1.bölüm (TR-version)

103 3 0
                                    

Yıl: 2025, aralık ayının sonları.

Yıl başına az kalmasına rağmen Dongwoon'un evinde 10 yıl boyunca olduğu gibi halade bir değişiklik yoktu. Ölü fakat ölmemiş bir ceset gibiydi. Yaşı 35 olsada daha yaşlı gözüküyordu. Gözlerini tam açamayacak kadar yorgundu hatta. Yaşadıkları onu bu kadar yaşlandırıp yorsada sesi hala eskisi gibiydi. O fanlar için hala Beast'in maknae üyesi gibiydi.
Saat öglen 3 olsada Dongwoon hala uykudan uyanmamışdı. Saat 15:12 gibi annesi oğlunun sesini duya bilmek için Dongwoon'u aradı. Telefonun sesi yüzünden uyanan Dongwoon'un göz torbaları fazla uykudan şişmiş haldeydi. Yarı uykulu şekilde zorla telefona cevap verdi.

- Alo?

- Hala uyuyormusun?

- Ihh...dün gece geç uyudum.

- Tüm geceni çalışarak kendini hasta ediceksin. Dışarı çıkta hava al biraz.

- Ben iyiyim anne. Beni merak etme.

- Gruptan ayrıldığından beri böylesin. Kendinede zaman harca biraz.

- Anne cidden çok uykuluyum. Kendime gelince arıycam seni tamam mı?

- Tamam. Bekliycem.

Dongwoon telefonu kapatdıktan sonra yatagından kalkıp ağir adımlarla banyoya girdi. Duş aldıktan sonra üzerini giyiyordu. Tişortünü üzerine daha yeni giyerken kapı çaldı. Dongwoon kapıyı açmaya giderken
"Kesinlikle bu Hyunseung'dır"
dedi. Çünkü Hyunseung her sabah Dongwoon'u ziyaret edib, onu yemek yemek için dışarı çıkarırdı. Dongwoon'da zaten bunun için hazırlanmışdı. Kapıyı açınca Hyunseung'la birlikte 2025'in son günlerinin havasıda içeriye girdi.
Dongwoon:

- Hava gerçekten soğukmuş.

- Evet arabadan kapıya gelene kadar dondum.

- Belli zaten.

Hyunseung Dongwoon'la konuşurken durmadan nefesinin sıcaklığını eline ısıtmak için kullanıyordu.
Dongwoon paltosunu giydikten sonra 2side arabaya taraf gitdiler. Dongwoon arabanın kapısını açınca bir kız arkadan bağırmaya başladı.

- Dongwoon? Evet! Bu sensin! Beast'in maknae'si Dongwoo!

Kız sevinçle koşarak Dongwoo'un yanına geldi. Nerdeyse 20-21 yaşlarındakı bu kız mahalleye aylesiyle birlikte yeni taşınmışdı. Dongwoon'nun tam karşısında dikilen bu kız tanışmak için çok sabırsızdı.

- Merhaba sunbaenim. Ben buraya yeni taşındım ve sizinde burada oturduğunu duydum fakat sizinle tanışmak gibi bir fırsatım olamamışdı. Gruptan ayrıldığınızdan beri sizden hiç bir haber alamadım.

Dongwoon'sa karşısında duran acemi fanına hiç bir şey söyleyemedi.

- Ve Hyunseung oppa ~ Senide gerçekten çok seviyorum.

- Teşekkür ederim ama neden bağırıyorsun?

- Çünkü çok mutluyum ~

Kız yeniden Dongwoon'a dönüb konuşmaya başladı.

- Efendim? Gerçektende bu 10 yıl sizi çok yaşlandırmış. Geçmişteki maknae gibi gözükmüyorsunuz ama yinede çok yakışıklısınız.

Acemi fanın şu son cümlesi Dongwoon'u gerçektende çok sarsmışdı. Yüzünde hiç bir duygu gözükmesede gözlerini fanının gözünden çekerek yere baktı biraz. Hyunseungsa arkadaşının hiss etdiğini anlamışdı sanki.

- Dongwoon? İyimisin?

+ Aa... Evet

Her ikiside arabaya bindikden sonra yola koyuldular. Dongwoon arabanın önündeki aynadan el sallayan fanını gözden kayb olana dek izledi. Acemi fan gözden tamamen kayip olduktan 1 kaç dakika sonra Hyunsung arabayı kullanarak Dongwoon'la söhbet etmeye çalışıyordu.

- Fanını görmek seni iyi his etdirmedi mi?

- 10 yıl önceye kadar normaldi. Hatta fanlarımla konuşmak beni sevindirirdi.

- Neden toparlanmıyorsun?

- Hyung ne yapmamı bekliyorsun?

- Gruptan kendini toparlamak için ayrıldın. Fakat kendin için çalışmadığın halde bunu neden yaptın?

Dongwoon buna bile cevap veremedi. Ama Hyunseung hala konuşuyordu.

- Şu kız için. Bende üzgünüm fakat hepimizin kız arkadaşları oldu ve bir müddet sonra bizde ayrıldık ama senin yaptığın bu şeyi anlayamıyorum.
Dongwoon sonunda sabr edemeyerek bağırdı.
+ Tabikide anlayamazsın!!!

Hyunseung daha düzgün konuşa bilmek için arabayı sağa çekti. Bu seferde Dongwoon konuşmaya başladı.

- Çünkü siz hoşlandığınız kızlarla çıktınız ve sıkılınca ayrıldınız ama Herin öldü!

Dongwoon o kadar bağırarak konuşmuşduki son sözünü bitirince nefes nefese kaldı

Hyunseung:
-

Kavga etmemizi istemiyorum.

Hyunseung bu konuşmadan sonra yol boyunca Dongwoon'un gözlerine bakamadı. Sinirinden değil, nede utancından değil. Sadece Dongwoon'u üzdü diye ona bakamadı.

12:30 ( The miracle of the new year)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin