O gün de her zaman ki gibi Kalkıp okula gittim. Ama bu diğer okul günlerinden farklıydı tabiki;son okul günü.Üniversite 1'i bitirmiş olmama rağmen annem hala bir çocukmuşum gibi erken uyanıp kahvaltıyı hazırlamıştı. Bunda anormal bir şey değil biliyorum ama o bir bankada çalışıyor 6 saat uyayabilirdi ve son 2 uyku saatini bana ayırması sadece gereksiz bir fedakarlıktı. Ve sonunda o cehennem okul. Aslında bu aralar eskisi kadar cehennem gibi gelmiyordu çünkü okul 1 hafta sonra kapanıyordu. Derslerim pek iyi sayılmazdı. Sınıfa girdim. iki en iyi arkadaşım var. Okulda çekilmez olmayan tek varlıklarım; Gamze ve Melisa. Sırama oturunca beni çekiştirirek koridora çıkardılar. Melisa:
-uhuhu sana harika haberlerimiz vaar!
Her zamanki gibi saçmalayacaklarını dişünüp sakince:
-bu seferki ne bakalım,dedim. Gamze:
-yah Beren bu seferki gerçekten bomba. Kore'ye gidebiliriz artık.
Afallamıştım biraz da heyecanlanmış ve çok ani olduğunu düşünmüştüm. Biz fandık ve Kore dili ve edabiyatı okuyorduk. Ve koyu SHINee fanıydık ama bu noktada gerçekten saçmaladıklarını düşünmüştüm.
-ciddi misiniz siz? Nasıl olucak o iş?
Melisa:
-Annem bu sene notlarım iyi olduğu için sözünü tuttu ben de sizin de gelmenizi istediğimi söyledim o anneni ikna edeceğini söyledi
Küçük bir Çığlık attıktan sonra etraftakilerin tip tip bakmasına dayanamayıp Sınıfa girdik. Aww bu gerçekten harika.***
Sonunda şu uçağa binebilmiştik. Ben cam kenarında oturuyordum. Bunun için biraz yalvarmış olabilirdim. Çıkışta bizi Gamze'nin Koreli Arkadaşı jae kyung karşıladı. Onunla facebook'ta tanıştılar bu kadar yakın olduklarını bilmiyordum en azından evine gidebileceğimiz kadar.sonrasında şu hep dizilerde gördüğümüz geleneksel evlerden birine gittik. Jae kyung:
-yorulmuş olmalısınız dinlenin biliyorsunuz ki fan meeting e gidicez.
Ne olduğunu anlamamıştım ne meetingi? Hemen meraklı bakışlarla Melisa'ya baktım. Bunlar yine ne katıştırıyordu. Melisa:
-bunun aslında sürpriz olması gerekiyordu ama madem jae söyledi yarın SHINee'nin fan meetingine gidiyoruz.
Şaşırmak dışında başka bir şey yapamadım. Heyecanla bana verilen odaya gidip uyumaya çalıştım. Ama siz de yaşamışsınızdır ki Heyecanlı olunca uyumakta pek başarılı olamadım. Daha sonra bir mektup yazmaya karar verdim çünkü imza gününde imzalatabileceğim bir şeyim yoktu. Sonuçta bir uluslararası fanım ve ülkeye yeni geldim ne bekliyorsunuz ki. Ona ne verebilirdim. Hediye? Bunu hazırlayacak kadar zamanımız yoktu. Mektup? Aslında bunu yapabileceğimi düşündüm. Korecem çok iyi olmasa da günlük yaşamda kullanacak kadar biliyordum. O Yüzden mektup yazmaya karar verdim. Aslında ne yazacağım hakkında ufak bir fikrim dahi yoktu hatta ona nasıl sesleneceğimi bile bilmiyordum. Sevgili Taemin oppa? Ahh! Hayır bu olamazdı. Koreliler bildiğim kadarıyla tanımadıkları kişilerin onlara böyle seslenmesinden hoşlanmıyordu. O Yüzden en sade olan 'Taemin-shi' ile başlamaya karar verdim. Evet bu iyiydi...Ilk bölüm biraz kısa oldu. Biraz klasik bir konusu oldu sanırım. Umarım beğenirsiniz...
Eksiklerim hakkında yorum yaparsanız çok mutlu olurum^^