Selammmm!¡!¡!
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
İki saattir Karima'yı izliyordu. Saçma sapan hareketler yapıyor kendi kendine saçma saçma konuşuyordu. Ne yapacağını merak ediyordu. İçmişti. Fena içmişti. Ne yapsın bilmiyordu. Ona doğru yaklaştı. Kötü birşey yapacağından korkuyordu. Birşey olursa vicdan azabı çekerdi. Biraz konuştu. En çok geçen sözcük, baba olmuştu. En sonunda 'Babaaaaaa!' oldu sonra kendiğini boşluğa bıraktı. Tam o sırada belinden kavradı sarhoş. Kız sımsıkı yumduğu gözlerini yavaşça açmaya başladı. O sırada da ağzından birşeyler döküldü. Pek anlamasa da çocuk.
'Ölmedim mi ben? Bıraksana beni ne tutuyorsun?! Ya bırak beni bırak!'
'Ya geç şuraya kızım ya başıma bela açacaksın şimdi.'
'Ya bırak bela benim belam seni ilgilendirmiyor felan. Gitsene ye bırak beni öldüreceğim kendimi.'
'Sus beee!' deyip kucağına aldı Karima'yı. Çırpınıyordu ama nafile. Sonunda yüzüne baktığında şaşkınlıkla homurdandı.
'Beni mi takip ediyorsun. Öküz?!'
'Sen kimsin? Ne takip edecekmişim seni?'
'Bırak beni beee!!!' dedi sinirle.
'Kızım insanlık yapayım dedim ama sen ne anlarsın?'
'Bıraksaydın ölecektim. Sen ne bırakmıyorsun ki?!!!'
'Sebebi eminim sevgilinden ayrılmışsındır.'
'Hayır!'
'Ne o zaman?'
'Seni ilgilendirmez.'
'Her neyse kafanın dağılmasını gerçekten istiyor musun?'
'Hayır ölmek istiyorum.'
'Of be bak senle ne yapalım biliyor musun? Hatta sürpriz olsun. Sonrasında ölmek istersen yine öl yani fark etmez.'
'Başka türlü kurtulamayacağım değil mi?'
'Aaa nerden bildin?'
'Hayvan.'
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
Kucağından indirmedi. Arabanın önüne geldik. Sarı lamborghini ölüyorum bu arabaya. Bindim arabaya.
Sinirliydim. Gözümdeki yaşlar çoktan kurumuştu.
'Ben Kardi.' dedi elini uzatarak.
'Ne yapayım?'
'Bu kadar sert olmak zorunda mısın çirkin ördek yavrusu?'
'Ben sinirli değilim ve bana çirkin ördek yavrusu demekten vazgeç. Annem hayatında görüp görebileceğin en güzel bayandır!'
'Sen demek ki babana çekmişsin.' demesiyle benim göz yaşlarım boşaldı onun ise kahkahası.
'Ne oldu neden ağlıyorsun?'
'Sus!'
'Neden?'
'Merak ediyordun ya hani neden kendimi öldürmek istediğimi. Babam öldü benim sırf ben o kadar çok alış-veriş yaptığım. Beklentilerimin fazla olduğundan battı sonra. Eğer o gün daha erken gitmiş olsaydım yanına belki şimdi... onu yolundan çevirmiş... ölmesini engellemiş olurdum. Ama yoookk ben o gerizekalılar kadına baktım. Alış-verişe çıktım. Allah kahretsin o alış-verişi! Keşke... keşke o alış-verişe gitmeseydim.'
'Senin suçun değil olacakmış olmuş...'
'Hayır benim suçum. Özellikle batması. Ve zaten o yüzden öldü.' deyip ağlamaya başladım.
'Hani diyordum ya biraz unutmak... Alkol alır mısın?'
'Asla!'
'Ama yaşadıklarını bir nebze unutturursun. Rahatlarsın. Söz sarhoş olunca dokunmayacağım sana.'
'Sadece azıcık. O da bu acıya dayanamadığım için.'
Bir şişe uzattı. Kafama diktim. Tadını tam alamadım. Ama değişikti yüzümü buruşturup kafamı salladım.
'İn içişin değil mi?' dedi kendisi de kafaya dikerken. Arkama baktığımda bir sürü şişe olduğunu gördüm. Bu kadar alkolü ne yapacaktı? Hepsini içmeyecekti değil mi?
'Evet de senin ne derdin var bu kadar alkol aldın?'
'Ben... aslında o günü hatırlıyor musun? Hani benim arabama girdiğiniz gün. İşte o babamındı manevi değerde buydu. Babamın ölüm yıl dönümü bu gün 5 sene oldu ama hala alışamadım. Ben de kendimi böyle avutuyorum işte. Kardeşim de harap oluyor belki benden daha çok ama... O benden hep daha dayanıklıydı işte.