süre daha yatakta oturdum. Kalp atışlarım normale döndüğünde ayaklarımı yataktan sarkıttım. Terliklerimi ayaklarıma geçirdikten sonra doğruca odamdaki banyoma yöneldim.
Duşumu aldım, dişlerimi fırçaladım ve en zor kısım olan saçlarıma şekil verme kısmına geçtim. Saçlarımı kuruturken içimden kabarmaması için dualar ediyordum. Saçlarımın kuruduğundan emin olduktan sonra aynada ki görüntüme baktım saçlarımın kabarmamış oluşuna sevinerek kendime bakmaya devam ettim. Dalgalı koyu kahve saçlar, beyaz bir ten ve biraz büyük olan ela gözler.
Odama geçim üzerime dar bir kot pantolon beyaz bol v yaka bir tişört ile beyaz nike spor ayakkabılarımı geçirdim son olarak biraz da makyaj yaptıktan sonra odamdan çıktım.
Merdivenlerden aşağı indim. Doğruca mutfağa büyükannemin yanına gittim. Her zaman olduğu gibi büyükannem benden önce kalkmış büyük bir mutlulukla kahvaltı hazırlıyordu. Yanına giderek yanağına sulu bir öpücük bıraktım ve gülümsedim.
"Günaydın büyükanne."
"Günaydın tatlım." Bana sıcacık gülümsemesi ile baktı.
Büyükannem altmışlı yaşlarında küt kesim gri saçları, görende sıkma isteği uyandıracak kadar tatlı yanakları ve derin maviliklere sahip gözleriyle bana bakarken onu ne kadar çok sevdiğimi düşündüm. Büyükannemi çok seviyordum. Benim ailem onlardı. Büyükannem ve büyükbabamdan başka kimsem yoktu. Annem ve babamı ben daha beş yaşlarındayken evimizde çıkan büyük yangın sonucu kaybetmiştim. Küçük olduğumdan dolayı olayları çok fazla hatırlamıyordum ama kabuslarım bu olaydan ne kadar çok etkilendiğimin bir kanıtı gibiydi. Bunu düşünmek dahi istemiyordum. Annemi ve babamın yanarak can vermiş oldukları gerçeğini kabullenemiyordum ya da kabullenmek istemiyordum işte. Aynı şekilde büyünannem ve büyükbabamda bunu kabul etmek istemiyorlardı sanki bu konu ile ilgili hiç konuşmamıştık. Ne onlar anlatmak istemişti ne de ben onlara soracak cesareti kendimde bulabilmiştim. Tek bildiğim çıkan yangının annem ve babamın sonu olurken benim o yangından kurtarıldığımdı. O günden sonra biricik oğullarının emaneti olan bana büyükannem ve büyükbabam bakmıştı. Bu yaşıma kadar onlarla gelebilmiştim. Onlarda olmasaydı ne halde olurdum diye düşünmekten kendimi alamadığım zamanlarda var oldukları için daha çok şükrediyordum.
Büyükannemin omlet yaptığını görünce yüzüme yayılan kocaman gülümseme ile ona bakmaya devam ettim. O da fark etmiş olacak ki tavadaki omleti çevik bir hareketle yukarı fırlatıp ters çevirdi. Ve bana göz kırptı. Bu hareketine hayran olduğumu biliyordu. Bu hareketi bir gün bende yapabilir miyim acaba diye düşünüyorken büyükbabamın sesi ile düşüncelerimden sıyrıldım.
"Kate."
Büyükbabamın bana seslendiğini duyunca mutfaktan çıktım.
Salona girdiğimde büyükbabamın her zaman ki yerinde oturmuş gazete okuyor olduğunu gördüm.
"Efendim büyükbaba." Diyerek yanına gittim.
"Hani benim günaydın öpücüğüm?" Gülerek yanağını gösterdiğinde bende gülümsedim ve oturduğu koltuğun kenarına oturarak boynuna sarıldım "Günaydın yakışıklı." Diyerek onu da öptüm. "Bu gün çok şıksın." Gülüşü daha da büyüdü. Gerçekten çok şık gözüküyordu. Beyaz kısa kesim saçları kahverengi gözleri ve uzun boyu. Giydiği açık mavi tonlardaki gömleğini kumaş pantolonun içine koymuş ve o bayıldığım bordo renkteki pantolon askılarını takmıştı. "Her zaman ki halim. Yalnız büyükannen duymasın. Şu sıralar çok kıskanç." Dediğinde ikimizde güldük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SECRET
VampireKocaman bir sır.. O koca sırrın getirdiği büyük yalanlar.. Kate hayatının koca bir yalandan ibaret olduğunu anladığında elinde kalan tek gerçek aşkıdır.